ATA YURDU ÖZBEKİSTAN-2

Salih Sedat Ersöz

Taşkent:

Özbekistan başkenti Taşkent’te çok sayıda tarihi yapı bulunuyor. Göz kamaştırıcı camilerin ve özgün mimariye sahip tarihi medreselerin varlığı şehre canlılık kazandırıyor. Yeşil alanları, park - bahçeleri, düzenli yerleşimi, geniş yolları, tertemiz cadde ve alanları da hemen dikkatimizi çekiyor.

Taşkent 3 milyonun üzerindeki nüfusuyla Orta Asya’nın en büyük, eski Sovyet Cumhuriyetleri içinde de Moskova, Sankt-Peterburg ve Kiev'den sonra dördüncü büyük şehirdir. 1966 yılında yaşanan yıkıcı depremin ardından şehir, büyük ölçüde yeniden inşa edilmiştir.

751 yılında Abbasiler tarafından fethedilen Taşkent, İpek Yolu güzergâhı üzerinde önemli bir nokta olmuştur. 9 ve 10 yüzyıllarda Samanî Devleti topraklarında yer alan şehir, 10 yüzyıl sonlarından 13 yüzyıl başlarına kadar Karahanlılar Devleti sınırları içinde kalmıştır. Taşkent 14 yüzyılda Timur tarafından ele geçirilerek Timur İmparatorluğu'nun en önemli merkezlerinden biri haline gelmiştir. 16 yüzyılın ikinci yarısında Buhara Hanlığı tarafından ele geçirilen şehir, 17 - 18 yüzyıllarda Kazak ve Kalmıklar'ın denetime geçmiş, 1809 yılında Hokand Hanlığı topraklarına katılmıştır. Hokand Hanlığı'nın zayıflaması ile şehir, 1865 yılında Rus İmparatorluğu tarafından ele geçirilmiş ve Rusya'nın Türkistan Genel Valiliği merkezi olmuştur.

1899 yılında hizmete alınan Taşkent-Orenburg demiryolu ile Orta Asya'nın en önemli ticari geçiş noktası haline gelen şehir, Kasım 1917'de Sovyet denetimine girmiş, 1918 yılında Türkistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin başkenti olmuştur. 1924 yılında kurulan Özbekistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti topraklarına dâhil olan Taşkent 1930 yılında bu cumhuriyetin başkenti olmuştur.

Görüldüğü gibi kadim bir başkent olan Taşkent, 1 Eylül 1991 tarihinde Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından bağımsızlığını ilan eden Özbekistan'ın başkentidir. Şimdi de Taşkent’te ziyaret ettiğimiz tarihi mekânlarla ilgili bazı bilgiler vermeye çalışacağım. Hazreti İmam Külliyesi: Taşkent'in eski şehir kısmında bulunan, turistlerin gözde uğrak noktalarından Hazreti İmam Külliyesi, birçok yapıyı bir araya toplamasıyla dikkati çekiyor. Adını Taşkent'te 10 yüzyılda yaşayan din âlimi Ebu Bekir Kaffal eş-Şaşi'nin lakabı Hazreti İmam’dan alan külliye, başkentin en önemli tarihî yapılarının başında geliyor.

İçerisinde Barak Han Medresesi, Muyi Mübarek Medresesi, Keffal Şaşi Türbesi, Tilla Şeyh Camii ve Hast’i İmam Camii bulunmakta olan Hazreti İmam Kompleksi, Taşkent'in en büyük mimari eserlerinden biri olarak kabul edilmektedir.

Her biri farklı dönemlerde inşa edilen bu yapıların olduğu külliyenin ortasında ise aynı anda binlerce kişinin bayram namazlarını kıldığı büyük bir alan mevcut. Arka kısımda Kaffal eş-Şaşi'nin mezarı bulunuyor. Külliyenin en eski yapılarından olan mezarın üzerindeki türbenin 1541'de mimar Gulam Hüseyin tarafından inşa edildiği biliniyor.

Taşkent'in 2007 yılında İslam Kültür Başkenti ilan edilmesinden sonra Özbekistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İslam Kerimov'un inisiyatifiyle külliye olarak inşa edilmiştir. Aynı anda 5 bin kişinin namaz kılabildiği caminin sağ taraftaki minaresi Harezmli ustalar tarafından 28 günde, soldaki minaresi ise Semerkantlı ustalar tarafından 29 günde tamamlanmış ve inşaat bittikten sonra bahçesine değişik ülkelerden getirilen 3600 adet dekoratif ağaç dikilmiştir.

Barak Han Medresesi: Külliyenin en eski yapılarından, 16 yüzyılda inşa edilen Barak Han Medresesi Orta Çağ'a özgü yapısı, mimarisi ve desenleriyle göz dolduruyor. Toplam 34 oda, mescit, ders salonu ve geniş iç avludan oluşan Barak Han Medresesi, iki köşesindeki mavi kubbeleri ve girişteki büyük kapısı ile Orta Çağ'dan kalma Semerkant ve Buhara'daki medrese ve camileri andırıyor. Giriş kapısının üzerindeki yarı kubbe de Orta Asya Türk mimarisine özgü şekil veriyor. Giriş kapısının iki kenarına ve üzerine işlenen mavi desenli motif ve Kur'ân-ı Kerîm ayetleri, medresenin bölgedeki diğer tarihi yapılarla benzer izler taşıdığını gösteriyor.

Barak Han Türbesi: Çağatay Hanlığı'nın 13 yüzyılda yaşayan hanlarından Barak Han'ın türbesi de adını verdiği medresede yer alıyor. Medresedeki odalar, hediyelik eşyaların satıldığı dükkânlar olarak kullanılıyor. Muyi Mübarek Medresesi: Külliyede ayrıca 1856-1857 yıllarında inşa edilen Muyi Mübarek (Sakal-ı Şerîf) Medresesi bulunuyor. Geçmişte Hz. Peygamber'in Sakal-ı Şerîf'inin muhafaza edilmesi dolayısıyla bu ismi aldığı biliniyor.

Bugün müze olarak kullanılan medresede, ceylan derisine yazılı ilk Kur’an-ı Kerim’lerden biri olan "Hz. Osman Mushafı" nın muhafaza edilmesinden dolayı İslâm âlemi için büyük önem taşıyor. Kur’ân-ı Kerîm'in, Timur Devletinin kurucusu Emir Timur tarafından 14 yüzyılda Bağdat'tan Semerkant'a getirildiği tahmin ediliyor. Rusların Orta Asya'yı ele geçirmesinin ardından 1869'da St. Petersburg'a götürülen Kur'an-ı Kerim, 1923 yılında geri getirilmesiyle Semerkant’ın ardından Özbekistan Müslümanları Dinî İdaresi’nin müzesi olan Muyi Mübarek Medresesi'nde muhafaza ediliyor.

Hazreti İmam Külliyesinde ayrıca 19 yüzyılın sonunda inşa edilen Tilla Şeyh ve Özbekistan'ın bağımsızlığını kazanmasının ardından 2007'de yaptırılan Hazreti İmam Camilerinin yanı sıra Özbekistan Müslümanları Dinî İdaresi ile İmam Buhari Taşkent İslâm Enstitüsü de bulunuyor. Taşkent İslâm Enstitüsü, eski Sovyetler Birliği döneminde İslâm dini üzerine eğitim veren tek yükseköğretim kurumu olmasıyla dikkati çekiyor. Kukeldaş Medresesi: Taşkent'in en büyük İslami mekânlarından biri olan Kukeldaş medresesi, Çarsu Meydanı bölgesinde yerleşmiş bulunmaktadır. Bu medrese, Taşkent’in en büyük mimari anıtlarından birisidir ve başkentin eski kısmının sembolü olarak tanınmıştır. 10 yüzyılda üç şehir kapısından biri burada bulunuyordu.

Medrese; tarihi boyunca iç savaşlar ve afetler gibi birçok olaya tanık olmuş ve defalarca yıkılarak tekrar restore edilmiştir. Son olarak Özbekistan'ın bağımsızlık yıllarında Taşkentli ustaların çabalarıyla tamamen restore edilen medresede bugün ezan sesi duyulmakta, medrese odalarında ise öğrencilere yönelik dersler ve çeşitli dini hizmetler verilmektedir.

Çorsu (Çarsu) Çarşısı: Taşkent'in eski şehir merkezinde bulunan geleneksel bir çarşıdır. Mavi renkli kubbeli binasının altında ve bitişik alanlarında her türlü günlük ihtiyaç malzemesi satılmaktadır. Çorsu Çarşısı, Kukeldaş Medresesi'nin yakınında yer almaktadır. "Çorsu", Tacik dilinde "kavşak" veya "dört dere" anlamına gelen bir kelimedir.

Bağımsızlık Meydanı: Taşkent'in sembolik kalbi olan Bağımsızlık Meydanı, sadece coğrafi bir merkez değil, aynı zamanda şehrin sakinleri için kültürel ve tarihi bir işarettir. Bu meydan, sadece Taşkent'teki değil, tüm

Özbekistan'daki ana meydandır. Geniş, ferah, bol yeşillik içinde eski ve yeni Taşkent'i birleştiren bir meydandır. Sovyetler Birliği döneminde, meydan Lenin Meydanı olarak adlandırıldı ve Lenin'in bir heykeli meydanın odak noktası haline geldi. 1991'de Özbekistan'ın bağımsızlık ilanıyla birlikte esen değişim rüzgârı meydana yeni bir kimlik kazandırdı. 1992'de Bağımsızlık Meydanı olarak yeniden adlandırılan alandaki Lenin anıtı kaldırılarak, üzerinde Özbekistan haritasının sergilendiği bir kürenin yer aldığı Bağımsızlık Anıtı yapıldı. Günümüzde Bağımsızlık Meydanı, özellikle Özbekistan Bağımsızlık Günü (1 Eylül) ve Yeni Yıl (1 Ocak) gibi önemli günlerde büyük kutlamalara sahne oluyor.

1941'de Almanya, barış anlaşmasını ihlal ederek sınırı geçti ve SSCB'ye saldırdı. Taşkent bu sınırlardan uzaktı, bir cephe şehri değildi ama burada da genel seferberlik ilan edildi. O zamanlar 6 milyon olan ülke nüfusunun üçte biri kadar Özbek askeri savaşa gitti, 538.000'den fazla Özbek can verdi, 640 kişi özürlü döndü, 158 kayıp olarak listeye alındı. Sovyetler, kendi askerleri yerine cepheden uzak Müslüman Özbek askerlerini göndererek savaşta kırdırmış oldu.

Kompleksin sonunda, Yaslı Anne anıtının bulunduğu yerde Ebedi (Sönmez) Ateş yanmaktadır. Emir Timur Meydanı: Şehrin tam ortasında bulunan Emir Timur Meydanı, adını Özbekistan’da çok sevilen liderinin isminden almaktadır. Taşkent’te bütün yollar şehrin kalbi olan bu meydana çıkmaktadır. Meydanın ortasında Emir Timur heykeli yer alıyor. Heykel, ünlü heykeltraş İlkhom Jabbarov tarafından bronzdan yapılmıştır. Meydana Bolşevik ihtilalinden sonra Lenin heykeli daha sonra da Stalin ve Marx heykelleri dikilmiştir. 31 Ağustos 1994'te, Özbekistan'ın bağımsızlığının üçüncü yıldönümünün arifesinde bu alana "Emir Timur Meydanı" adı verildi ve meydanda bulunan önceki heykeller kaldırılarak, at üzerinde oturan Emir Timur’un heykeli yerleştirildi.

Her biri ayrı bir güzellik bahşeden ve gönül dünyamızı aydınlatan tarihi mekânlar ve medreseleri ziyaretten sonra gördüğümüz harika meydanlarla ilk günkü Taşkent gezimiz tamamlanmış oldu. Kafilemizde biraz yorgunluk olsa da farklı yerleri görmenin mutluluğu içinde akşam yemeği için Sim Sim Restoran’a geldik. Restoran benzeri az bulunan ve maalesef güzel Konya’mızda bir örneği olmayan her yeri rengarenk işlemeli sanat şaheseri bir yerdi. Görenin ruhunu dinlendirdiği bu yerdeki akşam yemeğinden sonra otelimize yerleştik.

(Devam edecek)