"Yazılacak çokşeyimiz var" projesi kapsamında TYB Konya şubesi çeşitli gezilerdüzenlemektedir. Bu gezilerden biri de 22 Eylül 2012' de Cumartesi günüKayseri'ye yapıldı. Geziye eşimleberaber beni de davet ettiler. Ben de davete icabet ettim.
Otobüsümüz sabahsaat 05.30 TYB Konya şubesinin önünden hareket etti. Sabahın erken saatindebaşlayan bir yolculuk hepimizi diri tuttu. Yol boyunca dışarıyı seyrettim.Bozkırın solan ve kuruyan otlarına inat Konya Şeker'in yol boyunca diktiğiağaçlar ve oluşturduğu korular hayatta kalabilmenin sevincini yaşıyorgibiydiler. Yemyeşil görüntüsüyle seyredenleri, sıradanlıktan uzaklaştırıyor,onlara da hayat veriyor, canlı tutuyordu.
Otobüsümüz saat10.00 sularında Kayseri'ye vasıl oldu. Orada bizi TYB Kayseri Şube başkanı veKayseri Büyükşehir Belediyesi görevlileri karşıladı. Onların rehberliğindeKayseri'yi gezmeye başladık. İlk olarakErciyes dağına gittik. Hava sisli olduğu için etrafı seyredemedik. Dağın 2000m. zirvesinde yapılan sabah kahvaltısının ardından RefikTuzcuoğlu, Erciyesdağının dünyanın en sayılı kayak merkezlerinden biri haline getirmek üzereKayseri Büyükşehir Belediyesinin yaptığı yatırımlardan ve projelerindenbahsetti. Daha sonra gondollara binip dağın zirvesine çıkmak için hep birlikteHacılar pist merkezine doğru hareket ettik. Hacılar'a vardığımızda yetkililerbizi bilgilendirdi. Sırayla gondollara bindik. İlk önce başım döner gibi oldu.Çok korktuğum için sıkıca gondolun demirine sarıldım. Bir müddet sonra açıldımve sakinleştim. Yanımda eşimle birlikte Hüzeyme Yeşim Koçak ve Fatma ÜnverHanımefendiler de vardı. Dağın zirvesine doğru yükseldikçe bulutlar aşağıdakaldı ve çok güzel bir görüntü oluştu.
Erciyes dağındansonraki durağımız Kadir Has müzesi oldu. Kayserili iş adamlarının en önemliözelliği kendi memleketlerine de yatırım yapmaları. Bunlardan biri de işadamıve sanayici Kadir Has'dır. Kadir Has Müzesini çok güzel düzenlemişler.Kayseri'nin tarihini ve eserlerini dijital ortama taşımışlar. Girişte hemenortada şehirde bulunan önemli yerleri gösteren bir maket var. Bu maket üzerindeyetkililer bize şehri tanıttılar. Daha sonra herkese birer kulaklık ve bircihaz vererek, bizlerin hangi kabine girersek o eser hakkında bilgi sahibiolmamızı temin ettiler. Bu hizmetten dolayı çok teşekkür ederim.
İkindi namazınınardından Bahaeddin Veledin müridi ve Hazreti Mevlâna'nın hocası SeyyidBurhaneddin Efendi'nin türbesini ziyaret ettik.Siz okuyucularıma Türbe'debulunan bazı kitabeleri ve şiirleri okuyarak bilgilendirmek istedim. Yalnızflaş patladığı için bazı yerleri okuyamadım. Türbenin kapısının üzerinde talikbir yazı ile şu kitabe yer almaktadır:
"Fart-ı adab ilegir zâir muhlis ki budur,
Merkad-ımuhterem Hazret-i Burhaneddin
Çeşm-i irfanınakuhl istersen
Cebhe-i say-ikadem Hazret-i Burhaneddin
( kuhl : sürme;cebhe: alın; cebhe-yi say: alnını süren)
Kitabenin hemenaltında yine talik bir hat ile H.1241 tarihli "Ya hazret-i Seyyid Burhanedin" yazılıbir levha asılıdır. Besmeleyle eşikten içeri girdiğimiz zaman ortadaki sandukaSeyyid Burhaneddin Hazretlerine aittir. Üzerindeki örtüde " Besmele", "La ilâheillallah Muhammeden Resulullah" ile "Külli nefsin zaikatül mevt sümme ileynaturceun" (Ankebut suresi, ayet: 57) "Fe izâzcâe ecelühüm la yeste'hirune ve layüstakdimîn" (Araf Suresi, ayet: 32) ayet-i kerimeler yazılıdır. Sandukanınsağındaki duvar üzerinde Kayserili Mevlevi Şeyhi Ahmed Remzi Dede'nin SeyyidBurhaneddin Hazretleri için yazdığı " Ayine-i seyyid-i sırdan Hazret-iBurhaneddin"başlıklı manzume asılıdır. Manzumenin günümüz Türkçesine çevrisişöyledir:
1-Müncellîdirkerem-i Hazret-i Burhaneddin
Münteşîrdir hemhazret-i Burhaneddin
Nice dil-mürdeyibir nefhada manend-i Mesih
Hay eder feyz-idem Hazret-i Burhaneddin
Seyr edermaide-i gayb ile her ehli dil
Raygândır naimHazret-i Burhaneddin
Olur uşak dil-i âzadınayine beri'üs-sâ'a
Derd-i aşk-ıelem Hazret-i Burhaneddin
Gözleriz ser mehola dîde-i irfanımıza
Hâk-i pâk-ikadem Hazret-i Burhaneddin
2-Barikallahzehi türbe-iBurhaneddin
Sanın Allah, zehisecde(?) ki kerrübînin
Tâk-ı eyvandeğil, kaide-i arş-ı berrin
Sinnin vesanduka değil mahzen, esrâr-ı mübin
Südde-i dergehimaliş-geh erbâb-ı yakîn
Sahası hemşeref, menzileti illiyyin
Nurdandır bu bihîn-izâviye feyz-i âyin
Çeşm-i hak-bînile bak, olma hazer kıl geç-bîn
Zairâ işte budurtürbet-i Burhaneddin
3-Hazretinmütefennin eyledim şerh u beyan
Yazalım nazımlabi-avn-ü Hüdâ-yı Mennean
Hâk-i Tirmiz'devücuduyla şereflendi cihân
Ol havalide edipkesb-i ulûm u irfan
İlm-i sûrideolup nadire-i devr u zaman
Eyledi canib-ima'naya nihâyet güzereân
Vâlid-i Mollayahemen ez dil ü can
Oldu mürşid-iyektâ-yı vilâyet unvan
Eyledi hâk-i dermürşide çün ferş-i cîn
Oldu ber ter şereftürbet-i Burhaneddin
4-Peder-i Hazret-iMolla'ya mürid olduğu dem
Oldu esrâr-ıtecelli Hüdâ'ya mahrem
Şahid-i aşkladağlarda olurdu hem-dem
Oldu Musa gibibî- vasıta mücellâ-yı hakim
Nagehân-ıhatif-i gaybdan olundu mülhem
Terk kıl buta'bi-i gayri tir kayd-ı elem
Hiç etmezdiibadetini bir vechile kem
Aşkını şevkinitarifde ayâna desem
Evliya zümresinebişr ü bâ temkin
Aynı vuslatta idikurbet-i Burhaneddin
5-Peder-iHazret-i Pîr etti Hicaz'a rıhlet
Tirmiz'de kıldısaadetle azimet-hizmet
Harem-iMuhterem'e yüz sürüp etti davet
Azm-i Rum eylediol mürşid âlî himmet
Verdi Larende'yeteşrîf-i kudumü rif'at
Etti birkaç senetedris füyûz-u hikmet
Konya'dan izzetü hürmetle olundu davet
Hanedanıylateşrife buyurdu rağbet
Oldu bir haylisene Konya'da seccâde-nişîn
Mür şid-i berkerem Hazret-i Burhaneddin
6-628 idüp olnûr-u hüda
Necl-i pâkinbırakıp azm-i saray-ı ukba
Hakin Tirmiz'deidi Seyyid-i sırdan hâlâ
Rıhleti keşf ilebilmişti o zât-ı vâlâ
Dedi kim gittibenim pîr-i münirim hayfa
Yalnızdırgidelim çünkü cenab-ı Molla
Edelim hidmet-imevduayı arz u ifa
Çünkü tembihedilmiş idi ma'nada âna
Geldi tam birsenede Konya'ya bu zât-ı Güzin
Rum'a da verdişeref himmet-i Burhaneddin
7-Pîrininmirkad-ı pâkini ziyaret etti.
Dil-i firkatzehi-ipîri iyadet etti.
Dedi ey nur-ubasrî, emr ü işaret etti
Vâlidinhidmetini çünkü irâet eti.
Hazretin ilm ükemaline kanaat etti
Şerm-sâr ileteklif-i inâbet etti.
Hazret-i pîr dederhal itaat etti.
Şevkle hazretiirşada riâyet etti.
Etti esrârı ânatam 9 yıl teybin
Sebeb-i kurbetolan sohbet-i Burhaneddin
8-Gördü seyyidki tamam etti sülûku Hazret
Kalmadı terbiyet-imürşide asla hacet
Dedi kim Kayseri'yegitmeye var mı ruhsat
Dedi mollana geley kaşif-i sırrı-ı vahdet
Bizi tenhabırakıp etme enis-i mihnet
Eyledi suret-imahfiyede seyyid rıhlet
Yolda esbiyıkılıp, etti heman dem-i ric'at
Dedi ey nur-u hüdaver bize elbet ruhsat
Geliyor işte bugünlerde size Şemseddin
Kalmadı zerrekadar hidmet-i Burhaneddin
9-Şeş-i sad u siile heşt olmuştu devre-i sal
Kayseri şehriniteşrife buyurdu ikbal
İttihaz eyledibir hane Firdevs- misâl
Mevlevihanedirol Bargeh-i â'lü'l- âl
Neşr-i feyz ettinice yıl ol pesendide-hisal
Buldu merdân-ıHüdâ saye-i feyizde kemâl
Ser-teser hidmet-iirşâd olundu ikmâl
Geldi ol dem gâvle,müstağrak envâr-ı cemâl
Dedi bir hasmüridine ki durma fi'l hal
Sûkda eyleyenidana ki bilinsin ahval
Ser-beser eyleahaliye bu hali tebyin
Dedi bu gün olduayan rıhlet-i Burhaneddin
10-O mürid ettiheman memleket içre ifşâ
Ki bugünseyidimiz eyledi azm-i ukba
Es-sela hazırolun vakta eya ehl-i teka
Konuyor seninmusallaya veliyü yektesena(?)
Eyledi tekkeyebih davet o mürid-i dânâ
Gördü kim hücrede o zât-ı serâir-i bina
Zikre meşgulfakat mevt eseri yok asla
Dedi kimemrinizi ettim efendim ifa
O zaman Hakk'aniyaz ile edip va'z-ı cebin
Eyledi azm-ibekâ Hazret-i Burhaneddin
11-Hazretinrıhleti tarihini tayin edemem
Görmedimdoğrusunu doğru değildir ne desem
İsterim kalmasınamma bu hakikat mübhem
Eylerim ehl-itevarihden ümid-i kerem
Yazma mümkün mükemâlâtını ber-vech-i etemm
Yalnız ikisiniyazmaya azm etti kalem
Sukda bir gün ovâlâ-yı hemimeye bir sersem
Dedi kimdamendiniz eğri niçündür bilsem
Dedi sen ağzınıdoğrult ki değil bu bize şeyn
Ağzını eğdi anınhimmet-i Burhaneddin
12-Dedi birhâdimi ,bir gün ki iyya pâk ü tahur
Yıkayayım şevkile pirâheni varsa destur
Dedi ey hâdimgeç, bende yeter görme kusur
Câmeler pâkineolsun mu umurun maksur?
Pâk ettikce yinekirlenir ey ehl-i şuur
Çirkden câme-izertâlî red etmeli dûr
Can tahiroluncak, câme olur pâk ü tahur
Nur idensîretini, sureti de eyler nur
Câmeşûyolmaheman canını kıl pâk ü behîn
Görmedin mibumudur haslet-i Burhaneddin
13-Bu idi hasmüridânına pendi her ân
Ki edin savm uriyazet tetayyür-i cinan
Çün sıyam ilererer üç kemâle insan
Hîn-i rıhletteşu manzumeyi etti ilân
Ey dost, kolumküre ve canım bustan
Mestim küre veezher dü cihanım butsan
Baherçe dilimkarargir debi tu
Ateş buy-ıenderzen ve ânım butsan
Farisî bireser-i muteberi mahfuzdur
Der ki hazret-iMolla da bedi'üt- tebeyan
Dahi bakhaşiye-i nazmımı etdi tezyin
Arabî kıt'a-yıpür hikmet Burhaneddin
14-Meded ey bişrü ehl-i vilayet himmet
Meded eybederka-yı rah, hidâyet himmet
Meded ey seyyid,erbab-ı kerâmet himmet
Meded eypadişeh, kişver-i hikmet himmet
Meded ey kaşif, esrar-ıtarikat himmet
Meded eybülbül-ü gülzâr, siyadet himmet
Ey mürebbi-işeh, mülk-ü hakikat himmet
Ermezem ruz-uhazarımızı naçize-i hemin
Deseler bende-ibî ...Hazret-i Burhaneddin
15-Naşir-i nur-uhüda Hazret-i Burhaneddin
Vakıf-ı sırr-ıbeka Hazret-i Burhaneddin
Mülteca-yı ürefaHazret-i Burhaneddin
Dest-gîr-i zuafahazret-i Burhaneddin
Yetiş imdadımaHazret-i Burhaneddin
16-Sensin eyseyyid-i sırdan hakayık-ı bina
Mürşid-i ekberber feyz-i mualla
Sendedir himmetsultan-ı büzürg-ü ulema
Arzuhal etmeyedergaha yüzüm yok amma(?)
Yetiş imdadımaya Hazret-i Burhaneddin
17-Mesnevî zat-ıhümayununu tavsif ediyor
Mütefeyyiz-i hemiminolmayı teklif ediyor
Dildeki hubbsevabındaki tahvif ediyor
Söylesem herkime derdim seni tarif ediyor
Yetiş imdadımaya Hazret-i Burhaneddin
18-Hayıf Remzigibi enva-yı fezahat ettim
Bilerekbilmeyerek hayli kabâhat ettim
Bütünettiklerime gayri nedâmet ettim
Der-i ihsanına cürmümledehalet ettim
Yetiş imdadımaya Hazret-i Burhaneddin
(Münteşir: Neşr eden, yayan. Zehi: Mutlu.Mürde: Ölü, ölmüş. Dil: Gönül. Nefha: Soluk, nefes, üfleme. Manend: Benzeyen,gibi. Hayy: Diri, canlı. Maide: Hazret-i İsa'ya mucize olarak Allah tarafındanindirilen sofra. Kerrübîn: Büyük melek. Raygân: Bedelsiz. Niam: Nimetler.Ber'i: Berat etmek, kurtulmak. Sa'a: Kıyamet. Şerm-sar: Utangaç. İnabet:Tarikata girmek. Gâv: Öküz. Cebin: alın; Şeyn: ayıp, kusur, leke. Damen: Etek.Bîn: Görmek, Geç: Eğik, çarpık. Bederka: Yol gösteren, rehber. Siyadet:Efendilik, beylik. Fezahat: Rezillik, rezalet.)
Sandukanın tamkarşısında Eretna beylerinden H.750 tarihli Emir Erdoğmuş'un türbesi bulunmaktadır.Bir Fatiha da ona bağışladıktan sonra sol taraftaki mezar taşlarınayöneliyoruz. Süleyman Türabî'ye aid talik yazı ile hâk edilmiş mezar taşınınkitabesi şöyledir: " San-i Molla-yı Rumî pişvâ-yı arifân/ Mürşid-râh hakikatfeyiz-bahş .../ Seyr edüb esrâr-ı arş u âlem la büyutu şod/ Hak eyleye Hakku'l-yakînvuslatda ide her zaman/Oldu ser-i pâkine ilham-ı emr-i irci'i/ Bal içüb(?)gitti huzura müheyya la-mekân/ Dergeh-i Vâlâ-yı mevlâna'da iken post-nişîn/Yekta-yı Darü's-selam oldu şeyh-i Kamran/ Çıktı bir tarih-i mu'cem hayretadilden heman/ Kutb-u Rum ..Şeyh Süleyman Türabî cinan."
Yine Ahmet RemziEfendi'ye ait ikinci bir mezar taşının kitabesi de şöyledir: "Hüve'l- Hallaku'l- baki Hayf âna ki Şeyh Efendieyledi azm-i câna/ Cümlemiz mahzun oldu gûş iden ahbab u yarâna/ Hûb-u ahlâksıfat-ı munzar-ı hasletleri (?)/Pişveh-i adâb güyâ meclis-i cevher-feşân/Hürmet-tah(?) u Yasin afv ide cürm-ü günahın/ Hazret-i Hallak-u alem vacib-icezir-i Yezdan/ Dört taraftan daldı aleme söyledi yed-i müverrih(?)/Ahmed RemziEfendi...
SeyyidBurhaneddin Türbesinde daha fazla kalamadık. Akşam namazına bir saat vardı. Saat7.00 'de Cumhuriyet meydanındaki camide buluşmak üzere ekibimizle meydandasözleştik ve şehri gezmeye başladık. Kayseri'de yollar geniş ve sokaklar pırılprıl. Tramvay, son derece modern. Rayların arasına çim ekilmiş. Bu banaecdadımızın Mekke -i Mükerreme'deki Kabe-i Muazzama ve hacılara hürmeten,onları rahatsız etmemek için raylara keçe döşediği dönemi hatırlattı. Her halde Belediye başkanı da şehir halkınırahatsız etmemek için böyle bir yola başvurmuş olsa gerek.
Kayseri'detarihi doku pek bozulmamış. 1220'li yıllarda Sultan Alaeddin Keykubattarafından tamir edilen kalenin dış surları yıkılmış. İç kale ise dimdik ayaktave geçmişten gelecek kuşaklara yaşadığı devrin ihtişamını haykırıyor.
Cumhuriyet Meydanında ilk ziyaret ettiğimiz tarihi binaSahibiye Medresesi oldu. 1267 yılında Sahip Ata Fahreddin Ali tarafındanyaptırılan medresenin öğrenci odaları, kitapçı dükkanı olarak kullanılıyor.
Selçuklu mimarigeleneğine uygun olarak inşa edilmiş olan Sahibiye Medresesi'nin taç kapısıüzerinde bulunan kitabesinin Türkçe çevirisi şöyledir:
"Bu mübarek medresenin yapılmasını Kılıçaslan oğlu Yüce Sultan, Sultanlarsultanı, din ve dünyanın koruyucusu, fetihler sahibi Keyhüsrev zamanında, Allahmülkünü daim kıla 666 (1267) yılı aylarında Allah'u Teala'nın rahmetini umankul Hüseyin oğlu Sahip Ali emretti".
Geometrikmotiflerle süslü taç kapının sağından başlayarak sola doğru sülüs hatla birhadis yazılmıştır. Hadis: " Kale sallahü aleyhi ve sellem: Ma ubidallahi bişey'in efdale min fıkhın fi'd-din vela fakihun vahidün eşeddü ale'ş-şeytani minelfi âbidin. Veli külli şey'in imadün ve imâdü haze'd-dini'l fıkhı." Anlamı:Dinde fakihlikten, dinde bilgili bir alim olmaktan daha güzel bir durumdaibadet edilemez. Bir tek dini bilen bir âlim insan, şeytana kök söktüren bintane abiden daha şiddetlidir."
Mimar Sinan Parkındaki Gevher NesibeŞifahanesini ve medresesi Selçukluların ilme ve kadına verdiği değerin en güzelörneğidir. Medrese yan yana iki binadan ibaret. Biri hastane, diğeri dehastaneye hekim yetiştiren medrese olarak yaptırılmış. Medreseyi ve Şifahaneyi,I. Gıyaseddin Keyhüsrev 1205-1210 yılları arasında veremden ölen kız kardeşiGevher Nesibe'nin vasiyeti üzerine yaptırmış. Vasiyet nameye göre burada yatanhastalardan ücret alınmamış. Medresenin ve darüş-şifanın kapısı kilitli olduğuiçin içeriyi gezemedik. Taç kapı Selçuklu taş işçiliğinin en güzelörneklerindendir. Kapının üzerinde beyaz mermer üzerine sülüs olarak hakedilmiş bir kitabe bulunmaktadır. Medresenin ve darüşşifanın, H.606'da SultanGıyasedin Keyhüsrev bin Kılıçarslan tarafından dinin ve dünyanın ismeti MelikeGevher Nesibe'nin vasiyeti üzerine yapıldığını kitabeden öğreniyoruz.
Biraz ilerisindeikinci bir medrese ile karşılaşıyoruz. Halk arasında Avgunlu Medrese olarakbilinen binanın ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı belli değildir. Tahminen13.yüzyılın ikinci yarısında yaptırılmıştır. Medrese kitapçı çarşısı olarak kullanılmaktadır.Medreseye bitişik küçük bir de türbe vardır. Zannedersem yaptıran kişiye aitolabilir.
1133-37 yıllarıarasında Melik Mehmet Gazinin yaptırdığı Kayseri Ulu Cami, mekânın genişliği,ferahlığıyla insanı büyüleyen bir camidir. İnsan burada kendinden soyutlanıyor,sanki bir başka âleme yolculuk yapıyor. Alaeddin Keykubatın eşi Honat HatunKülliyesi de asırlık çınar gibi yükselmekte, tüm görkemiyle şehrikucaklamaktadır.
Zamanımızınkısıtlı olmasından dolayı Kayseri'yi pek fazla gezemedik. Akşam, Kayseri Kalesinin bir burcu olan Yoğunburç'taKonyalı yazarlar ile Kayserili yazarlar bir araya geldi. Muhsin İlyas Subaşbize Gevher Nesibe Darü'ş-şifasının yapılış hikâyesini anlattı. Daha sonraMikâil Bayram Hoca da Kayseri'nin başkent olmasını, tıp, matematik veastronomiye dair ilk eserlerin burada telif edildiği anlattı.
Bize unutulmazbin gün yaşatan TYB Konya şubesi başkanı Mehmet Ali Köseoğlu'na, bizlererefakat eden TYB Kayseri Şubesi başkanı Ahmet İlhan Bey'e ve Kayseri belediyesiyetkililerine ve emeği geçen herkese teşekkür ederim.
ANUŞ GÖKÇE