Bakan Tunç: Hukuk dili dil bilinciyle şekillenmelidir

Bakan Tunç: Hukuk dili dil bilinciyle şekillenmelidir

2.Türkçe Şûrası “Hukuk Dili” temasıyla, 16 Aralık 2024 tarihinde Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un da katılımıyla başladı.

A+A-

Türkiye Yazarlar Birliği, Türkiye Adalet Akademisi, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ile Türk Dil Kurumu’nun iş birliğinde düzenlenen  şûranın açılışında bir konuşma yapan Bakan Tunç, hukuk ve yargı dilinin, milletin kimliğini, toplumsal değerlerini ve kültürel birikimini doğru bir şekilde aktarması gerektiğini belirterek, “Toplumda adaletin sağlanabilmesi, sadece kanunların doğru uygulanmasıyla değil, aynı zamanda o yasaların, dilin ve kavramların halkla olan iletişimiyle de doğrudan ilişkilidir. Yargı dilinin sade, anlaşılır ve toplumun geniş kesimleriyle uyum içinde olması, hukukun evrensel prensibi olmasının yanında, o milletin kültürel ve toplumsal yapısına saygı göstermek demektir. Bundan hareketle, hukuk dilinin de dil bilinciyle şekillenmesi gerektiğini vurgulamak istiyorum. Çünkü her dil, bir halkın düşünce tarzını, değerlerini ve inançlarını yansıtır. Yargı dili, bu anlamda bir köprü işlevi görmeli, milletin kimliğini anlamada ve yaşatmada önemli bir rol oynamalıdır. Bu nedenle Türkçeyi hukuk dilinin omurgası olarak görmek, sadece bir tercih değil, tarihimize, kültürümüze ve kimliğimize duyduğumuz sadakatin gereğidir." diye konuştu.

whatsapp-image-2024-12-16-at-11.20.34.jpeg

-Tunç: Türkçemizin belirsizlikleri ortadan kaldıracak gücü var

Türkçenin, zenginliğiyle, hukuk dilinin etkin bir şekilde kullanılması için büyük bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayan Tunç, "Türkçenin dil bilgisi, sözcük dağarcığı ve anlam derinliği, hukuk metinlerinde belirsizlikleri ortadan kaldırmak, ifadeleri netleştirmek ve hukuki kavramları doğru bir biçimde aktarabilmek için son derece uygundur. Türkçenin açık, anlaşılır ve doğru kullanımı, kanunların halk tarafından anlaşılabilir olmasını sağlar. Böylece adaletin herkes için erişilebilir hale gelmesine katkıda bulunur." diye konuştu.

Bakan Tunç, hukuk dili ve yargı dilinin, milletin kimliğini, değerlerini ve tarihini doğru bir biçimde temsil etmesi gerektiğine dikkati çekerek, "Sadece adaletin sağlanmasında değil, aynı zamanda toplumda güven ve huzurun tesisinde de etkin bir rol oynamalıdır." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanı ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan da yaptığı konuşmada, “Konuşmama başlamadan önce; Türkiye Yazarlar Birliği’nin kurucu ve şeref Başkanı, ömrünü kültüre, sanata, edebiyata ve Türk diline adamış olan merhum D. Mehmet Doğan’ı rahmetle anıyorum. Ruhu şad, mekânı cennet, makamı âli olsun. “Dil, geçmişten geleceğe uzanan bir varlıktır. Onu millet yapar, yaşatır. Milletin konuşan, yazan evlatları dili hem yaşatır, hem geliştirir.” veciz sözüyle; Doğan Büyük Türkçe Sözlü’ğün de müellifi olan Doğan’ın en büyük hayallerinden biri de ilkini 2021 yılında gerçekleştirdiğimiz Türkçe Şûrası’nın ilgili alanlarda devam ettirilmesiydi.” dedi.

whatsapp-image-2024-12-16-at-11.20.32-(1).jpeg

“Konumuz hukuk dili olunca şunu ifade etmek isterim ki; Elbette ki, her meslek dilinde bir ayrıcalığın olması doğaldır. Meslek gruplarına göre dilsel ayrılıklar olsa da hukuk dili, genel dilden tamamen ayrı ve bağımsız değildir. Hukuk kuralları kelimeler ile belirginleşmektedir.” diye konuşan Arıcan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Anayasa ve yasa metinlerinden bakanlık genelgelerine, iddianamelerden mahkeme kararlarına, idari yazışmalardan tebligatlara kadar hukuk sistemi içindeki yazışma ve metinlerin okunması, algılanması ve yorumlanmasında zaman zaman zorluklar yaşanmaktadır.

Özellikle yasalar, en az yanlış yapılması değil, hiç yapılmaması gereken metinlerdir. Yasalar meclisten geçmeden mutlaka ve özenle dil denetiminden geçirilmelidir. Ayrıca,  yasaların dili ile ilgili mesele sadece görünenden ibaret değil meselenin bir de mana yönü var ki, asıl bu mana yönünün son derece önemli olduğuna inanıyorum.

-Arıcan: Hukuk dili açık, duru, akıcı, kolay anlaşılır olmalıdır

Şu bir gerçek ki; Diğer uzmanlaşmış diller gibi özel terimleri ihtiva eden, kendine has kelime ve kavramları olan hukuk dilinin yoruma yol açmayacak şekilde açık, net herkesin anlayabileceği sadelikte, duru, akıcı, kolay anlaşılır  olması, yerli yerinde kullanılan cümle bağlantıları  metinlerin çabuk ve doğru anlaşılmasını sağladığı gibi o nispette benimsenmesini de  sağlar.

Günün değişen şartlarına bağlı olarak, teknolojik, sosyolojik, ekonomik ve toplumsal gelişimler gereğince genel dilde olduğu gibi hukuk dilinde de zamanla bazı kelime ve kavramlar kullanımdan düşer, yenileri oluşur. Günümüzde Türkçe kelime  ve terimler itibariyle oldukça zengin bir güce kavuşmuştur. Dolayısıyla, yapısı itibariyle en karmaşık hukuksal metinleri anlaşılır hale getirecek bir konumdadır.”

Şûrada, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Büyükelçi Prof. Dr. Derya Örs, Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Muhittin Özdemir ve Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Osman Mert de konuştu.

16 Aralık 2024 tarihinde başlayan ve iki gün sürecek şûra ya; TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Av. Yusuf Beyazıt, Anayasa Mahkemesi Üyesi Selahaddin Menteş, Yargıtay Birinci Başkan Vekili Ahmet Ömeroğlu, HSK Başkan Vekili Mehmet Akif Ekinci, Adalet Bakan yardımcıları Hurşit Yıldırım, Mehmet Yılmaz, Anayasa Mahkemesi genel Sekreteri Murat Azaklı ve Yargıtay Genel Sekreteri Mehmet Fatih Belviranlı da katıldı.

Hâkim ve savcıların, hukukçuların, edebiyatçıların, yazarların ve akademisyenlerin büyük ilgi gösterdikleri şûranın açış konuşmalarından sonra panel oturumlarına geçildi.

whatsapp-image-2024-12-16-at-11.20.33.jpegwhatsapp-image-2024-12-16-at-11.20.32.jpegwhatsapp-image-2024-12-16-at-11.20.31-(1).jpegwhatsapp-image-2024-12-16-at-11.20.31-(2).jpeg

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.