Şehir: Tarihtir, kültürdür, medeniyettir. Her şehir tarihin, coğrafyanın ve bunların ortaya çıkardığı kültürün toplamıdır.
Büyük Medeniyetler, özgün şehirleriyle kendilerini dünyaya ilan ederler.
Hz. İbrahim'e deniliyor ki, "Sen buraya bir ev yap." Kâbe yapılıyor. Evin kendisine mahsus bir mimarisi var. Küp şeklinde yaklaşık eni boyu 13 m. Arkasından "Şimdi insanları bu beldeye davet et." Emri geliyor.
İnsin, cinin top attığı yer orası."Yarabbi burada kimse yok kimi davet edeceğim." Cevabı veriliyor.
Şu anda milyonlarca insanın ziyaret ettiği bir mekân. Mekke böyle kuruluyor ve "şehirlerin anası" olarak anılıyor.
Diğer bütün belli başlı uyduruk olmayan şehirlerin tamamın da böyle bir ruhaniyet var.
Şehir kendisini meydana getirmiş olan, harca, taşa, kuma indirgenemez. Bu demektir ki, şehir harçsız, kumsuz, taşsız meydana getirilemese bile onlardan ibaret değildir. Şehirleri ayakta tutan ruhlarıdır. Ruhları da kültürler ayakta tutar, diriliğini sağlar.(R. ÖZDENÖREN,1. Şehir Yazarları Kongresi, s.334)
Kültürsüz şehirlere ancak "mantar kentler" diyebiliriz. Mantarlar yağmur yağdığında kendiliğinden ağaç köklerinde türerse ruhtan, kültürden uzak şehirler köksüz, kuru, ölü olan yerlerdir.
Çatalhöyük MÖ.8500 olarak tarihlendi. Bu muazzam bir birikim demektir.Konya bir çok ilklerin şehridir. İnsanlığın ilk yerleşim merkezi, şehirleşmenin öncüsüdür. Anadolu'da ilk İslamî başkenttir.
Hiçbir dönemde Konyalılar beraber yaşadıkları değişik dinden, farklı dilden insanları ötekileştirmemişler, dışlayıp hor görmemişlerdir. Burası her dönemde sevginin hoşgörünün merkezi olmuş, atılan taşlar hep gül ile karşılanmıştır. Altı ayrı medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Toprağı bereketli, ürünleri lezzetli, havası, suyu, insanları hoş bir şehirdir. Konyalı olmak, Konya'da olmak apayrı bir güzelliktir. Konya ve Konyalılık birikiminin kaynakları, tarihin derinliklerine dayanmaktadır.
Böyle, tarihi derinliğe, kültürel birikime, tabiat güzelliklerine sahip bir şehri yazmak gerçekten çok zor bir iştir. Bütün bu özellikleri üzerinde fazlasıyla barındıran Konya'yı yazmak kolay değildir. Zira, belgeler yıllarca Konya dışına taşınmış, yabancılara adeta pazarlanmış ve ya Seka'ya gönderilerek, kağıt hamuru haline getirilmiştir. Mesela; Konya ile ismi bütünleşmiş, özellikle Milli Mücadele devrinin önemli yazılı kaynaklarından birisi olan "Babalık Gazetesi" 'nin tam koleksiyonu ABD'de bulunmasına rağmen Konya'da ve ülkemizde bulunamamaktadır. Bu ve buna benzer pek çok örnekler vardır.
Konya tarih ve kültürünü yazılı hale getirme görevini, ilk kez 11 yıl önce Av. Mehmet Ali Uz tarafından Konya Postası'nda yayımlanmaya başlayan, Sekiz yıldır da Merhaba Gazetesi sayfaları arasında okuyucusuyla buluşan Akademik Sayfalar eki yerine getirmektedir. Bu ek bu güne kadar Konya Kültürün'e önemli hizmetlerde bulunmuştur. Bunların sonuncusu ve en önemlisi hiç şüphesiz Konya Ansiklopedisidir. 10 yıldır yazılarıyla kültürümüze hizmet eden Akademik Sayfalar şehrin köklerini oluşturması bakımından önemli bir konumdadır.
Türkiye Yazarlar Birliği Konya şubesi 2011 Bahar Dönemi Kültürel Etkinlikleri çerçevesinde "10. Yılını Geride Bırakan Akademik Sayfalar ve Konya Kültürüne Katkıları" konulu paneliyle bu hizmeti insanlarımızın nazarına vermiş ve tarihe bir kayıt düşmüştür.
Konya'nın kültür ve sanatının en iyi şekilde yansıtılıp hakkıyla gelecek kuşaklara aktarılmasına vesile olan "Akademik Sayfalar" ekinin çıkarılmasında, Başta Merhaba Gazetesi sahibi Mustafa Arslan, Editörler; Mehmet Ali Uz ve Ali Işık olmak üzere herkese teşekkür eder, böyle güzel bir ekin devamını dilerim.