Türkiye Yazarlar Birliği'nin düzenlendiği 20007 Yılı Kültürel Etkinler başladı. Yazarlar Birliği'nin bu yılki ilk etkinliğinde İstiklal Marşımızın Yazarı Milli Şair Mehmet Akif Ersoy ve Dostları anlatıldı. İl Halk Kütüphanesi Konferans Salonun da gerçekleştirilen programın açılış konuşmasını yapan Türkiye Yazarları Birliği Konya Şube Başkanı Ahmet Köseoğlu, 2007 yılı için dopdolu bir etkinlik hazırladıklarını kaydederek, her cumartesi günü farklı bir konu ve konukla kültürel faaliyetleri icra edeceklerini kaydetti. Kendileri için sayının önemli olmadığına vurgu yapan Köseoğlu, "Bu faaliyetleri yapmak bir sivil toplum kuruluşu olan Yazarlar Birliği üzerinde adeta farzı kifaye gibidir. Kendi kendimize anlatsak da bu faaliyetleri yapmaya devam edeceğiz" dedi.Konuşmasında Mehmet Akif Ersoy'dan da kısaca söz eden Köseoğlu, milli şairi "Yaşadığı gibi yazan ve yazdığı gibi yaşayan bir fikir adamı" olarak değerlendirdi.
YUNUS'TAN SONRA MEHMET AKİF GELİYOR
Yazarlar Birliğinin programına katılan Tarım ve Köy İşleri eski Bakanı ve AK Parti Konya Milletvekili Sami Güçlü ise Türkiye'deki evlerde Kur'anı Kerim'den sonra en fazla bulanan kitabın Mehmet Akif Ersoy'a ait Safahat olduğuna dikkat çekti. Milli Şair Mehmet Akif Ersoy'un Anadolu da Yunus Emre'den sonra en çok sevilen kişi olduğuna işaret eden Sami Güçlü, "Yazarlar Birliği olarak biz Akif'i anmazsak onu kim anacak. Geçmişimizi ve Mehmet Akif'i arıyor ve anıyoruz" diye konuştu. Konuşmalardan sonra İlköğretim 6. sınıfta okuyan Zeynep ve Feyza Köseoğlu İstiklal Marşı'nın 10 kıtasını ezbere okudular. İstiklal Marşını yanlışsız ezbere okuyan küçük Köseoğulları salonda bulunanlardan büyük alkış aldı.
BOĞAZI YÜZEREK GEÇİYORDU
Programa konuşmacı olarak katılan Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Caner Arabacı, Mehmet Akif'in yaşamı ve dostları hakkında bilgi aktardı. 1873 yılında İstabul Fatih de doğan Mehmet Akif Ersoy'un, sıra dışı bir insan olduğunu aktaran Arabacı, "Daha 14-15 yaşlarında iken yağlı güreş yapıyor, İstanbul boğazını bir baştan bir başa yüzerek geçiyor ve İstanbul'u bir baştan bir başa dolaşabiliyordu" dedi. Mehmet Akif'in 20 yaşında hafız olduğunu aktaran Arabacı, "Mehmet Akif, bütün bu beden hazırlığı ileride girişeceği mücadele hazırlığı olarak düşünülebilinir" diye konuştu.
ADETA O KUR'AN ŞAİRİYDİ
Mehmet Akif'in yüreğiyle yazan bir şair olduğunu ve kaleminin ucuna inancının sevgisini damlattığını ve neyi yazdığının farkında olduğunu ifade eden Arabacı, "Mehmet Akif adeta bir Kur'an şairidir. Bir ayeti alır, günün getirdiğini meselelere ışık tutmak için o ayetin muhtevasını iner ve bunları şiir yapardı. Akif'in bu şekilde 60'a yakın şiiri var" ifadesini kullandı. Mehmet Akif'in aynı zamanda medeniyet savaşçısı olduğuna işaret eden Caner Arabacı, "Mesela Neyzen Tevfik ile çok içki içmesine rağmen iyi bir dosttur. Fakat aynı partide yer almalarına rağmen Tevfik Fikret ve Abdullah Cevdet ile devamlı savaş halindedir. Neyzen Tevfik kendi kültürünü inkar etmezken, Abdullah Cevdet ve Tevfik Fikret, mandacılığı savunan, Hıristiyan dünyasının savunuculuğunu yapan şahsiyetlerdir" ifadesini kullandı.
AKİF'E ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ SAHİP ÇIKTI
Mustafa Kemal'in Mehmet Akif'i Ali Şükrü Bey vasıtasıyla İstiklal Savaşına katılmak için Anadolu'ya çağrıldığında hiç tereddüt etmeden Anadolu'ya geçtiğini anımsatan Caner Arabacı, "Fakat Mehmet Akif'in 1925 yılından sonra idareyle bağının iyice zayıfladığını görürüz. Hatta 1936 yılında vefat ettiğinde 3 imam tarafından cenazesi yıkanmış fakat Akif'in vefat ettiğini duyan binlerce üniversite öğrencisi camiye ve mezarına akın etmiştir. Akif'in cenazesinde ne vali vardır ne de hükümetten bir görevli. Onu üniversite gençliği kaldırmıştır. Son yıllarında sahip çıkılmamasının sebebi medeniyet savaşçısı oluşundan kaynaklanıyor" ifadelerine yer verdi.
Programda Dr. Bekir Biçer de Mehmet Akif'in dostlarından olan Abdürreşit İbrahim hakkında bilgi aktardı.