Nazif Gürdoğan

Nazif Gürdoğan

RASİM ÖZDENÖREN DENİLİNCE AKLA "GÜL YETİŞTİREN ADAM" GELİR

A+A-

Dünyanın her ülkesinde, edebiyat dünyasının zirveleri, gül yetiştiren bahçıvanlardır. Onlar Anadolu bilgelerinin dediği gibi: 'Ademoğulları duyun, görün, izleyin bizi, bahçe biziz, gül bizdedir' derler. Edebiyatçılığı bahçıvanlıktan, bahçıvanlığı edebiyatçılıktan ayırmayanların, düşünce ve eylem dünyalarında, gül sevgidir, sevgi güldür. Sevgi de gül gibi özenle büyütülür.
*
Gül dostlarının elinde dünya, bir barış alanına dönüşürken, gül düşmanlarının elinde bir savaş alanına dönüşür. Hangi ülkede yaşarlarsa yaşasınlar, gül yetiştiren bahçıvanlar, barış dünyasının en önemli ve en etkili güvenceleridir. Binbir renkli çiçeğin açtığı, gül bahçesinin bahçıvanları, insanlığa ' güneş biziz, ışık bizdedir' diye seslenirler. Onların ışığı hiçbir zaman sönmez.
*
'Gül Yetiştiren Adam' denilince, akla hayatını gül yetiştirmeye adamış Rasim Özdenören gelir. Özdenören, adıyla bütünleşen romanı gibi, öykü ve denemeleriyle de Anadolu insanının edebiyatında kendisine geniş bir yer açmıştır. O 'Ruhun Malzemeleri' ile gül yetiştirecek bahçıvanlara, bir 'Roman Okuma Kılavuzu' yazmış, hayatı romanın, romanı hayatın içine çekmiştir.
*
Özdenören'in öykü ve denemelerini okuyanlar, görünen ve görünmeyen dünyanın derinliklerinde, uzun yolculuklara çıkarlar. O her insanın acılarını, sevinçlerini, açmazlarını kaygılarını ve özlemlerini , varoluşun bahçesinde yetişen, her biri kendine özgü, eşsiz bir gül olarak yansıtır.Özdenören için, edebiyatın amacı edebiyat değil, insanlığın bahçesinde, gül yetiştirmek, insanda büyük resmi görmektir.
*
Türkiye'de olduğu kadar, bütün dünyada, gül yetiştirme zamanıdır. Sezai Karakoç'un Gül Muştusu şiirinde vurguladığı gibi: 'Bahar gelmiş gülü zorlamada / Bulutların içinde gülün özü döğülmede / Sonra bir yağmurla/ Ufak bir esintiyle/ Dökülecek bahçelerin üstüne.' Yalnızca bahçelerin üstüne değil, ülkelerin ve şehirlerin üstüne gül yetiştiren adamların, insanları dönüştüren gülleri dökülecek.
*
İstanbul'da, Londra'da Sao Paola'da New York 'ta gül yetiştiren adamlar, yeni bir gül zamanının geldiğini haber veriyorlar. Dünyanın her yerinde, insanlar gül fidanından bahçeler, gül yaprağından evler, gül kokan şehirler ve gül yetiştiren kurumlar istiyorlar.Savaşların birbirini izlediği bir dönemde,bütün dünya gül alınan,gül satılan "Ümmi Sinan Toplumu"nun özlemini çekiyor.Gül toplumunda hayat kolaylaşır, dünya güzelleşir.
*
Bilgisayar ekranına sığan kare dünyada, ekonomik, siyasal ve kültürel hayatın bütün kademelerinde, gül yetiştiren adamlar yönetici, yöneticiler gül yetiştiren adamlar olmalıdır. Gülleri sevmeyenler dikenlerine katlanamazlar. Gül yetiştiren adamlar, rüyaların gerçeğe dönüşmesini kolaylaştırırlar. Yeni Yunus'lar hayatlarının rüyalarını Anadolu'da görürler. Anadolu'da görülen rüya gerçekleşir.Dünya rüyalarla güzelleşir.

Önceki ve Sonraki Yazılar