Şehirden uzaklaştık, Karapınar'a yaklaştık

Şehirden uzaklaştık, Karapınar'a yaklaştık

İçinizde/ içimizde daima bir huzursuzluk var, öyle değil mi? Hadi, o kasvetli havadan çıkalım bugün. Bir yere gitmek ile kalmak arasında kalıp,...

A+A-

İçinizde/ içimizde daima bir huzursuzluk var, öyle değil mi?

Hadi, o kasvetli havadan çıkalım bugün.

Bir yere gitmek ile kalmak arasında kalıp, gitmeyi seçtiğimde hep iyi ki diyorum. İyi ki gitmişim.

Karapınar'a düştü yolumuz. İlk defa gidiyordum. Açıkçası, acaba dönüş ne zaman olur, akşama kadar kalsak çok sıkılırım diye de içimden geçiriyordum. Yol arkadaşlarım, birbirinden güzel insanlardı. Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi'nden akademisyenler, yazarlar, gazeteciler...

Şehrin, gökyüzünü ve yeryüzünü kapatan o yüksek ve sıkışık binalarından sıyrılmıştık bile. Yol boyunca tarlaları seyrettik. Ara ara gördüğüm kamışlara hayran kaldım. Çöl sözlerini işitiyordum. Çölün güzel yanı olmasa, Mekke yemyeşil bir yer olmaz mıydı, diye de geçiyor aklımdan.

Derken varıyoruz. Bizi kapıda güler yüzlü biri karşılıyor. Hoş geldiniz. Meğer Belediye Başkanı Mehmet Mugayıtoğlu'ymuş -bu acemiliğime, gülmeli mi üzülmeli mi bilemedim- tevazu ile bizi karşıladıktan sonra, kahvaltının yapılacağı yere geçiyoruz. Eski halini bilmediğimden, yeni hali ile karşılaştırmak bana düşmese de, ben Karapınar'ı gelişmiş bir yer olarak görüyorum karşımda. Makamından ziyade, o ilçeyi seven, sürekli gülümseyen, insanlarla iç içe, mütevazı bir başkan. Gün boyu bize eşlik etti kendisi. Hemen yanımızda oturuyordu ve ben sürekli onu inceliyordum. Yüzümde de memnuniyet tebessümü.

Ali Tepesi ile başladı yolculuğumuz. Kerpiç evlerin şehre kattığı otantik görüntü, bu tepeden görmeye değer. İğde ağaçları oldukça fazla. Yol arkadaşlarımız, ağaçlarda alıyor soluğu. Buradan Sultan Selim Camii ve Külliyesi'ne gidiyoruz. Bahçesini çok beğendik. Gördüğümüz manzaralar, ölümsüzleşsin diye deklanşöre basıyorduk. Derken amcaların sesi geldi; "Bizi de çekin guzum." Çektik ve sorularına cevap verdik. Gazeteciyiz dediğimiz halde, bir türlü kabul etmeyip; "Öğrenciymiş, köylü gızları" dediler ısrarla. Olsun, kabulümüz... O içten hallerini görün isterdim. Şehirler küçüldükçe, insanlık ve içtenlik artıyor sanki. Karapınar'da bunu buram buram yaşadık.

Yolculuğumuz devam ediyor.

Meke Gölü'ne geldik. Herkesin, fotoğrafta yüzü gülse de içi acıdı. Dua edelim dedik beraber. Belediye başkanından bir istek geldi, burayı geliştirmek için, kurtarmak için projeleriniz varsa, açığız. Meke'yi kurtarmak için projeniz varsa, lütfen Karapınar Belediyesi'ne ulaşın.

Ben buraları ilk defa görüyordum. Kurumuş bir göl beklemiyordum elbette. Bu üzücü manzara sonrası, incelemeye koyulduk. Toprakta tuz vardı, parıl parıl parlayan. Bir çölü andırıyordu orası. Belki de içimiz gibi kuruyan...

Ardından Acı Göl karşılıyor bizi. Oldukça bakımlı. Çok severim suyu. Göl, deniz, dere hiç fark etmez. Dinlendiren yanına hayranım. Ama ne zaman; çay, dere, deniz ve göl görsem, çocuklar gibi heyecanlanıyorum. Yine öyle oldu. Araçtan iner inmez, toprağa basıp, koşa koşa suyun yanında aldık soluğu. Berraktı. Şifalı olduğu da söyleniyor. Cilde, sedef hastalığına, egzamaya iyi geliyormuş suyu. Seyretmeye doyamadık. Hatıra olsun diye geçtik, fotoğraf makinelerinin karşısına. Buradan da ayrılma vakti geldi. Yemek ve sonrasında çay sohbeti bekliyordu bizleri. Hepsi için ayrı yerler düşünülmüştü.Yerler ayrı, ancak samimiyet aynıydı. Çay sohbeti keyifli geçti. İlçenin adını aldığı yerdeydik. Kuruyan Karapınar'da. Beklentiler, izlenimler, memnuniyetler anlatıldı.

Yola koyulduk yine. Yarımoğlu Obruğu'nda aldık soluğu. Burası Konya'dan önce son durağımızdı. Mısır tarlaları arasından geçtik, ulaştık obruğa. En çok görmek istediğim yerlerden biriydi. Muazzam, aynı zamanda ürkütücü bir görüntü. Tarifsiz bir heyecan, latife dolu sözler, fotoğraf için cesaret edenler/edemeyenler derken döndük Konya'ya...

Yeşile değer veriliyor. Karapınar'a değer veriliyor. Karapınar'da samimiyet hissediliyor. Karapınar; görülmeli, bilinmeli, oranın insanları tanınmalı. Gözümüz arkada kalmadı. Gördük ki, Karapınar onu seven birine emanet.

Gitmemize, gezmemize, görmemize, anlamamıza, mutlu olmamıza vesile olan herkese teşekkürler...

Kaynak;Memleket
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.