TAHRAN KİTAP FUARINDA İLGİNÇ PANEL

TAHRAN KİTAP FUARINDA İLGİNÇ PANEL

Tahran'da 21 yıldan bu yana Mayıs ayının başlarından itibaren Cuma namazının kılındığı Musalla Meydanı külliyesinde 10 gün süren bir kitap fuarı...

A+A-

Tahran'da 21 yıldan bu yana Mayıs ayının başlarından itibaren Cuma namazının kılındığı Musalla Meydanı külliyesinde 10 gün süren bir kitap fuarı düzenleniyor. Fuar bu yıl uluslararası bir nitelik kazandığını daha belirgin olarak gösteren panel ve konferans, sinevizyon gösterimi gibi etkinliklere sahne oluyor. 1670 yerli yayınevinin yanında 76 ülkeden farklı yayınevinin katıldığı fuar bu yıl, geçen senekine göre daha kalabalık göründü bana. Yabancı yayınevleri bölümlerinde gençlerin özellikle İngilizce eğitime ilişkin ya da bilimsel içerikli kitaplara yönelik ilgisi bir hayli dikkat çekiciydi.

3 Mayıs tarihinde öğleden sonra Türk standında, "Türk Edebiyatını Dünyaya Tanıtmak ve ve Yayın Alanında Yeni Görüşler" başlığını taşıyan bir panel vardı. Doğrudan gerçekleşmeyen çeviri yüzünden güçlükle ilerleyen panelleri izlemek genellikle sıkıcı gelir bana. Fakat bu kez tercümelerle kesilen konuşmalara karşılık sıkıcı olmayan, bir hayli önemli görüşlerin dile getirildiği bir paneli izlemiş oldum.

Panele İran'da yaşayan Türklerle, Türkiyeli diplomatlar ve üniversite öğrencileri kadar, İranlı edebiyatçıların da ilgi gösterdiğini belirtmeliyim.

Panelde yapılan konuşmalara gelince... Öncelikle Kültür Bakanlığı Kütüphaneler ve Fuarları Birimi Müdür Yardımcısı Ümit Yaşar Gözüm'ün konuşmasından birkaç çarpıcı hususun altını çizmek istiyorum:

"Kültürel bağlamda coğrafi sınırlar hakiki sınırlar değildir. Kültürel ilişkiler söz konusu olduğunda İran'la aramızda bir sınır olmadığını düşünüyoruz. Üzerinde yaşadığımız coğrafya iki köklü kültürel alanın üretimlerinin gelişimine fırsat tanımıştır. Bu eşsiz kültürel birikimin evrensel kültürün bir parçası olarak görülmesi yönünde Türkiye büyük adımlar atmıştır ve bu faaliyetlerinin de semeresini görmektedir."

Gözüm konuşmasında, Kültür Bakanlığı'nın son iki yıl içinde başlattığı iki proje üzerinde durdu. Bu alanda Türkiye nin yürüttüğü iki temel projeden biri, TEDA'dır. (Türk Kültür ve Edebiyatının Dışa Açılması Projesi)

Dünya ülkelerininin kültür merkezlerinde ve üniversitelerinde Türkiye kitaplıkları oluşturmak ise, ikinci önemli proje olarak belirlenmiştir.

Halihazırda İran'da TEDA kapsamında 20'ye yakın eser Türkçe'den Farsça'ya çevrilmiş bulunuyor. Bu bağlamda benim haberdar olduğum birkaç eser şunlar: Mustafa Kutlu'dan "Bu Böyledir" ve "Mavi Kuş". Rasim Özdenören'den 'Toz'. Fuar sırasında Kültür Bakanlığı'nın geçen dönemde Tahran'daki temsilcisi olan Ateşe Mehmet Kaya, yayınlanması için emek verdiği Necip Fazıl'ın "Çile"sinin Farsça baskısını gösterdi bana. Özenli baskısıyla dikkat çekiyor kitap.

Tabatabai Üniversitesi'nde geçen yıl bir Türkiye Kitaplığı oluşturulmuştu; bu yıl ise Türkiye'den gelen ekip aynı kitaplığın Tahran Üniversitesi'nde kurulması için girişimlerde bulunuyor.

Gözüm'ün verdiği bilgilere göre, bir ay kadar önce Türkiye tarafından davet edilen İran Milli Kütüphanesi ve El Yazması Eserler Müdürü Eşari ile Türkiyeli yetkililer arasında, iki ülkenin el yazmalarının karşılıklı olarak araştırmacılara açılması yönünde bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşma iki ülke arasındaki derin bağların gün yüzüne çıkması açısından büyük önem taşıyor.

Panelin konuşmacılarından Tabatabai Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanı Ferzane Devletabadi, Türk Edebiyatı'nın İran Edebiyat'ı ile ilişkisi ve karşılıklı etkileşimleri konu alan konuşmasında, iletişimin bütün dönemlere nispeten bir hayli hızlandığı ve çeşitlendiği günümüz dünyasında tercüme faaliyetlerinin geçmiş yıllara nispeten daha bir önem kazandığı görüşünü dile getirdi. Başkanı bulunduğu bölümde yetişen öğrencilerin bir tercüme grubu oluşturacak donanıma sahip olduğunu ifade etti.

Bilgi Üniversitesi Yayın Müdürü Fahri Aral doğrusu ya bana çok ilginç gelen bir konuşma yaptı. Bu konuşmasında Aral, 19. yüzyılın ortalarından itibaren İstanbul'da yaşayan İranlı entelektüellerin, bir bakıma Osmanlı'daki meşrutiyet taraftarı entelektüellerin faaliyetleriyle etkileşim içinde bulunan, İran'da meşrutiyetin ilânı talebi etrafında yoğunlaşan yayın faaliyetlerini anlattı.

Aral'ın bu önemli konuşmasına, bir sonraki haber-analiz yazımda değinmek istiyorum.
www.dunyabulteni.com

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.