TYB KONYA'NIN BU HAFTAKİ KONUĞU ARİF AY OLDU

TYB KONYA'NIN BU HAFTAKİ KONUĞU ARİF AY OLDU

Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi'nin rutin olarak düzenlediği söyleşilerin bu haftaki konuğu Şair Arif Ay oldu. Çok sayıda yazarın ve davetlinin...

A+A-
Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi'nin rutin olarak düzenlediği söyleşilerin bu haftaki konuğu Şair Arif Ay oldu. Çok sayıda yazarın ve davetlinin katıldığı programda "Şiirimin Şehirleri" konusuyla Ay, şehir ve kent arasındaki farkları ele aldı.
Şiirin şehirle iç içe olduğunu ve büyük anlamlar ifade ettiğini belirten Ay, "Şehir, Arapça'dan dilimize geçmiş değerli bir kavram. Şehrin kelime anlamı, meşhur, geniş ve yaygındır. Medeni sözcüğü de şehirle eş anlamlıdır" dedi.

İNSANOĞLUNUN MAZİSİNİ KAYBETMESİ ÇOK TRAJİK

Şehrin, toplumların, insanoğlunun tarihi belleği olduğunu ifade ederek sözlerine devam eden Ay, "Şehir ayrıca mevcutluktur. Bu mevcutluk, mazinin mevcudiyetidir. Peki, bu değişmiyor mu? Tabii ki değişiyor. Bugünkü şehirlere baktığınızda bin yıl, beş yüz yıl önceki hayata ulaşmamız mümkün değil. İnsanoğlunun mazisini kaybetmesi çok trajik bir durum. Daha trajik olanı ise şehirlerin yerini kentlerin alması" diye konuştu.

KENTLERİN İNŞASINDA İLAHİ ANLAYIŞ YER ALMIYOR

Bir şehre ait olmanın, o şehrin ruhunu kuşanmak anlamına geldiğini dile getiren Ay, "Beton yapıların her gün biraz daha birbirine benzettiği şehirler, sadece dış görünüşlerini değiştirmiyorlar, aynı zamanda ruhlarını da kaybederek hızlı bir şekilde kentleşiyor. Şehrin ruhu azap çekiyor. Bunun sebebi de kentlerin inşa ediliş sürecinde ilahi anlayışın konulmayışıdır. Kentler tamamıyla seküler bir anlayışla hayat bulur, şehir ise sadeliği önceler, insani olanı anlatır. Kent, eskiye ait olanı yıkar, insanı duygusuz bir makine gibi görür. Şehir, mütevazıdır ve bir o kadar da geçmişine bağlıdır' şeklinde konuştu.

ŞEHİR İNSANLARI BİR ARARAYA GETİRİR, AYNI SAFTA BULUŞTURUR

Şehrin ruhu ve vicdanı olduğunu fakat kentin vicdanı olmadığını vurgulayan Ay, "Şehirdeki mahallenin zengini, fukarasına sahip çıkar. Bunu yaparken kimsenin ruhu bile duymaz. Kentte ise korunaklı binalardan oluşan siteler ön plandadır. Bu sitelerde yaşayan insanlar birbirlerinden habersiz yaşarlar. İnsanlar birbirine yabancıdır, yıllarca aynı sitede yaşarlar ama kimse kimseyi tanımaz. Öyle ki, ölüm bile bu mesafeyi kapatamaz. Bu sitelerin büyük çoğunluğunda insanları bir arada toplayan, aynı safta buluşturan, Müslüman olduklarını hatırlatan camilere rastlayamazsınız. Çünkü şehir denilince ilk olarak akla; çınar, cami ve kıraathane gelir. Bir Müslüman belde bu şekilde anlaşılır" ifadelerini kullandı.

ARTIK ŞEHİRLER KENTLEŞİYOR

Sadece yeni kentler kurulmadığını, aynı zamanda şehirlerin de kentleştiğini hatırlatan Ay, artık kentin evlerin içine bile girdiğini kaydetti. "Evimizde abdest almak bile güç" diyen Ay, "Her şeyi o kadar çok kentleştirmişiz ki, evimizin içi bile bunun kapsamına girmiş. Mesela abdest almak için evimizdeki lavabolar müsait değil. Sıhhatli bir abdest alamıyorsunuz lavabonuzda. Aslında şehirle birlikte ruhumuz da azap çekiyor. Bir sürü hastalık bedenimize giriyor ama biz farkına varamıyoruz bile" cümlelerini kullandı. Programın sonunda Selçuk Üniversitesi Selçuklu Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oktay Sarı, katılımlarından dolayı Şair Arif Ay'a katılım belgesi takdim etti.

****


****

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.