TYB’de “İslam Düşüncesinde Aşırılık Taraftarları” Konuşuldu

TYB’de “İslam Düşüncesinde Aşırılık Taraftarları” Konuşuldu

Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi tarafından her hafta düzenlenen olağan etkinlik takvimi kapsamında Dr. Öğretim Görevlisi Aytekin Şenzeybek “İslam...

A+A-

Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi tarafından her hafta düzenlenen olağan etkinlik takvimi kapsamında Dr. Öğretim Görevlisi Aytekin Şenzeybek “İslam Düşüncesinde Aşırılık Taraftarları” başlığı altında bir sunum yaptı.

TYB’de “İslam Düşüncesinde Aşırılık Taraftarları” Konuşuldu

Arapça’da sınırın dışına çıkmak, aşırıya kaçmak anlamında kullanılan “Gulat” kelimesinden dolayı bu taifeye “Gulüvv” ismi verilmektedir açıklaması ile konuşmasına giriş yapan Aytekin Şenzeybek, “Burada önemle belirtilmesi gereken bir konu, aşırılığa kaçan tüm bu gruplar kendilerine Kuran ve Sünneti referans alırlar. Ancak bu referans alma işlemi sırasında önce fikirlerini açıklarlar sonra da bu fikirleri destekleyecek ayet veya sureleri bulurlar. Yani ayetleri açıklama yerine açıkladıkları fikri destekleyecek ayet ve hadis bulma peşinde koşarlar.” dedi.

Bazı İslam mezhepleri ve bazı tasavvuf ekollerinin bu aşırıya kaçma fikrini çok ileriye götürdüğünü söyleyen Şenzeybek, bunları; “ Aşırı Şii Fırkalar (Sebeiyye, Dürzilik, Nusayrilik, Karmatilik vb.), Haricilerin bazı kolları, Mutezilenin bazı kolları ve Kaderiyye’den bazı zümreler” olarak tanımladı.

İslam’da aşırılık olarak kabul edilen görüşler başlığı altında ise “Hulûl, Tecelli ve Zuhur, Tenasüh, Dünyanın Ebediliği, Batıni Yorum, İbadetlerin Belirli Prensiplere İndirgenmesi ve İbahacılık’tan bahseden Aytekin Şenzeybek, “Tanrının hulûl ettiğine inanılan bir bedene veya şahsa ibadet etme veya bu şahsı tanrılaştırma gibi bir anlayış olan Hulûl inancına İslam Dünyasında pek rastlanmamasına rağmen özellikle Dürzi toplumlarda Tecelli ve Zuhur inancı yoğun olarak görülüyor.” dedi.

“Tanrının mesajlarının daha iyi anlaşılabilmesi için bazı insanların vücudunda tecelli ettiğini ve bu kimlik üzerinden insanlara hitap ettiğini iddia eden bu inanç sistemi “Peygamberler tanrıdan aldıkları mesajları insanlara aktarırken unutarak bazı kısımları eksik bırakıyorlar” mazeretinin arkasına sığınıyorlar. Bunun içinde kendileri için kutsal kabul ettikleri insanların görüntüsünde zuhur eden tanrının mesajını insanlara onların anladığı dilden ve eksiksiz olarak aktardığına inanan bir görüşün peşinden gidiyorlar. Tanrının tecelli ettiğine inandıkları kişileri de kutsallaştırıp, günahsızlaştırıyorlar” diyen Şenzeybek, “Bazıları da insanların öldükten sonra başka vücutlarda yeniden hayat bulduğuna inanıyor. Bu inanç da ahret inancını yok sayarak dünyanın ebedi olduğu düşüncesini destekliyor.” dedi.

Batıni yorumda ise “Her şeyin bir zahiri görünüşü olduğu gibi bir de batıni görüşü vardır. Nasıl ki insanın gözle görülen bir vücudu olmasına rağmen bir de gözle görülemeyen ama o vücudu ayakta tutan bir ruhu varsa Kuran’da bulunan ayetlerin de aynı şekilde herkesin görebildiği anlamı yanında sadece havasın görebildiği anlamı vardır. Namaz, oruç, zekât, hac gibi ibadetler sadece avam için yerine getirilmesi gereken kurallardır. Havas zahirde görülen bu kurallara uymak zorunda değildir.” fikri yer almaktadır diyen Şenzeybek, “Yalan söylememek, dışarıya sır vermemek gibi hasletlerin ibadet yerine geçtiği bu inanç sisteminin ise Hasan Sabbah tarafından kurulan İsmailiye inancı” tarafından dile getirildiğini söyledi.

Müslümanlar arasında aşırı görüşlerin ortaya çıkmasının sebepleri, “Siyasi etkenler, eski din, kültür ve medeniyetlerin etkisi, Tercüme faaliyetleri ve Dini metinler” olarak sıralayan Aytekin Şenzeybek konuşmasını şöyle sürdürdü;

“Peygamberimizin hemen vefatından sonra başlayan halifelik tartışmaları ilk aşırı düşünce gruplarının oluşmasına vesile oldu. Halifeliğin Hazreti Ali’nin hakkı olduğuna inananlar her halifelik seçiminde sıranın kendilerine geleceğini umut ettiler. Beklentileri gerçekleşmeyince umutlarını bir sonraki seçime tehir ettiler. Ancak hiçbir zaman eyleme geçmediler. Ancak halifelik bir şekilde Muaviye eli ile Emevilere geçip Hazreti Ali ve ailesi hakkında hutbelerde kötüleme ve tenkit başlayınca bu grup harekete geçti. Yine Hazreti Ömer devrinden sonra fetih hareketleri yavaşlayınca elde edilen gelir azaldı. Halkın gelir seviyesi düştü. Müslümanlara Beytül Mal’dan verilen yardımlar kesildi. Bu da insanların dedi kodu yapmalarına sebep oldu. Emeviler döneminde Arap olmayan mevali diye tanımlanan Müslümanlardan aynı Müslüman olmayanlar gibi cizye ve haraç alınmaya başladı. Buna tepki duyan mevali topluluk Hazreti Ali’yi destekleyen gruplarla yakınlaştı.

Bu gruplar ski inançlarından bazı ritüelleri yeni inanç sistemlerine taşıdılar. Yine bu dönemde ivme kazanan Yunan Felsefecilerin yazdıkları kitapların tercüme edilmesi İslam dünyasını felsefe ile tanıştırdı. Diğer kadim dinlerin öğretilerinin Arapça’ya çevrilmesi de bu İslam dışı düşüncelerin Müslümanlarla tanışmasına vesile oldu.” dedi.

Aşırı fırkaların sosyolojik yapıları ve yaşantıları hakkında da bilgi veren Şenzeybek, “Bunlar toplumu Ukkal ve Cühhal olarak iki tabakaya ayırdılar. Toplumun yüzde ikisi kadar bir bölümü oluşturan Ukkal sınıfı dışında kalanların dini metinleri okumalarını yasakladılar ve günah olarak kabul ettiler. Bu yüzden bu tür grupların yüzde doksan sekizi inançları hakkında bir bilgiye sahip değildirler.

Bunlar sır tutarlar ve takiyye yaparlar. Yani inançları ile ilgili hiçbir bilgiyi paylaşmazlar. Aynı zamanda takiyye nin sınırı yoktur. Hangi dini inancın egemen olduğu toplumda yaşıyorlarsa onlar gibi davranırlar. Çocuklarını Vaftiz ettirebilir, Kilise ve Havraya gidebilirler. İnançlarına göre bütün bunlar onları dinlerinden çıkarmaz. Çünkü “Ben kalbinizde olduğum sürece sizin ne yaptığınız önemli değil” düsturuna inanırlar.

Dağlık bölgelerde yaşarlar. Bunun için de cahildirler. Sadece dini önderleri olan şeyhlerine veya imamlarına inanırlar. İçe kapalı bir toplum yapısına sahiptirler. Dışarıdan kız alıp verme gibi işlemleri yapmazlar.” dedi.

Konuşmasının sonunda Suriye’de yaşayan Dürzi toplumuna ait fotoğraflar gösteren Dr. Araştırma Üyesi Aytekin Şenzeybek’e TYB Konya Şubesi Başkanı Prof. Dr. Hayri Erten tarafından bir plâket takdim edildi. Mutat olduğu üzere toplu fotoğraf çekiminden sonra program sona erdi.

TYB’de “İslam Düşüncesinde Aşırılık Taraftarları” Konuşuldu

TYB’de “İslam Düşüncesinde Aşırılık Taraftarları” Konuşuldu

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.