Sanata olan merakı daha ilk gençlik yıllarına kadar geriye giden hoca, tıp talebesiyken Karacaahmet'teki mezar taşlarının yazı ve süslerini toplamaya başlıyor. Bunu hat, tezhip, minyatür ve ciltçilik alanındaki çalışmaları takip ediyor. Muhtelif sanat dallarının yanında matematik ve astronomi gibi alanlarda da sayısız eserler veren Ünver, gezdiği şehirleri ve orada gördüklerini defterlere kaydediyor.

Satır ve sayfa aralarının çok kıymetli çizimlerle süslenmiş olması sözünü ettiğimiz defterlerin güzellik ve kıymetlerini artıran hususlardan sadece biri. Vefatına kadar 1220 civarında defter tutan Ünver'in bu notları onun modern bir Evliya Çelebi gibi seyahat ettiğini gösteriyor. Yalnızca Üsküdar hakkında 31 defter dolduran Ünver'in aşkını ve gayretini artıran şehirlerden biri de Konya.

Kubbealtı Neşriyat'ın okuyucuya sunduğu bu kitapta Hoca'nın Diyar-ı Mevlana'ya ayırdığı 10 defterden seçmeler yer alıyor. Kubbeler, türbeler, çini desenleri, mezar taşları... Her şey hak ettiği ilgiyi buluyor bu defterlerde. Hazreti Mevlana çevresinde Konya'nın tarih, kültür ve sanatını gözünden kıskanırcasına ele alan Ünver, Mevlana mirasına karşı takındıkları tavır nedeniyle yer yer eleştirdiği Konyalılara kırgınlığını dile getirmekten de geri durmuyor: Münih'te bir çam kurumuş, merasimi diniye ile yıkmışlar. Konya'daki hamam(ı) bir adamı arkasından vurur gibi kahbece bir gecede hâk ile yeksan etmişler.

Memleket