"Aşk ile ey dil, kurulmuştur binası, Urfa'nın

Feyzi Hak, etrafı Rahman'dır esası Urfa'nın

Harici tavk-ı beşerdir evliyası Urfa'nın

Çün Halilullah'tır sahip livası Urfa'nın"

Emin Kıratoğlu

TYB Urfa şubesinin düzenlediği II Balıklıgöl Şiir Akşamına katılmak ve bu arada hem Urfa'yı hem de Mardin'i içine alan üç günlük bir kültür gezisi için TYB Konya şubesinin daveti üzerine 27 kişilik bir yazar ve şair gurubu ile katıldık. Dolu dolu geçen bu üç gün hiç durmadan mekândan mekâna, zamandan zaman yolculuk yaptık. Umulmadık hazlar, beklenmedik lezzetler yaşadık. Gezi kafilemizin her bir ferdinin uyumlu, anlayışlı tavrı geçen üç günün nasıl geçtiğini unutturacak kadar güzeldi.

Gezi boyunca arkadaşlarımla da paylaştığım gibi ben 1992-1997 yılları arası Birecik İmam Hatip Lisesinde Urfa'yı ve kültürünü tanıyorum. İnsanının sıcaklığı, toprağının bereketini, kültürünün zenginliğini tandım. Geri dönüşüm kızımın eğitimi yüzündendi aksi halde daha uzun yıllar Urfa'da kalmak benim için vazgeçilecek bir seçim değildi. Halen Birecik İmam Hatip Lisesinde müdürlük yapan sevgili dostum Mustafa Yıldırım'ı ve ailesin gösterdiği dostluğu unutmak mümkün değil.

Beni en çok etkileyen Urfalı kadınların ve erkeklerin açık mor (Lila) başlarında örtü olarak kullandıkları leçeklerdir. Bir toplum ki, aynı renkte karar kılmış olması o toplumun sosyal ekonomik ve kültür birliğini temsiline güzel bir örnektir. Urfa'da evler bir birine sokulmuş gibidir. Güneşin gündüz tesirini en aza indirmek için sokaklar dar tutulmuş evler adeta bir birinin koynuna sığınmış gibidirler. Urfa peygamberler şehridir. Şehrin sabahında ılgıt ılgıt esen rüzgâr ruhlara ferahlık vermektedir. İkindisinde aynı rüzgârı yine bulur insan. Urfa'da akşamüzerleri büyük bir hareketlilik gözlenir. Bunun sebebi, günün yorgunluğunu atmak için yapılan sıra geceleri hazırlığıdır. Söylenildiğine göre 40'a yakın ayrı sıra gecesi gurubu halen şehirde insanların müzik ve eğlence ihtiyacını gidermektedir.

Bizim Urfa'da bulunuşumuzun sebeplerinin başında gelen şiir akşamında ilk göze çarpan dinlemek için gelen Urfalıların her yaştan ve eğitim düzeyinden olması Urfa insanının şiire ve şaire olan yakınlığını gösteriyordu. Çektiğim fotoğraf karelerine bu hava hemen yansıdı. Konya'dan gelen şairleri daha bir yürekten alkışlamaları misafirperverliklerini anlatmaya yetiyordu.

Güneydoğunun en büyük yerleşim yerlerinden biri olan Urfa terör belasın bulaşmamış illerimizden biridir. Bunun gerekçesi olarak, şehirdeki manevi havanın gücü gösterilmektedir. Urfalılar sanayileşmeyi hedef olarak önerline koymuşlardır. Kiminle konuşsak; GAP projesi kapsamınsa 10 yıldır sulu tarıma geçilmiş olduğunu söyleseler de komşu şehir Gaziantep'i örnek göstererek refah seviyesinin artması ve işsizliğin kesin çözümünün sanayide olduğunu söylemektedirler.

Urfa merkez vali Ziyaettin Akbulut zamanında başlanan Halilürrahman Makamının ve Balıklı Göl çevresinin ıslah edilmesi çalışmaları sonuç vermiş temiz ve düzenli bir çevreye kavuşturulmuştur. Bunu ilk bakışta fark ediyorsunuz. Halilürrahmanın karşısına düşen alanda kamulaştırma çalışmaları ile çevre ile uyumlu mimari kullanılarak düzenleme yapılmış çokta güzel olmuştur.

Haftaya Mardin'den söz edeceğimizi burada duyurmak istiyorum. Gezimiz boyunca bizi bilgilendiren sevgili kültür adam Mehmet Kurtoğlu, ayrıca TYB Urfa şube başkanı Necdet Karasevda, yine bizi Mardin gezimizde yalnız bırakmayan Eyüp Azlal'a teşekkür ediyorum. Konya TYB Başkanı Ahmet Köseoğlu ve ekibine üç gün boyunca bizim kahrımızı çektikleri ve bizi tarihi iki şehre tanış ettikleri için çok teşekkür ediyoruz.Selam ve dua ile

Memleket 28 Haziran 2008