ALTMIŞ YIL ÖNCE KONYA ANLATILDI...

ALTMIŞ YIL ÖNCE KONYA ANLATILDI...

Prof. Dr. Koçkuzu, '60 Yıl Önce Konya'yı anlatırken 'mahalle baskısı' söylemlerine tepki gösterdi. 01 Ekim 2007 / 09:14Türkiye Yazarlar Birliği (TYB)...

A+A-

Prof. Dr. Koçkuzu, '60 Yıl Önce Konya'yı anlatırken 'mahalle baskısı' söylemlerine tepki gösterdi.
01 Ekim 2007 / 09:14Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Konya Şubesi, 2007 yılı etkinliklerine Ramazan'da da devam ediyor. Teravih sonrası TYB Konya Evi'nde gerçekleşen Ramazan etkinliğinde Prof. Dr. Ali Osman Koçkuzu '60 Yıl Önce Konya'yı anlattı. Koçkuzu'nun sohbetinden önce orta oyunu sanatçısı Yusuf Duru'nun gösterisi konuklara neşeli dakilar yaşattı. Etkinliğe KOSKİ Genel Müdürü Ahmet Sorgun, Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü ve İttifak Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Dr. Ahmet Akman'ın yanı sıra akademisyenler, yazarlar ve gazeteciler ilgi gösterdi.

Prof. Dr. Ali Osman Koçkuzu 60 yıl önce Konya'yı anlatırken mahalle, cami, okul, çarşı ve taşradan bahsetti. Bugünlerde 'mahalle baskısı' diye bir kelimenin türetildiğini dile getiren Koçkuzu, "Ortada mahalle kalmamış, baskısından söz ediyorlar. Yok böyle bir şey" dedi. Çocukluğunun geçtiği Araplar Mahallesi ve civarındaki yaşantıdan bahseden Koçkuzu, mahalle insanının önemli bir bölümünün köylü kökenli olduğunu, yazın köylerine gidip harman mevsiminden sonra mahallelerine döndüklerini anlattı. Mahalleye aidiyet hissetmelerini sağlayan en önemli olayın, kapı önü sohbetleri olduğunun altını çizen Koçkuzu, "Mahallenin nabzı kapı önü sohbetlerinde atardı. Mahalle ile ilgili her şey burada mevzu edilir, önemli mevzular nenelere danışılır, dertler ve sorunlar paylaşılırdı. Mahallede ölü mü var, doğum mu var, birisinin başında bir dert mi var; kapı önü sohbetlerinde bunlar dillendirilir ve çareler aranırdı" diye konuştu.

HERKES ÜRETİCİYDİ

O yıllarda herkesin üretici olduğunu, evlerinde küçükbaş ya da büyükbaş hayvanlar besleyerek geçindiklerini anlatan Koçkuzu şunları kaydetti: "Bağdan üzüm kaynatılır, inek ya da keçiden süt sağılır, ipekli, ketenli, pamuklu elbiseleri nineler dokurdu. Sadece kundura için para bulmanız gerekirdi. Becerikli ablalar düğünlerde yemek yapar, mahalleyi çeker çevirir ve sert konuşurlardı. Telefon, kapı zili gibi şeylerin olmadığı o günlerde başka şeyler vardı. Kazandıklarımızın yanında kaybettiklerimiz çok büyük."

CAMİLERLE AYDINLANDIK

Camilerin mahalle için büyük öneminin olduğunu anlatan Koçkuzu, loş ışıklar altında kıldıkları namazların ardından dışarı çıkınca kendilerine ikram edilen simidi büyük bir afiyetle yediklerini, o günlerde aldıkları feyzi unutmanın mümkün olmadığını söyledi. Şamdanları, buhurdanları, künye defterlerini, hafız kürsüsünü hala hatırladığını bildiren Koçkuzu, "O zaman belki 200 cami vardı. Cami hocaları, imam ve hafız olarak oldukça vasıflı idi. Hocaların aldıkları ücretlerin hiçbir ehemmiyeti yoktu; her birinin ayrı bir mesleği vardı. Kimi kaçıkçı, kimi saatçi, hattat, şemsiye tamircisi, tuzcu idiler. Mahallelerde Kur'an öğreten anneler vardı" diye kaydetti.

Okul, çarşı ve taşranın 60 yıl öncesi Konya'da önemli fonksiyonlar icra ettiğini anlatan Koçkuzu, geniş aileler içinde büyüyen çocukların müthiş bir kontrol altında olduklarını ve dayanışmanın zirvede olduğu o günlerden çok uzaklaşıldığını anlattı. Koçkuzu, kaybedilen değerlerin telafisinin mümkün olmadığını söyledi.

MEMLEKET

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.