HÂŞİM, MODERNLEŞMENİN SIZISINI DUYAN ADAM

HÂŞİM, MODERNLEŞMENİN SIZISINI DUYAN ADAM

Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi ölümünün 75. Yıldönümü ve Türkiye Yazarlar Birliği'nin kuruluşunun 30. Yıldönümü münasebetiyle düzenlemiş...

A+A-

Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi ölümünün 75. Yıldönümü ve Türkiye Yazarlar Birliği'nin kuruluşunun 30. Yıldönümü münasebetiyle düzenlemiş olduğu "Ahmet Haşim ve Eseri" konulu panel, Selçuk Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Mehmet Tekin, Doç. Dr. Âlim gür ve Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi Başkanvekili Dr. İbrahim Demirci'nin katılımıyla gerçekleştirildi. Yoğun dinleyici katılımının olduğu programda ilk sözü alan İbrahim Demirci Ahmet Haşim'in hayatı üzerinde durdu. Haşim'in Türk Edebiyat ve Kültür Dünyası üzerinde iz bırakmış bir şair olduğunu belirtip paneli Konya'da düzenlemenin ilgisini anlatarak Haşim'in Konya izlenimlerini aktardı. 1917 yılında iaşe müfettişi olarak Anadolu'da görev yapan Ahmet Haşim'in Konya'ya da geldiğini ve o dönem Ankara'sı ile Konya'nın kıyaslamasını yaparak "Konya'nın Ankara'ya nispeten daha sevimli ve müterakki bir şehir olduğunu" ifade ettiğini aktardı. Ahmet Haşim'in "Müslüman Saati" yazısına değinen Demirci, bu saatin Akşam ezanı vakti saat 12'ye ayarlanan bir saat olduğunu, onun değişmesiyle bütün hayatımızın değiştiğini ifade etti.
Haşim'in Bülbül şiirinin bütün modern zamanların ruhunu yansıtan bir şiir olduğunu bildiren Demirci, Gurebahane-i Laklakan yazısını hatırlatarak, kuşlara bakımevi açan bir toplumdan ne kadar uzaklaştığımıza dikkat çekti. Haşim'in değişken ve serbest bir mizacı olduğunu, belli bir ideoloji ve ilke ile kendisini kayıtlamadığı için içinde çelişkiler barındırdığını, bunun bir döneklik değil o an için düşündüklerini yansıtan insani bir durum olduğunu ifade etti.
Daha sonra söz alan Doç. Dr. Âlim Gür ise Haşim ve Dergâh dergisini anlattı.Haşim'in Dergâh dergisinde yayınlanmış yazı ve şiirleri hakkında bilgiler verdi. Haşim hakkındaki iki önemli kaynağı belirterek (Beşir Ayvazoğlu'nun Ömrüm Benim Bir Ateşti ile İbrahim Demirci'nin henüz yayınlanmamış doktora tezi olan Ahmet Haşim'in Nesir Dünyası) söze başlayan Gür, Dergâh dergisine değinerek derginin "Milli Mücadele havasını yansıtan ve geleceğin kültür ortamını hazırlayan, Bergsoncu, modern, mistik, sezgici ve kısmen sembolist bir dergi özelliği taşıdığını ifade etti. Mütareke ve Milli Mücadele döneminde, aralarında Yahya Kemal, Ahmet Haşim, Halide Edip, Ruşen Eşref, Falih Rıfkı, Mustafa Şekip, Mehmet Emin... gibi yazarların bulunduğu 80'den fazla şair yazarın yazdığını belirtti. Dergâh'ın Türk şiirinin iki yol açıcısı, Ahmet Haşim ve Yahya Kemal'i buluşturduğunu belirtti. Haşim'in yayınlanmış ilk şiirinin 1901 yılında "Hayal-i Aşkım" adlı şiiri olduğunu son esrinin 1933 yılında Mülkiye dergisinde yayınlanan "Yemek" adlı yazı olduğunu bildirdi.
Son olarak konuşan Prof. Dr. Mehmet Tekin ise Haşim ve Yahya Kemal örneklerinden hareketle sanat, sanatçının doğası, çelişkileri, iktidar ile ilişkileri üzerine bir konuşma yaptı. Haşim'in tezat ve tenakuz şampiyonu olduğunu, bunun sanatçı olmanın doğasından kaynaklandığını ifade eden Tekin, bu olmadığı zaman cins sanatçı olamazsınız dedi. Kemal ile Haşim'in buluşmasını "Hüzün ve Gurur" başlığı altında tanımlayan Tekin birisi doğudan birisi batıdan gelen bu iki yazarın dil itibariyle sorunlu olduğunu, yani Türkçeyi sonradan öğrendiklerini ancak en iyi derecede kullanan yazarlar olarak kendilerini yetiştirdiklerini ifade etti. Her iki sanatçının da çile çektiğini ve zor günler yaşadığının altını çizerek çile çekmeden, itilmeden, kakılmadan sanatçı olunmadığını söyledi. Bu sanatçıların Türk şiirini ayağa kaldırdığını ifade ederek Ahmet Haşim'in modernleşmenin sızılarını bizde en güzel, en veciz, en iyi şekilde anlatan bir sanatçı olduğunu söyledi.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.