KENDİNİ ARAYAN ŞEHİR

Şehirlerin de ruhu vardır ve canlıdırlar. Onlar da doğar, gelişir, büyür, yaşlanır ve ölürler. Anlatacakları çok şeyleri vardır. Ancak bunu anlatmak için kendi dillerini bilen ve kendilerini anlayacak birilerinin kendilerini ziyarete gelmelerini beklerler. Bekledikleri geldiğinde şehirler bildikleri yaşadıkları, gördükleri, tecrübe ettikleri her şeyi ona anlatırlar. Hatta kendilerinin yaşamadıkları fakat üzerlerinde yaşayanların anlattıkları efsaneleri bile bu beklenene anlatırlar.

Beklenen beklendiğinden habersizdir. Şehre gider, ziyaretlerini yapar, gezilecek ve görülecek yerleri ziyaret eder. Gördükleri ve duydukları onu mutlu etmiştir. Bunu hisseder. Ancak içinde anlamlandıramadığı bir huzursuzluk vardır. Bunun sebebini araştırır. Seyahat arkadaşları ile görüşür, konuşur, dertleşir. Onlarda da aynı huzursuzluğun olup olmadığını anlamaya çalışır.

Bu konuşmalarda bir şey fark eder. Şehir kendisine aşikar ettiği bir çok güzelliği diğerlerinden saklamıştır. Yol arkadaşları onun gördüklerini görememiş, duyduklarını duyamamışlardır. Bu farklılık onda bir şeyler yapması gerektiği duygusunu uyandırır. Hatta içinin ta derinliklerinden gelen bir ses Ona yazmazsa huzursuzluğunun devam edeceğini fısıldar.

Ve gezginimiz geçer bilgisayarının başına… Dokunur tuşlara… İlk oturduğunda ne yazacağını planlamıştır kendince! Ama tuşlara dokundukça düşündükleri ile yazdıklarının farklı olduğunu görür. Bir ses ona yazması gerekenleri fısıldamaktadır. Bu fısıltıya teslim olur eller. Bir de bakar ki ortaya bir kitap çıkmış.

Elimde böyle bir kitap tutuyorum. Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şube Başkanı Ahmet Köseoğlu tarafından kaleme alınan “Kendini Arayan Şehir” tam da yukarıda tarif ettiğim gibi yazılmış bir kitap. Köseoğlu gezip gördüğü şehirleri kendi gördüğü gibi değil şehrin görünmek istediği gibi kaleme alıp biz okuyanların hizmetine sunmuş. Bıkmadan ve yorulmadan okuyup bitirilebilecek bir eser meydana çıkmış. Kitabı okurken bir gezginin gözünün gördükleri ile birlikte bir anlatıcının dilinden de dinliyorsunuz şehri.

Kitap üç bölümden meydana geliyor. Birinci bölüm “Gökte Yapılan Şehirler” başlığı altında toplanmış. Bu bölümde; Kudüs, Konya, Şam, Şanlıurfa ve Bursa anlatılmış. Her şehir için bir slogan kullanılmış. Kudüs- Gökte Yapılıp Yere İndirilen Şehir- olarak nitelenmiş. Konya -Huzur Şehri-, Şam – Zamanın Şehri-, Şanlıurfa –Efsane Şehir-, Bursa –Tarih Kokulu Şehir- olarak nitelendirilmiş.

İkinci bölüm başlığı Umran Şehirler.

Üsküp –Kaybolmayan Şehir-, Kütahya –Çinili Şehir-, Aksaray –Tarihin Kucağındaki Şehir-, Tokat –Kadirşinas Şehir-, Amasya –Saklı Şehir-, Balıkesir –Bereketli Şehir- başlıkları altında anlatılmış.

Üçüncü ve son bölümde Şehirden Uzakta Şehre Yakın başlığı kullanılmış.

Başlık düşündürüyor insanı… Hem uzakta olup hem de nasıl yakında olunur diye?

Cevabını ben vermeyeyim bu sorunun. Siz okuyun ve kendinize bir cevap bulun. Zaten kitap da hazır bilgi vermek yerine verdiği bilgilerle düşünmeye ve bilgi tazelemeye yönlendiriyor insanı.

Bu bölümde üç isim yer alıyor. İsimleri okuyunca siz de şaşıracaksınız. İznik- Minyatür Şehir-, Tuz Gölü –Tuz Şehirleri-, Ereğli –Hayal Şehir-.

Gezdiği şehrin ruhunu yakalamak veya kaleme almak isteyenlerin mutlaka okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum Ahmet Köseoğlu tarafından kaleme alınan Kendini Arayan Şehrin.

Böylesine güzel ve farklı bir eseri kaleme aldığı ve bizlerin hizmetine sunduğu için Ahmet Köseoğlu’na teşekkür ediyor devamını bekleriz diyorum.