Konya'da Bütün Yollar Mevlâna'ya Çıkar

Konya'da Bütün Yollar Mevlâna'ya Çıkar

"Velîlerin her biri Konya'nın maddeten ve manen 30 asırdır bizim olduğunu bildiren tapu senetleridir." (Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver) Türkiye Yazarlar Birliği...

A+A-

"Velîlerin her biri Konya'nın maddeten ve manen 30 asırdır bizim olduğunu bildiren tapu senetleridir."
(Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver)

Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi'nin 2008 Yılı Kültür ve Sanat Etkinlikleri'nin son konuşmacısı olan Dr. Hasan Özönder, 25 Ekim Cumartesi günü Alâeddin Keykubad Salonu'nda Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver'in Türk Kültür ve San'at Hayatına yaptığı hizmetleri anlattı.
Seçkin bir dinleyici önünde ve kendi deyimiyle "uçuş mesafesi" olarak tabir ettiği konuşma süresini 1,5 saat belirledikten sonra sözlerine; Hz, Pir'e olan hürmetini göstermek için minibüs dolmuşlarına binen vatandaşların şoföre yönelttiği "Mevlâna'ya gider mi?" veya "Mevlâna'dan geçer mi" sözlerini hatırlatarak başlayan Dr. Hasan Özender, "Konya'da bütün yollar Mevlâna'ya çıkar. Mevlevilik de bir medeniyettir" dedi.
Kıymetli ilim ve fikir adamımız Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver'in katıksız bir milliyetçi, tıp tarihi ve folkloru ile yazma eser uzmanı olduğunu belirterek "O her haliyle güzeli ve güzelliği yaşatan birisidir. İyi bir ressam, tehzib ve minyatür san'atçısı olan Süheyl Beyefendi, bana "55 bin yazma eser elimizden geçmiştir" demişti. O, ömrünü arşiv hayatına vakfetmiştir. Belediye otobüs biletini dahi arşivine koyduğunu hatırlıyorum. Bize ve talebelerine not tutmasını, arşivciliği öğreten odur. O bir ilim ve san'at aysbergidir" diye konuştu.
Süheyl Hoca ile İstanbul'da tanıştığını ve kendisini, her ziyarete gittiğinde üniversitedeki odasında devamlı çalışır vaziyette veya ziyaretçileriyle sohbet ederken bulduğunu ifade eden Hasan Hoca, "Azrail'den çekindiği için" ömrünün 44 yılını vatanına ve milletine çalışmak suretiyle adayan vatanperver bu ilim adamının tam bir İstanbul Efendisi olduğunu söyledi.
***
San'at Tarihçisi Hasan Özönder Bey, ailecek ziyaret ettiğimizde, bana evindeki kütüphanesi ile birlikte o muazzam arşivini gezdirme nezaketinde bulunmuştu. Hollanda'dan gelen misafirlerle birlikte Mevlâna Türbesi'ni hocamla birlikte gezme bahtiyarlığına da ermiştim. Müze ve türbeyle birlikte Mevlânâ Celâleddin Rûmî hakkında bilmediğim pek çok şeyi o ziyaret esnasında öğrenme imkânı buldum. Bunlar da bir başka yazı konusu. Başka bir zaman ele alırız inşâallah.
İstanbul Efendisi'nden söz açılmışken okurlarıma, Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver'in 4 Ocak 1957 tarihli Yeni Meram'da çıkan "Yazma Mecmualara Göre Konya'da Evliya Sayımı" başlıklı yazısını hatırlatmak isterim. Süheyl Ünver Beyefendi, o makalesinde, Mevlâna Müzesi'nde kayıtlı ve Hicri 5, Şevval 1312 tarihli "Haza Mecmuai Enbiyayı İzam ve Evliyayı Kiram" risalesini kaynak göstermek suretiyle Şehr-i Konya'da 18'i enbiya olmak üzere 335 evliyanın medfun olduğunu kaydediyor. Ayrıca "Muhterem Galip Kemalî Söylemezoğlu"nun kendisine hediye ettiği dergide ise; Konya'daki velî ve yatır sayının 355 olduğunu belirtiyor. Cağdun, İklis, Mihran ve Merih peygamberlerin isimlerini saydıktan sonra 3 peygamberin Sarı Yakup Sultan Kabristanı'nda, 3 peygamberin Sultan Alâeddin Câmii civarında, 4 peygamberin Musalla Kabristanı'nda, Hâmun ve Sâlih adlı peygamberlerin de Yeni Kale Kapısı haricinde medfun olduğunu ben, bu makaleyi okuduktan sonra öğrendim. Yanılmıyorsam, Konya'mızın ünlü gazetecilerinden Selçuk Es'in de bu yazma eserlerden yola çıkarak "Konya'nın Yatırları" adlı bir araştırması da mevcut.
Ben, enbiya ve evliya yurdu olan bu şehristanda yaşamanın bir ayrıcalık olduğunu burada ifade ediyor ve sözü İstanbul Efendisi'ne bırakıyorum:
"İşte bu liste mucibince Konya'nın yatırları. Bilinen ve bilinmeyenler yerlerinde sağ olsunlar. Zira onların her biri Konya'nın maddeten ve manen en aşağı 30 asırdır bizim olduğunu bildiren tapu senetleridir."

AZİZİM DİYOR Kİ...
Konya, 2 bin 893 cami sayısıyla İstanbul'dan sonra ikinci gelmiş. Aradaki fark 51 cami. Osman Yüksel'in "mabetsiz şehri" Ankara, üçüncü sırada. Allah'ın evi olan camilerimizin toplam sayısı ise, 80 bine yakın. İşin enteresan tarafı, camilerimizin il, ilçe ve beldelerden çok köylerimizde bulunmasıdır.
Bu da "kim daha dindar" sorusunu akla getiriyor.
Köylüler mi yoksa şehirliler mi?..

Merhaba 29.10.2008

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.