Konya'dan Bursa'ya

Konya'dan Bursa'ya

Bursa'da Zamanİsterdim bu eski yerde seninleBaşbaşa uyumak son uykumuzu,Bu hayal içinde... Ve ufkumuzuÇepçevre kaplasın bu ziya, bu renk,Havayı dolduran...

A+A-

Bursa'da Zaman
İsterdim bu eski yerde seninle
Başbaşa uyumak son uykumuzu,
Bu hayal içinde... Ve ufkumuzu
Çepçevre kaplasın bu ziya, bu renk,
Havayı dolduran uhrevî âhenk.
Bir ilâh uykusu olur elbette
Ölüm bu tılsımlı ebediyette,
Belki de rüyâsı bu cetlerin,
Beyaz bahçesinde su seslerinin.
Ahmet Hamdi TANPINAR
11 Nisan Cuma günü saat 23'te, "Konya'dan Bursa'ya; Selçuklu'dan Osmanlı'ya" isimli program çerçevesinde Bursa'ya gitmek üzere TYB Konya şubesi önünden hareket ettik. Bursa'ya giden Konyalı heyet, 'Yazılacak Çok Şeyimiz Var' programı kapsamında da iki gün boyunca Bursa'nın tarihi ve doğal güzelliklerine ziyaretler gerçekleştirdi
Bursa'ya Konya'dan, Konya'ya Bursa'dan sayısız yolculuklar yapılmıştır. Hatta bu yolculuklardan birisi de Mehmet Ziya tarafından "Bursa'dan Konya'ya Seyahat" ismiyle kitaplaştırılmıştır. Bu geziden amaç, görmek ve görülenleri kaleme almaktır.
Bursa'nın yerleşimi sanki bir hilâl görünümünde, mahalleler kurulmalarına vesile olan Sultanların adıyla anılıyor. Büyük Velîler de unutulmamış, birçok mahalleye sokağa isim olmuş. Vefa bu olsa gerek...
Bursa tam bir tarih ve su şehri... Su medeniyetinin her türlü örneği burada saklanmış, cennet misali dört ırmağı da bu güzelliğin ayrı bir yönü. Irgandı Çarşılı Köprü hiçbir yerde rastlayamayacağınız bir tarih harikası. Ancak Bursa'ya ayırdığımız iki günlük kısa bir gezide, bu kadar çok tarihi, milli, dini ve kültürel değerimizi görmek ve özümsemek imkân dâhilinde değil. Bursa için en az bir haftalık bir program yapmak lazım ki, gidilmesi, görülmesi arzulanan her yer doyasıya gezilebilsin.
Bursa'ınn camileri dillere destan. Camiler ilk dönem Osmanlı Mimarisi'nin nadide örneklerinden, ancak ustalar Selçuklu olunca o dönemin de birçok özelliğini görmek mümkün
Tarihi ahşap evlerle kaplı dar sokaktan aşağıya doğru bakınca Ulu Camii'nin insanı büyüleyen çifte minaresi çarpıyor gözümüze.
Pınarbaşı semti yamaçlarında bulunan Üftâde Camii ayrı bir güzellikte.,1572 tarihinde yapılmış, küçük, mütevazı bir yapıdır. "Üftâde Mehmed Muhiddin Hazretleri, Kanuni Sultan Süleyman devrinde Bursa'da müezzinlik ve imamlık yapmış büyük velîlerdendir. Üstâd'ın türbesi de camiin yanında bulunmaktadır.
Bursa'nın birçok yerinden baktığımızda adeta 'gel bana' diyen Emir Sultan Hazretleri'ne doğru ilerliyoruz. Konya'da Hz. Mevlâna ne ise Bursa'da Emir Sultan Hazretleri (1368 - 1430) odur. Osmanlının kuruluş döneminde Bursa'da yaşamış olan büyük âlimin sayısız ziyaretçisi ve seveni vardır. "1368 yılında Buhâra'da doğmuştur. İsmi, Muhammed bin Ali, lakabı Şemsüddîn'dir. Ona, Buhâra'da doğduğu için "Muhammed Buhârî", Seyyid olduğu için "Emîr Buhârî", Yıldırım Bayezid Han'ın damadı olduktan sonra da "Emîr Sultan" denilmiştir. Bursa'ya 1391'de göç etmiş ve Yıldırım Bayezid'in kızı Hundi Hatun'la evlenmiştir. 1430'da Bursa'da vebadan vefat etmiştir. Türbesi Emir Sultan Camii yanındadır." Türbe ziyareti manevi bir atmosfer içine çekiyor bizi, adeta büyüleniyoruz.
Bir kentin tarihi dokusunun böyle özenle korunması ve manevi şahsiyetlerine de sahip çıkılması takdire şayan doğrusu. Şehrin tarihle ve doğayla bütünleşmesi burada yaşayanların ve burayı idare edenlerin sorumluluklarını yerine getirdiklerinin göstergesidir.
Herkesin bilmediğini düşündüğümüz Zeyniler Camii, Sühreverdi Tarikatı'nın Zeyniyye kolunu bize hatırlatıyor. Camiin haziresinde hep ilmiye sınıfından insanlar metfun. Bu tarikatın bağlılarının ilmiye sınıfından insanlar olduğunu öğreniyoruz. Mezar taşları alışılmışın dışında baklava dilimi formunda yapılmış. Bu da Bursa da yeni öğrendiğimiz bir bilgi olarak kayıtlarımıza geçiyor.
Tarihi yapıların hepsinin tanıtım levhaları var. Hem özlü hem de arı-duru Türkçe. Yön levhaları ve tarihe yolculuk yaptıran iki renk yol çizgileri özenle yapılmış. İstediğiniz mekâna kolaylıkla ulaşabilme imkânına sahipsiniz. Darısı diğer şehirlerimizin başına...
Kısa sürede bütün tarihi mekanlar gezildi Sayın Ahamet Köseoğlu beyin deyimiyle "tarihe imanımız tazelendi."
Bursa'ya veda etmeden önce ki duraklarımızdan birisi tarihi İnkaya Çınarı. Etrafı minik çocuklarla dolu. Çekim yapılıyor. Yanına yaklaşmak bile zor. Dalları yinede bizi kucakladı. Yaprakları olmasa da tarihi şemsiyesi altında çayımızı yudumladık. Bu arada; biri Konya Güneysınır Alanözü'nde, diğeri Taşkent Balcılar Kasabası'nda 1000 yaşın üzerinde iki adet yağ ardıç ağacı (Juniperus foetidissima) anıt ağaç olarak tescil edilmiş; bunlardan özellikle Balcılar Kasabası'ndaki AĞIL ARDIÇ ülkemizin en yaşlı ağacı olması bakımından ayrı bir öneme sahiptir. Ne yazık ki bu ağaçlarımızı ne tanıyan ne de bilen vardır. Prof. Dr. Mustafa Büyüködük hocamızın Konya'daki anıt ağaçların tespiti ve korunması ile ilgili gayretleri inşallah boşa gitmez. İnkaya çınarı bize bunları hatırlattı.
Bu yaşlı ağaca veda edip, Fatih Bey'in köyüne doğru yola çıktık. Tarihi köprü kenarında su şırıltıları eşliğinde doyumsuz bir sohbet ve nihayet Bursa'ya veda etme vakti geldi.
Yeşil Bursa'dan Yeşil Kubbe'ye, Emir Sultan'dan Hz Mevlana'ya, Osmanlı Başkenti'nden Selçuklu Başkenti'ne kucak dolu selamlar getirdik.
Tarihin kutlu şehri, Konya'nın ikiz kardeşi sevgili Bursa hoşça kal...
Elveda Devlet-i Âliye'yi Osmaniye'nin;
"İnsanı yaşat ki devlet yaşasın oğul" diyen ruhu
Elveda...
Merhaba 18.04.2009

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.