Selçuklu'dan Osmanlı'ya Kurulan Gönül Köprüsü

Selçuklu'dan Osmanlı'ya Kurulan Gönül Köprüsü

Anadolu Selçuklu Devletinin başkenti olan Konya ile Osmanlı Devletinin 2. Sultanı Orhan Bey tarafından 1326 yılında fethedilerek başkent yapılan ve İstanbul'un...

A+A-

Anadolu Selçuklu Devletinin başkenti olan Konya ile Osmanlı Devletinin 2. Sultanı Orhan Bey tarafından 1326 yılında fethedilerek başkent yapılan ve İstanbul'un fethine kadar Osmanlı'nın en önemli merkezi olan Bursa arasında bir gönül köprüsü inşâ edildi. Daha doğrusu bu iki önemli şehir arasında yıllardır zaten var olan gönül köprüsü sarsılmaz ve yıkılmaz bir şekilde yeniden sağlamlaştırıldı. Böylece Bursa, gönüllerimizde bir daha yeşerdi ve bir defa daha kalplerimizde neşvü nemâ buldu.

Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesince, "Konya'dan Bursa'ya, Selçuklu'dan Osmanlı'ya" adı altında düzenlenen 2 günlük gezi programı, Osmanlı Devletinin nakış nakış işlediği o muhteşem eserlerini yeniden görme imkânı verdi bizlere... Bu gezi, atalarımızın bizlere emanet olarak bıraktığı bakmaya doyum olmayan güzelim sanat eserleri sayesinde "eserden müessire ulaşma" prensibi ile Osmanlı havasına yeniden vâkıf olmamızı, Osmanlı ruhuna yeniden kavuşmamızı sağladı.
Atılan her adımda bir Osmanlı izi, bakılan her mekânda bir Osmanlı yadigârı, geçilen her alanda bir Osmanlı eseri görmek mümkündür Bursa'da... Bursa'yı Bursa yapan ve tüm dünyada tanınmasını sağlayan en önemli özelliği de budur. Bu muhteşem ve emsalsiz Osmanlı eserlerini korumak ve bizden sonraki nesillere de aktarılmasını sağlamak, genel ve yerel idarecilerin en büyük görevleri arasındadır.
Şu andaki Büyükşehir Belediye Başkanı olan Recep Altepe, Osmangazi Belediye Başkanı olduğu geçen dönemde bu görevin bilincinde hareket ederek tam 135 adet Osmanlı eserini hem restore etmiş hem de bu eserlerin çevresini açarak göz önünde ve ön planda olmalarını sağlamıştır.
Vakıfların ve Diyânetin elindeki metruk vaziyette olan Osmanlı eserlerini alarak onları aslına uygun bir şekilde restore eden ve bu şekilde camii, müze, hamam, külliye gibi çok sayıdaki ata yadigârı eseri gün yüzüne çıkaran eski ilçe belediye başkanını Büyükşehir Belediye Başkanı yapan Bursalılar, böylece tarihe gösterdikleri saygı, sevgi ve önemi de ortaya koymuşlardır. Bu duyarlılıktan ötürü gerek Başkanı gerekse Bursa halkını tebrik ve takdir etmek gerekmektedir.
Daha önce defalarca gördüğüm Bursa ile bu defa gördüğüm Bursa arasında hakikaten çok büyük farklar olduğunu müşâhede ettim. Bu büyük farkı görmek için şehircilik uzmanı olmaya falan gerek kalmıyor. Onarılan ve gün yüzüne çıkarılan tarihi eserler hemen kendini gösteriyor.
Sergilerin düzenlendiği, sempozyum ve panellerin yapıldığı tarihi Ördekli hamamı, Yazarlar Birliği Bursa şubesine tahsis edilen Seyit Usul külliyesi, tarihi merinos istasyonu ile Türk İslâm eserleri müzesi onarımları gerçekleştirilen ve bizimde müşâhede etme imkânı bulduğumuz Osmanlı eserlerinden sadece bir kaçı... Bu şekilde yüzün üzerinde tarihi eser kurtarılmış ve Bursa Osmanlı havasının doya doya teneffüs edildiği, açık tarihi eserler müzesi haline getirilmiştir. Bursa artık Osmanlı şehri olma vasfını kazanmış bir tarihi kent olma yoluna girmiştir. Darısı Selçuklu payitahtı olan Konya'mıza olsun İnşallah...
Kısa süre de olsa Osmanlı Başkenti olma hususiyeti kazanan Bursa'da bu güzel faaliyetler icra edilebiliyorsa, uzun yıllar Selçuklu Başkenti olma özelliğine mazhar olan Konya'mızda neden yapılamasın ki? Yeter ki istensin, yeter ki samimiyetle üzerinde durulsun. Güzel Konya'mızın tüm dünyada daha iyi tanınması için, daha da önemlisi şehrimizdeki Selçuklu ve Osmanlı eserlerinin yeni nesillerimize aktarılmasını sağlamak ve bizden sonra ki evlatlarımızın Selçuklu ve Osmanlı ruhu ile yetişmelerini temin etmek için bizlere emânet edilen bu ata yadigârı eserlere sahip çıkmak idarecilerimizin en önemli görevidir. Bursa nasıl Osmanlı şehri haline gelmişse, Konya'nın da Selçuklu şehri haline gelmesi için adımlar atılması ve bu amaçla üstün bir gayret gösterilmesi, yöneticilerin öncelikli işleri arasında yer almalıdır.
Yazarlar Birliği Bursa Şube Başkanı olan çok değerli Mehmet Fatih Birgül kardeşimizin rehberliğinde gezdiğimiz Bursa'da görmüş olduğumuz bazı yerleri siz kıymetli okuyucularımla paylaşmak, Konya ile Bursa arasında diğer bir tâbirle Selçuklu ile Osmanlı arasında kurulan gönül köprüsünü daha da anlamlı kılacaktır.
1402 yılında Ankara savaşında Timur'a talihsiz bir şekilde yenilerek 1403 yılında hayata veda eden Yıldırım Bayezid'in sağlığında kendi adına yaptırdığı ve Selçuklu'dan Osmanlı'ya geçişin izlerinin görüldüğü camii ile vafatından sonra yaptırılan ve kendisinden başka oğulları ve eşinin de yattığı türbesi ilk ziyaret yerimiz oldu.
Bizim tarihimizde; İslam'ın yayılmasında yaşayış ve sohbetleri ile kılıç kadar etkili olan, insanların gönülden İslam'a bağlanmasına, guruplar halinde Hak dine girmesine sebep olan, asırlarca insanlara ruhâniyetleriyle yön veren büyük veliler olmuştur. İşte bu büyük velilerden birisi de, 1368 de Buhara'da doğan, 1429 da Bursa'da vefat eden ve Yıldırım Bayezid'in damadı olan Emir Sultan Hazretleridir. Bursa'nın manevi sultanı olan Emir Sultan hazretlerini ziyaret etmeden gitmek çok büyük eksikliktir.
Fatih Sultan Mehmed'in Şeyhülislamlığa tayin ettiği ve zamanımızın Ebu Hanife'sidir dediği büyük fıkıh alimi Molla Hüsrev kendisinin yaptırdığı medresenin bahçesinde yatmaktadır.
Yıldırım Bayezid'in vefatından sonra başlayan ve 11 yıl süren fetret dönemini sona erdiren ve dağılmaya yüz tutan Osmanlı Devletini toparlayıp tekrar eski gücüne kavuşturduğu için Osmanlının ikinci kurucusu diye anılan Yıldırım'ın oğlu Çelebi Sultan Mehmed, yeşil türbede yatmaktadır.
Çelebi Sultan Mehmed tarafından yaptırılan, iç mekândaki tezyinat bütünü ve uyumu ile göz kamaştırıcı ve büyüleyici bir özelliği olan, ayrıca müezzin mahfili ile hünkâr mahfilinin muhteşem bir çini dekorasyona sahip bulunduğu, insanın bakmaya doyamadığı sanat hârikası Yeşil Camii, yeşil türbenin hemen karşısında yer alıyor.
İçinde 13, 14, 15 ve 16. yüzyıllara ait çok sayıda el sanat eseri malzemeler, seramikler, kumaşlar ve hat levhaları ile Memluk Sultanı Barok'un Yıldırım'a hediye ettiği dünyanın en büyük el yazmalı Kur'an-ı Kerim bulunan Türk İslâm eserleri müzesi Yeşil Camii yanında yerini almıştır.
Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılan, Bursa'nın hattâ Türk tarihinin en büyük ve en muhteşem Camilerinden biri olan, tam ortasında bir şadırvan bulunan ve üstü 20 kubbe ile örtülü olan Ulu Camii gerçekten görmeye değer bir sanat âbidesidir.
Babası Sultan 2. Murad için Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırılan, daha sonra Osmanlı hânedânından çok sayıda şehzade ve sultanın da gömülmesi ile Osmanlı hânedânı kabristanı haline gelen Muradiye Külliyesi ve Sultan 2. Murad tarafından yaptırılan Muradiye Camii. Külliyedeki 2. Murad türbesinin oldukça mütevâzı olması, vasiyeti gereği üstünün açık olması ve kabri üzerine yağan yağışların düşmesi en önemli özelliğidir.
Sultan 1. Murad Hüdavendigâr Külliyesi. Altı Camii üstü medrese olan Külliye Bursa'nın ilk Selâtin külliyesidir. 1389 yılında Kosova savaşında Osmanlı ordusunun haçlılara galip gelmesinden sonra savaş alanında dolaşan Sultan 1. Murad yaralı bir sırp tarafından arkadan hançerlenerek şehid edilir ve cenazesi Bursa'ya getirilerek kendi yaptırdığı külliyenin karşısına yapılan türbesine defnedilir.
Osmanlı Devletinin kurucusu Osmangazi ile Bursa'yı fetheden oğlu Orhangazi'nin türbeleri ve türbe civarındaki tarihi saat kulesi ve top atışlarının yapıldığı tarihi toplar Bursa'yı yukarıdan kuşbakışı gören bir konumdadır.
Bursa'nın manevi sultanlarından olan Üftade Mehmet Muhittin hazretleri türbesi, tarihi merinos istasyonu ile yemeklerimizi yediğimiz istasyona ait şimendifer lokantası, tarihi zeyniler camii, Hasan Can'ın mezarı, dünyada sadece 4 adet bulunan Irgandı köprüsü, tarihi Ördekli hamamı, Abdal Mehmet Camii ve türbesi, İnkaya köyünde bulunan 600 yaşında ve 9,5 metre çevresindeki tarihi çınar, tarihi Emirhan ve kapalı çarşı, Kozahan, Gazi Hamzabey camii ve türbesi, Seyit Usul dergahı, Orhan Camii, aslına uygun şekilde yeniden yaptırılan şehri çevreleyen sur kapılarından biri olan Saltanat kapısı ve Misi köyündeki tarihi konaklar, Bursa'nın Osmanlı tarihi dokusuna ait birbirinden değerli ve görmeye değer diğer eserleridir.
2 günlük kısa gezimizde bu kadar çok yeri görmemize vesile olan ve bu geziyi düzenleyen Konya Yazarlar Birliği Başkanı Ahmet Köseoğlu'na, Bursa'da kafilemize ev sahipliği ve rehberlik görevini üstlenen ve bu görevini eksiksiz yerine getiren Mehmet Fatih Birgül kardeşimize ve kafilemizde bulunan bütün dostlarımıza teşekkürü borç biliyorum.
Geçici bedensel yorgunluğun yanında kalıcı olarak Ruhumuzu dinlendiren bu gezi gönüllerimizdeki huzurla sona eriyor. Mutlu yarınlar efendim.
Merhaba 18.04.2009

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.