Prof. Dr. Bekir Biçer'den Tarihe Işık Tutan Konferans: "Türk, Arap ve Kürt Milliyetçiliği"

Prof. Dr. Bekir Biçer'den Tarihe Işık Tutan Konferans: "Türk, Arap ve Kürt Milliyetçiliği"

Prof. Dr. Bekir Biçer'den Tarihe Işık Tutan Konferans: "Türk, Arap ve Kürt Milliyetçiliği"

A+A-

 

 

Tarihçi-yazar Prof. Dr. Bekir Biçer, TYB Konya Şubesi D. Mehmet Doğan Kütüphanesinde Yazarın Aynası program serisinde Eğitimci Zafer Karakuş'un düzenlediği, son dönem Osmanlı'sından günümüze uzanan milliyetçilik akımlarını tarihsel bir perspektifle ele aldığı konferansta, "Bu üç unsurun milliyetçilik süreçleri birbirine geçmiş, birbirini etkilemiş ve hatta tetiklemiştir" dedi. Konferansın son bölümünde Kürt milliyetçiliğinin doğuşu ve gelişimine dair çarpıcı tespitler yer aldı.

Tarihçi-yazar Prof. Dr. Bekir Biçer, "Türk, Arap ve Kürt Milliyetçiliği" başlıklı konferansıyla dinleyicilere ufuk açıcı bir tarih yolculuğu yaşattı. Biçer, bu üç milliyetçilik akımının kökenlerini, gelişimini ve birbiriyle olan karmaşık ilişkisini analiz ederken, ezber bozan yorumlarda bulundu. Konferansın özellikle son yarım saatlik bölümü, Kürt milliyetçiliğinin doğuşuna ilişkin kaynaklardan doğrudan alıntılar yaptı ve detaylı analizlerde bulundu.

“İttihad-ı İslam” Fikri, Abdülhamit’ten Önce Namık Kemal’le Başladı

Sultan II. Abdülhamit ile özdeşleşen İslamcılık (İttihad-ı İslam) politikasının kökenlerinin daha eskiye dayandığını belirten Prof. Dr. Bekir Biçer, bu kavramı sanılanın aksine ilk kullanan kişinin Cemaleddin Afgani değil, Namık Kemal olduğunu söyledi. Osmanlı İmparatorluğunda dağılmayı önlemek için önce Osmanlıcılık sonra İslamcılık ve en son milliyetçilik düşüncesinin etkili olduğu ifade edildi.  İslamcılık düşüncesi için şunları söyledi. “Aslında Sultan Abdülhamit’ten önce Sultan Abdülaziz döneminde devlette İslamcı bir politika vardı.  İslam birliği düşüncesi ise 1869 yılında ‘İttihad-ı İslam’ tabiriyle ilk kez Namık Kemal tarafından kullanılmıştır. Genellikle bu kavramın Mısır’da Muhammed Abduh ve Cemaleddin Afgani ile ilişkilendirildiği düşünülür, ancak durum böyle değildir. Gerçekte, Namık Kemal hem dini hassasiyeti yüksek hem de çağını iyi anlayan aydınlardan biridir. 1869’da Hürriyet Gazetesi’nde yayımlanan bir makalesinde, ‘Müslümanların birleşmekten başka çaresi yok’ diyerek İttihad-ı İslam fikrini savunmuştur. Ardından, ittihad-ı İslam ilk kitap 1873 yılında Çorlulu Esad Efendi tarafından kaleme alınmıştır. Ancak dönemin İstanbul basınının geniş bir etki alanına sahip olmasına rağmen, aydınlar arasındaki bu fikrî uyanışın toplumu harekete geçirmede yetersiz kaldığını ifade etti.

Prof. Dr. Bekir Biçer, Sultan II. Abdülhamit’in 1909 yılında tahttan indirilmesinin ardından yaşanan siyasi ve toplumsal gelişmelere dikkat çekti. Biçer, özellikle Kürt ve Arap ulemâsının İttihat ve Terakki yönetimine karşı sert bir tavır takındığını belirterek, “Bu dönemde birçok alim, İttihatçıları adeta ‘gavur’ olarak görmeye başladı ve her fırsatta bu yönetime muhalefet etti” dedi. İttihat ve Terakki’yi iktidara taşıyanlar arasında Arap, Kürt ve Türk aydınlarının bulunduğunu hatırlatan Biçer, buna rağmen halkın, ulemânın ve meşâyihin büyük bir kısmının bu değişimi desteklemediğini vurguladı. Prof. Dr. Bekir Biçer, 1909 yılında Abdülhamit’in tahttan indirilmesinin ardından İttihatçılara karşı isyanların çıktığını söyledi.

"Türk, Arap ve Kürt Milliyetçiliğinin Fikri Tohumları İstanbul'da Atıldı"

Prof. Dr. Biçer, Türk ve Arap milliyetçiliğinin doğuşunu özetledikten sonra Kürt milliyetçiliğine vurgu yaptı. Kürt milliyetçiliğinin kırsalda değil, tam tersine Osmanlı'nın başkentinde eğitim görmüş bir aydın sınıfı tarafından başlatıldığının altını çizdi. Biçer, bu durumu şu sözlerle ifade etti: "Sanılanın aksine Kürt milliyetçiliği dağlarda değil, İstanbul'da, eğitimli ve aydın kesim arasında ortaya çıkmıştır. Özellikle Osmanlı'nın merkezileştirme politikasıyla sürgün edilen Kürt emirlerinin çocukları özellikle Bedirhan ailesi gibi ailelerin çocukları ve İstanbul'a eğitim için gelen öğrencilerin aldıkları modern eğitim sonucu yeni bir aydın sınıf doğdu ve milliyetçi akımın fikri öncüleri yetişti"

Biçer, modern Kürt milliyetçiliğinin fikirsel temellerini anlatırken Ahmed-i Hani'ye özel bir parantez açtı. Biçer, "Ahmed-i Hani'nin 17. yüzyılın sonunda kaleme aldığı eserlerinde, belirgin bir Kürt kimliği bilinci ve hatta ayrı bir siyasi yapı arayışının olduğunu söyledi. Ahmed-i Hani özellikle 19. Yy. da Kürt aydınları için model ve kendisinden sonraki nesiller için önemli bir ilham kaynağı olmuştur" diyerek onun öncü rolünü vurguladı.

"İttihat ve Terakki Sanıldığı Gibi Sadece Türkçü Değildi"

Konferansta İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin yapısına da değinen Prof. Dr. Biçer, cemiyetin ilk yıllarındaki çoğulcu yapısına dikkat çekti. İttihat ve Terakki cemiyetinin kurucularından Abdullah Cevdet ve İshak Sükuti’nin Kürt olduğunu söyledi.  Biçer, "II. Meşrutiyet'in ilk yıllarında İttihat ve Terakki içinde çok sayıda Kürt, Arap ve Arnavut aydın, subay bulunuyordu. Hatta bu dönemde cemiyetin en faal üyeleri arasındaydılar ve ortak vatan, yani Osmanlıcılık fikrini savunuyorlardı. Ancak Balkan Savaşları sonrası yaşanan büyük toprak kayıpları, cemiyet içindeki Türkçü damarı güçlendirmiş ve diğer unsurlarla aradaki makas açılmıştır" ifadelerini kullandı.

"Misak-ı Milli Bir Türk-Kürt Ortak Vatanı Projesiydi"

Konferansın en dikkat çekici bölümlerinden biri de Misak-ı Milli üzerine yapılan analizlerdi. Prof. Dr. Biçer, Misak-ı Millînin sadece etnik bir Türk tanımına dayanmadığını, aksine coğrafi ve dini bir birlikteliği esas aldığını belirtti. Biçer, bu konudaki görüşlerini şu çarpıcı sözlerle dile getirdi: "Misak-ı Milli metnine baktığımızda ve Mustafa Kemal'in o dönemdeki beyanatlarını incelediğimizde, vatanın sınırlarının sadece Türklerin değil, ayrılmaz bir bütün olarak kabul edilen Osmanlı Müslüman unsurlarının, yani büyük oranda Kürtlerin yaşadığı coğrafyayı da kapsadığını net bir şekilde görürüz. Dolayısıyla Misak-ı Milli, o günün koşullarında bir Türk-Kürt ortak vatanı idealini ve projesini yansıtmaktaydı.

Katılım Belgesi Takdimi

 Program sonunda TYB Konya Şube Başkanı Ahmet Köseoğlu, Prof. Dr. Bekir Biçer’e katılım Belgesi takdim etmiştir.

 

whatsapp-image-2025-06-02-at-10-12-19-1.jpegwhatsapp-image-2025-06-02-at-10-12-19.jpegwhatsapp-image-2025-06-02-at-10-12-18.jpegwhatsapp-image-2025-06-02-at-10-12-15.jpegwhatsapp-image-2025-05-31-at-14-09-11.jpegwhatsapp-image-2025-05-31-at-14-09-10-1.jpegwhatsapp-image-2025-05-31-at-14-09-10.jpeg

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.