Ramazan Sohbetleri 1

"KONYA'DA ESKİ RAMAZAN HAZIRLIKLARI"            Edebiyatçı, araştırmacı ve yazar Ali Işık Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi’nin dijital...

A+A-

"KONYA'DA ESKİ RAMAZAN HAZIRLIKLARI"

           Edebiyatçı, araştırmacı ve yazar Ali Işık Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi’nin dijital platformlarda yaptığı Ramazan Söyleşilerine konuk oldu.

Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi’nin, Koronavirüs salgını sebebiyle sosyal mesafe uygulaması ve sokağa çıkma kısıtlamalarına gidilmesi sebebiyle Youtube, facebook, instagram gibi dijital uygulamalar üzerinden düzenlediği Ramazan Sohbetlerinin ilkinde edebiyatçı, araştırmacı ve yazar Ali Işık "Konya'da Eski Ramazan Hazırlıkları" konusunu anlattı.

Konya’da Ramazan ayı hazıklıkları aylar öncesinde başlar ve Ramazana kadar sürerdi. Cemaziyyelevvel, Cemaziyyelahir, ilk Namaz, Orta Namaz ve Ramazan şeklinde bir takvimlendirmeyle Ramazan hazırlıkları başlatılırdı. Ramazan dua ayıdır. Konyalı kadınlar Ramazana özenle hazırlanırlar, evler çırpılır/temizlenir, avlular imece usulü ile hazırlık yapılır. Recep ayı başında şivlilik günü için bişiler yapılır, kadınlar ramazan ayı içi yufka açıp hazırlıklar yaparlar. Erkekler evin ihtiyacı ile ilgili listeleri alırlar ve tedarik işi ile meşgul olurlardı.

Bu arada enteresan bir Konya âdetine değinmeden geçemeyeceğim, Konyalılar kul hakkına dolayısıyla göz hakkına da çok riayet ederler. Şimdiki gibi tabii o zamanlar poşet durumu yoktu. Hatta filede kullanmazdı. Konyalılarda ya kapaklı sepetler olurdu yahut ta heybeleri, zembilleri olurdu. Aldıkları bir şeyi getirilirken alan olur, alamayan olur; göz hakkı olur diyerekten kapalı araçların içerisinde alınanları getirirlerdi. Hanımlar evlerinde bir şey yaptığı zaman diyelim ki tandırda ekmek yaptığı zaman ya da bir yemek yaptığı zaman bunun kokusu komşu evlerde de duyulur diye onlarında canı çeker diyerekten yaptığı ekmeklerden pişirdiği yemeklerden mutlaka yakın komşulara da ikram ederlerdi.

Ramazan'a ne zaman başlayacağını, bayramların ne gün olduğu bugünkü gibi kolay değildi. Ramazan belirlenmesi konusunda 1881 ile 1887 yılları arasında aşağı yukarı 6 yıldan fazla Konya'da görev yapmış İngiliz Said Paşa isminde bir valimiz var, Sultan Abdülhamid'in de ilk mabeyin müşiri Jurnal adını verdiği günlükler tutmuştur. Konya ile ilgili olan bölümünde Konyalı adetleri ile ilgili başka hiçbir kaynakta rastlamadım bir bilgi verir. Konya Ramazan'ın 29 çektiğine şahit olmadım. Konya'da ramazanlar hep 30 çeker, diyor. Ramazan gelince akşamdan silahlar sıkılır, top patlatılır ben o gürültüden ramazanın geldiğini anlardım, diyor. Sona bir başka ayrıntıdan bahsediyor. Ramazan'ın rüyet-i hilal ile başlardı. Ramazan Kadının ilanı ile top atılarak başlardı.

Ramazan Sofrası önceden hazırlanır iftar mutlaka insanlar aile Ramazan sofrasında toplanır, iftar olmadan 5-10 dakikaya üzere Sofranın etrafında yerlerini alırlardı. Bu sırada çocuklarda o zamanlar tabii Şimdiki gibi elektrik durumu hoparlör durumu ses cihazları yok da iftarın olduğunu nereden bilecek ya Alaattin’de atılacak topu duyacaklar ya da ezanı dinleyecekler. Çocuklar bu görevi üstlenirler, ellerinde bunlara Ramazan öncesinde hediye olarak alınan kaşıklı düdüklerin ile beraber kapıların önünde bekleşirler. Hatta bu arada bir de mani tuttular “Ha topum ha, güm deyiver…”  ezan biter hemen koşarak haber verirler. Millette iftarını açar. Konya'da iftar sofralarında mutlaka herkesin durumuna göre bir iftariyelik bulunur. Yemeğe başlamadan eve bu iftariyelikler le oruç açarlar, isteyen namazını kılar, sonra yemeye oturur. Bu arada teravih hazırlıkları yapılırdı. Hatimle teravih kıldıran mescitler camiler vardır. Herkes artık erkeklerden isteyenler hakemle devam ederlerdi. Konya'da Eskiden Hanımlar camiye gitmezler onlar bir komşu evinde toplanır, orada Teravih namazı kılınırdı. Sesi güzel olan bayan salavat okurmuş. Teravih namazını tamamladıktan sonra ilahiler okurlar, tespihlerini çekerlerdi. Bir hızlı teravih kıldıran Cami Mescit arama durumları söz konusudur.

Konya’da meczupların Gül iftarları da unutulamaz. Konya kapu Camii civarında esnaf grubu bu güzel adeti canlandırmakta günümüzde de. Hatta İftardan sonra zarf içerisinde bunlara bir evde diş kirası ikramı yapılır ki o da güzel bir adettir.

 Konya’mızın eski meşhur terzilerin merhum Lütfü Göksu, bu mütevazi insan mevcut meczuplarla çok arası iyiymiş, bunları işte gördüğü zaman ikramda bulunur,  dükkanında çay kahve ikram eder. Üstlerinde başlarına yırtığı söküğü varsa onları diker, hatta mutlaka Ramazan'da da evinde bunlara bir iftar verirmiş.

Ramazan'da sevinçli bir grupta Konyalı Çocuklardır. Bunlar er yemeğini (sahur) kaçırmak istemezler. Ramazan davulcularını kapılarının önlerinde düdükler ile beraber karşılarlar. Yarım oruç tutarlardı. Oruçları büyükler tarafından teşvik amaçlı satın alınırdı.”

Ali Işık, ”Kısaca Ramazan Konya’da bir başka güzeldir. Bu ramazan biraz buruk geçti. Koronasız Ramazanlarda buluşmak ümidiyle.” diyerek sözlerini tamamladı.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.