TYB Konya Şubesinde ''Türk ve Arap Edebiyatında Ortak Değerler” konuşuldu.

Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi ile Konya Büyükşehir Belediyesinin birlikte düzenlediği 2018 yılı kültürel etkinlikleri çerçevesinde Kılıçarslan...

A+A-

Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi ile Konya Büyükşehir Belediyesinin birlikte düzenlediği 2018 yılı kültürel etkinlikleri çerçevesinde Kılıçarslan Konferans Salonu’nda 24 Kasım 2018 Cumartesi günü yapılan toplantıda Türk ve Arap Edebiyatında Ortak Değerler ele alındı.

TYB Konya Şubesinde ''Türk ve Arap Edebiyatında Ortak Değerler” konuşuldu.

Selçuk Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulu Müdürü ve Türk Tarih Kurumu Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kazım Ürün “Mensubu olmakla iftihar ettiğimiz İslam bayrağı altında asırlardır kültürel iç içelik yaşadığımız ve ecdadın elsine-i selase (üç dil) olarak adlandırdığı Türkçe, Arapça ve Farsça konuşan toplumların edebiyatlarında sayısız ortak değer oluşmuştur. Bu toplumlar, bu dinin dünyaya yayılmasında aracı olan Hz. Peygamber’e ayrı bir sevgi ve saygı duymuşlardır. Emiru’ş-şu’ara diye anılan Ahmed Şevki Edirne’nin düşman tarafından işgal edilmesi üzerine “Yeni Endülüs” adlı bir şiirin yanı sıra Atatürk’ü Halid b. Velid’e benzettiği bir şiir kaleme almıştır.” dedi.

PEYGAMBER SEVGİSİNİN TEZAHÜRÜ

Peygamberimize övgü niteliğinde mısraların Ka’b b. Zuheyr tarafından yazıldığını belirten Ürün, Hz. Peygamberin bundan hoşnut kalarak hırkasını hediye ettiğini “Kaside-i Bürde / Hırka Kasidesi” adı verilen şiir ilk örnektir, dedi. Ürün, şiirden “Duydum ki Resulullah etmiş beni tehdit. Umuyorum ki eder beni mağfiret / Resul ışığına muhtaç olduğumuz bir nur. Kınından çıkarılış ilahi bir kılıç” mısralarını okudu. Memlukluler döneminde yaşamış İmam Busiri de benzer özellikler taşıyan bir kaside kaleme almıştır.

ORTAK PAYDA PEYGAMBER SEVGİSİ

Türk edebiyatında da ortak bir değer olan Hz. Peygamber’e methiye niteliğinde kaleme alınmış eserler arasında en öne çıkanı Mevlid diye bilinen Süleyman Çelebi’nin Vesiletü’n-Necat adlı eseri üzerinde duran Ürün “Peygamberimize olan sevginin bir başka tezahürü olarak Mekke’den Medine’ye hicret esnasında Medineli Ensar’ın kendisini karşılarken söyledikleri “Talaelbedru” ilahisi her iki toplum tarafından benimsenmiş ve çeşitli vesilelerle söylenmektedir. Hz. Hüseyin’in Kerbela’da şehit edilmesi konusu da belki daha çok Türk edebiyatında olmak üzere her iki edebiyatın konusu olmuştur. Arap dünyasında bu konu daha çok Şiî Arapların ilgi duyduğu bir konu olmuştur”

ALFABE BİRLİKTELİĞİ SONUCU ORTAYA ÇIKAN ESERLER

İslamiyet’in kabulü ile birlikte Türkler Arap alfabesini kullanmaya başlamış ve Türk edebiyatında önemli eserler vermişlerdir: “Elf Leyle ve Leyle” diye bilinen Binbir Gece Masalları, bir bölümü Hint masallarından diğer bir bölümü ise Harun Reşid (Veziri Cafer el-Bermekî) Dönemi esas alınarak oluşturulmuştur. Abbasiler döneminde aslı Sanskritçe (Pançatantra/ Beş Kitap) Kelile ve Dimne adındaki fabl türü eser Pehlevîceden Arapçaya tercüme edilmiştir. Burada geçen pek çok hikâye Türk edebiyatında da kullanılagelmiştir. Bu eser Mevlâna’nın yanı sıra La Fontaine de esin kaynağı olmuştur.”

KAYS’IN AŞKINDAN MECNUN OLUŞU

Arap edebiyatı kaynaklı konu Leyla ile Mecnun ve Yusuf ile Züleyha hikâyeleri üzerinde duran Ürün Leyla ve Mecnun hikâyesinin Emeviler Dönemi’nde yaşamış adı Kays b. Mulavvah (ö.80/700) adında bir kişinin Leyla’ya olan aşkını konu edindiğini ifade ederek eserin içeriği ile ilgili şu bilgileri verdi:  “Leyla’ya aşk şiirleri söylediğinden dolayı babası, Kays’a kızını vermez. Bu aşk ıstırabına dayanamayan Kays mecnun olur ve sonunda canına kıyar. Bunu gören Leyla da canına kıyar. Leyla ile Mecnun aşkı daha sonraki İran ve Türk şiirinde çok meşhur şairlere konu olmuştur. Bunlar arasında öne çıkanlar İran şiirinde Nizamî, Türk şiirinde ise Fuzulî’dir.” dedi.

TASAVVUF ERBABLARI

Mısır menşeyli Yusuf ile Züleyha tasavvufi bir boyutla ele alınır, diyen Ürün; tasavvufun Hz. Peygamberin mescidi etrafındaki ashâb-ı suffe ile başlayıp Türklerin Orta Asya’dan göçüp İslamiyet’i kabul etmeleriyle Türk edebiyatına girdiğini, edebiyatın ayrılmaz bir dalı haline geldiğini, Türk edebiyatında Yesevî ile Orta Asya’da temelleri atıldığını hatırlatarak “Şiirlerinde en çok telmihte bulunan Hallac-ı Mansur’dur. Onun dışında Beyazıd-ı Bistamî, Cüneyd-i Bağdâdî, İbrahim b. Edhem, Muhyiddin İbn Arabî gibi şahsiyetler vahdet-i vücut, fenafillah, Allah’ın varlığını ve birliğini ele alan manzum tevhidler kaleme alınmıştır. Türk edebiyatında ise Türkistan’da Hoca Ahmet Yesevî ile başlayıp Yunus Emre, Hacı Bektaş-i Velî, Hacı Bayram Velî, Eşrefoğlu Rûmî ile günümüze kadar ulaşmıştır.” dedi.

MEVLANA’DAKİ DEĞİŞİM

Gönüller Sultanı Mevlâna, Halep Haleviye Medresesindeki aldığı eğitim sırasında pek çok Arap edebiyatçısını okumuştur. Bunlar arasında öne çıkanları Ürün şöyle sıraladı: “ İmru’u’l-Kays, Ka’b b. Zuheyr gibi Cahiliye şairleri; el-Mütenebbî, Ebû Temmâm ve Ebu’l-Alâ el-Ma’arrî gibi Emevî ve Abbâsî Dönemi şairleri; cömertliğiyle ün salmış Hâtim et-Tâî, III. Yüzyıl Mısır sûfilerinden Zûn’n-Nûn-ı Mısrî ve ünlü Arap dilbilgini Sibeveyhi’dir. Divân-ı Kebîr’de, Mevlânâ’nın Şems’le buluşmasından sonra bir dönüşümün ifadesi olarak Ebû Alî olarak andığı İbn-i Sinâ ve Ebu’l-Alâ olarak andığı Ebu’l-Alâ el-Maarrî’den vazgeçtiğini görmekteyiz.”

KAHRAMANLARIN DEĞİŞİMİ

Bir kahramanlık destanı olan Battal Gâzî üzerinde duran Ürün, Battal Gâzî’nin 8. yüzyılda Emevilerin Hıristiyanlarla yaptıkları savaşlarda büyük kahramanlıklar gösteren Abdullah adlı bir Arap savaşçı olduğunu , kahramanlığından dolayı kendisine “Battal” yani “Kahraman” denildiğini,Türklerin Müslüman olmalarından sonra Battalnâme adı ile nesirleştirilerek Orta Asya Türk gruplar arasında da yaygınlaştığını ifade etti. Nasreddin Hoca “Molla Nasraddin Hoja, Nasraddin Apandi”  gibi adlarla, Bulgaristan, Bosna, Makedonya, İran, Çin ve Japonya gibi ülkelerde fıkraları yayılmıştır. Arap dünyasında “Cuha” ya nispet edilmiştir. Bu kişinin Emeviler döneminde yaşamış Ebu’l-Gusn Duceyn adında biri olduğu rivayet edilmektedir.

ARAP ŞİİRİNDE TÜRKLER

Arap şiirinde “Emiru’ş-şu’ara /Şairler prensi” diye adlandırılan Ahmed Şevki Edirne’nin düşman tarafından işgal edilmesi vesilesiyle “el-Endelusu’l-Cedide/ Yeni Endülüs” adlı bir şiirin yanı sıra Atatürkü Halid b. Velid’e benzettiği bir şiir kaleme almıştır. Darü’l-fünun (İstanbul Üniversitesi) da müderrislik yapmış, Meclis-i Mebusan milletvekili olan Cemil Sıdki ez-Zehâvî ve Ma’ruf er-Rusafî gibi şairler Türkiye ve Türkleri birçok yönüyle şiirlerine taşımışlardır. Libyalı şair Süleyman Başa el-Baruni, 1911 de İtalyanların Libya’yı işgali üzerine sakal bırakmış ve düşman kuvvetleri ülkesinden ayrılmadığı sürece sakalını kesmemeye yemin etmiştir. Ölünceye kadar sözüne sadık kalmış ve 30 yıl boyunca sakalını kesmemiştir. Şair, şiirlerinde Osmanlı yönetimine olan özlemini, vatan sevgisini ve özgürlük mücadelesini işlemektedir.

AFGÂNÎ’NİN ETKİSİ

Cemaleddin Afgânî’nin, Türk aydınları üzerinde etkisi üzerinde duran Ürün, Mehmet Emin Yurdakul, Yusuf Akçura, Ahmet Ağaoğlu, Mehmet Akif, Ahmed Hamdi Akseki, Said Nursi, Seyyid Bey ve Şemseddin Günaltay’ın onun toplantılarına katıldıklarını, Yahya Hakkı’nın 1931-1935 yılları arasında Mısır’ın İstanbul konsolosluğuna sekreter olarak görev yaptığı sırada Mustafa Kemal Atatürk hakkında bilgi edindiğini, Türkiye’nin Shakespeare’i diye tanımladığı Abdulhak Hamit ve Yahya Kemal ile tanıştığını söyledi.

İsrail işgali altında bulunan Kudüs ile ilgili Mahmud Derviş, Emel Dunkul, Nizar Kabbani; Necip Fazıl ( Büyük Doğu), Sezai Karakoç (Diriliş), Nuri Pakdil (Edebiyat) ve Cahit Zarifoğlu (Mavera) İsrail’e tepki duyan şahsiyetlerdir.

Ürün, konuşmasının sonunda ortak bir geçmiş kültüre sahip Türkler ve Araplar arasında müzik, sinema, mutfak,  benzeri birçok alanda sayısız ortak değer oluştuğunu, izlenen Türk dizilerinin de yakınlaşmada önemli faktörler oluşturduğunu belirtti.

Konya eski Büyükşehir Belediye Başkanı ve eski Konya Milletvekili Doç. Dr. Halil Ürün ile Konya Büyükşehir Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Ahmet Köseoğlu tarafından günün anısına Prof. Dr. Ahmet Kazım Ürün’e Katılım Belgesi takdim edildi.

TYB Konya Şubesinde ''Türk ve Arap Edebiyatında Ortak Değerler” konuşuldu.

TYB Konya Şubesinde ''Türk ve Arap Edebiyatında Ortak Değerler” konuşuldu.

TYB Konya Şubesinde ''Türk ve Arap Edebiyatında Ortak Değerler” konuşuldu.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.