Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi'nin "Yazacak Çok Şeyimiz Var" şehir gezileri sayesinde, yirmi yıla yakın görmediğim Kayseri'yi gezme ve tekrar görme fırsatım oldu.

Selçuklu Sultanları'nın kışın korunaklı kalelerinde dinlendikleri ticaret merkezlerinden biri olan Kayseri'yi gezerken, Selçuklu'ya payitahlık yapan Konya'dan farkı ile benzerlik yönlerini de böylece müşahede etme imkânım oldu. Tarihte birçok önemli şehrin değişimi okuyamadığı, zamanın ruhunu kavrayamadığı için sonradan ehemmiyetini kaybettiği bir gerçek. Gözyaşı Geceleri sayesinde bundan yirmi sene önce görme imkânı bulduğum Kayseri ile 2012'nin Kayseri'si arasında elbette dağlar kadar fark vardı. Kayseri, son yirmi yıllık süreçte fırsatları iyi değerlendirerek 1 milyon 234 bin nüfusu, 4 üniversitesi, büyüyen sanayisi ve markalarıyla büyük bir gelişim göstermiş.

Türkiye'nin 16. büyük şehri olan Kayseri'de nüfusun yüzde 85'i şehirde, yüzde 15'i de kırsal alanda yaşıyor. Nüfus yoğunluğu ise km²'ye 69 kişi. On altı ilçesi bulunan Kayseri'nin merkez ilçeleri ise; Kocasinan, Melikgazi, Talas, Hacılar ve İncesu. Kayseri'de yerel ve bölgesel olarak 25 günlük gazete, 8 dergi, 8 televizyon, 22 radyo ve 15 yaygın gazete ve haber ajansı temsilciliği bulunuyor.

***

Bir turizm şirketine ait otobüs ve 40 kişiye yakın bir grupla 22 Eylül Cumartesi günü saat 05.30'da hareket ederek Aksaray-Nevşehir üzerinden gittiğimiz Kayseri'nin girişinde; bizi ilk önce içinde Mantı Evi, Pastırma Evi ve Sucuk Evi'nin bulunduğu Pastırmacılar Parkı, daha sonra ise Uluslararası Kadir Has Stadyumu önünde TYB Kayseri Şubesi başkanı Ahmet İlhan ve Vedat Bey karşıladılar. Pastırmacılar Parkı ile Ankara üzerinden Konya'ya gelenleri karşılayan Birlik Parkı arasındaki fark ise; birisinin damak tadına yönelik evlerin olması, diğerinde ise bilboardlarda gönüle hitap eden Mevlâna'ya ait yedi öğüdün birbiri ardına sıralanıyor olmasıdır.

Konya denilince akla ilk gelen nasıl Hz. Mevlâna oluyorsa; Kayseri denilince de akla ilk gelen pastırma ve sucuk oluyor. Bundan dolayı şehre girerken sizi Pastırmacılar Parkı'nın karşılaması gayet doğal.

Meram Belediyesi eski başkanı Refik Tuzcuoğlu ile Erciyes Dağı eteklerinde, Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan ve 2011 yılında hizmete giren Kardanadam Tesisleri'ndeki kahvaltıda buluştuk. Bu tesise Tuzcuoğlu'nun elinin değdiğini, Konya'nın geleneksel damak tadları arasında önemli bir yere sahip olan etliekmek fırını ve salonunun bulunmasıyla öğreniyoruz. Ustasının da Konya'lı olduğunu söylemeye gerek yok sanırım. Kardanadam gerçekten modern, nezih ve Selçuklu'ya has rumi desenleriyle süslenmiş çok güzel bir tesis. Kayseri'yi yağmurlu bir Eylül ikliminde gezdiğimiz için çok şanslıydık. Çünkü Erciyes Dağı'nda Allah'ın verdiği çok güzel tabiat harikaları ile o güzel bulutlu manzaraları fotoğraf makinalarımızla yakaladık. Üç bin dokuz yüz on yedi metre olan Erciyes Dağı'nın zirvesine çıkamasakta Büyükşehir Belediyesi tarafından mülkiyeti Milli Emlâk'tan satın alınan 20 milyon metre karelik alan üzerinde; Erciyes Turizm Merkezi Projesi kapsamında başlatılanlan ve 3 trilyon lira harcanacak olan tesislerin yer aldığıHisarcık Kapısı'ndan girdiğimiz bin sekiz yüz metrede, 78 adet gondol'un bulunduğu kapalı teleferiklerle iki bin altı yüz metre yüksekliğe kadar çıkarak oradan başı dumanlı Erciyes'i seyretmek kadar güzel bir şey olamaz. Kışın buranın manzarası gözleri kamaştıracak kadar güzel olsa gerek. Refik Tuzcuoğlu, yine aynı ve bildik "Refik Bey" olsa da Erciyes Turizmi ve Kayseri ile ilgili anlattıklarını kendi açımdan önemliydi. Erciyes Dağı'na Hisarcık Kapısı ile Tekir Kapısı'ndan ulaşıyorsunuz. Biz Hacılar İlçesini takip ederek Hisarcık Kapısı'ndan Erciyes'e ulaştık. Türkiye'de ilk defa planlı olarak gerçekleştirilen tek kış turizmi merkezi projesi tamamlandığında; 35,6 km uzunluğunda 21 adet teleferik, 160 km uzunluğunda kayak pistleri, 5 ay süre ile kayak yapma imkânı verecek olan sunni karlama sistemleri, sosyal tesisler, 5 bin yatak kapasiteli konamlama tesisleri gerçekleştirilecek. Şimdiye kadar ise 6 mekanik tesis, bunlarla bağlantılı olarak 45 km uzunluğunda kayak pistleri ve 6 adet sosyal tesisin hizmete girmiş olması, Erciyes Dağı'nın Kayseri turizmine ileride gelir açısından büyük bir katma değer sağlayacağı ve şehri bu yönüyle zirveye taşıyacağı söylenebilir.

Aynı zamanda KASKİ Yönetim Kurulu Üyesi olan Refik Tuzcuoğlu, bizim MEDAŞ'a benzer Kayseri ve Civarı Elektrik Türk Anonim Şirketi (KCETAŞ)'nde Kayseri Büyükşehir Belediyesi'nin yüzde 60 hisseyle söz sahibi olmasının hizmetlerdeki koordinasyon ve yatırımlar açısından büyük fayda sağladığının altını çizmesi de kendi açımdan önemliydi. Kayseri'nin, merkez ilçe belediye başkanlarıyla birlikte bir ve beraber hareket ederek kurumlararası koordinasyonu da sağlayarak hizmette hızlı bir şekilde yeni yatırımlara yöneldiğini böylece öğrenmiş olduk. Kayseri'de, bizim Mevlâna Kültür Vadisi'ni benzer bir de Kültür Yolu Projesi de var. Kaleyi de içine alan bu projenin devreye girmesiyle Kayseri, Nevşehir Kapodakya'ya bağlantılı bir turizm şehri haline getirilmek isteniyor. Refik Bey'in bir soru üzerine sarfettiği ve yazılmaması için istirham ettiği siyasi polemiklerin haricinde anlattıklarından ben bunu çıkardım.

Büyük bir meydanı, kalesi, kale içindeki kapalı çarşısı, kadınlar pazarı, modern ve çok katlı binaları, çağdaş ve sessiz çalışan tramvayları, insanın içini ferah tutan geniş caddeleri, yeşil çimenli rayları ve ile Kayseri, gerçekten gezilmeye değer bir Anadolu şehri. Selçuklu'dan kalma tarihî eserleriyle bizi fersah fersah geçen Kayseri; pastırması, sucuğu, mantısı, Erciyes'i ve Hazret-i Mevlâna'nın hocası Seyyid Burhaneddin Tirmizî ve diğer tarihî ve manevî büyükleriyle birlikte görülmeye değer bir şehir olarak ilerisi için ümit vâdediyor.

***

Ebenin Yeri'nin hemen yakınında bulunan geniş Emirgan Parkı'nın ortasındaki tesiste aşçı tarafından bizim kafileye özel pişirilen "Kabap Ağzı"nı akşam vakti bir güzel yedikten sonra bir saatlik serbest vakti, eşim ve dogruses'in genel yayın yönetmeni Salih Sedat Ersöz ile birlikte Kayseri Kalesi'ni, kale içindeki kapalı çarşı ile meydanın altındaki yeraltı çarşısını gezerek kullandım. Mevlâna Diyârı'na, "Kayseri hediyesi" olarak ne götürebiliriz sorusuna cevap olarak orijinal bir şey bulamadığımız için mantıda karar kıldık.

"Allah hâlis Türkleri aziz kıldı"

Yorgunluğumuzu attımız bir mekân olarak hoşuma giden 8 bin yıllık geçmişe sahip TYP Kayseri Şubesi'nin kültürel faaliyetlerini ifa ettiği tarihî Kültür Evi'ndeki tanışma faslı da yerinde ve güzeldi. Burada yaptığım kısa konuşmada Anadolu kapılarını 1071'de Türklere açan Selçuklu Sultanı Gazi Alp-Arslan'ın "Biz temiz müslümanlarız; bid'at nedir bilmeyiz. Bu sebepledir ki Allah hâlis Türkleri aziz kıldı" sözünü hatırlatarak Kayseri ile Konya'nın insanî ve tarihî açıdan birbirine benzer pek çok tarafı olduğunu ve insanlarının "dindar", "güler yüzlü" ve sıcak tavırlarıyla birbirine benzer tarafları bulunduğunu belirterek TYB Kayseri Şubesi ile TYB Konya Şubesi yetkililerine, böylesine faydalı bir gezi organize ettiklerinden dolayı şükranlarımı arz ettim. Gayet tabiki bizi çok güzel ağırlayan ve imkânlarını sunan belediye yetkililerine de. Yalnız Kayseri, bir güne sığdırılacak bir şehir değil elbette. Konya gibi bağrında bir çok medeniyetleri barındırdığı için pek çok tarihî yerleri gezemedik.

Sultanlar Allah'tan utanırlardı

Selçuklu Sultanları'nın bir diğer özellikleri de dindar olmalarıdır. Tuğrul Bey'in "Kendime saray yapıp yanında bir cami inşâ etmezsem Allah'tan utanırım" sözü bundan dolayıdır. Hâkeza Alâeddin Keykubâd da, Konya'daki sarayının yanına bir camii inşâ ettirmiştir. "Uluğ Keykubâd" ve "Sultan ül-Âzam" olarak da ün yapan Alâeddin Keykubâd, Anadolu'daki Türk Destânı yazılırken "Aynı din ve millete mensubuz, aynı cihâd yolundayız. Şarkta İslâm hudutlarını koruyan siz, garpta da kâfirlerin kökünü kazıyan biziz" demiştir.

Selçuklu eserleriyle bezenmiş modern Kayseri'yi gezerken, bunları düşünmeden edemedim.

Bilmem anlatabildim mi?..