MİSAFİRPERVERLİĞİNLE SEVEYİM KAYSERİ'M

MİSAFİRPERVERLİĞİNLE SEVEYİM KAYSERİ'M

Sinek vızıldadı uçtu havaya Etini sardım 1170 deveye Yağın süzdüm 1160 tavaya Peşkeş ettim Kayseri'ye döşünü. Böyle diyor efsane aşığımız...

A+A-

Sinek vızıldadı uçtu havaya

Etini sardım 1170 deveye

Yağın süzdüm 1160 tavaya

Peşkeş ettim Kayseri'ye döşünü.

Böyle diyor efsane aşığımız Kerem bir abartılı şiirinde sineği büyütüyorken...

Sineği bunca abartılı sunduktan sonra aşık söylemeye devam ediyor:

Ben bilirim karanlıkta geleni

Gelip benim tatlı canım alanı

Dertli kerem böyle söyler yalanı

Ya kim gördü o sineğin eşini.

***

Konya gerçekten yaşanası bir şehir. Yalnız yaşadığımız şehrin güzelliklerini daha iyi anlayabilmek varsa eksikliklerini görerek ilgililerden yeni çalışmalar beklemek, ancak yeni yerleri gezip görerek mümkün olabilir.

Biz de öyle yaptık; elimizde kalemler sırtımızda çantalar gecenin saat 04'ünde uykudan kalkıp saat 05'te Konya TYB Konya Şubesi önünde alıyoruz soluğu...

İşimiz yazmak; değerleri, illeri, ilçeleri ve gördüğümüz yerlerin tarihini kalıcı kılmak, geleceğe aktarmaktı.... TYB Konya Şubemizin "Yazılacak çok şeyimiz var" adlı gezilerinin yenisini Selçuklu tarihinden önemli eserlerin bulunduğu Kayseri şehrine yapacak ve bu yılki gezi programlarımızı sonlandıracaktık.

Yolculuğun başında TYB Şube Başkanımız Sayın M. Ali Köseoğlu'nun meyve suyu eşliğinde peynirli sandviç ikramı da yolculuğun keyifli geçeceğinin bir işareti gibiydi.

DUYGULARIMA GEM VURAMIYORUM

Artık mevsimin güze dönüşü dolayısı ile gece yağmış olan yağmurun serinlik verdiği bir yolculuğa her tarafından tarihi kokular fışkıran yöreye doğru yol alışımız, insanları derin bir düşünceye sevk ediyordu. Her yolcunun uyku ile uyanıklık arasında hayale doğru yol alırken bazılarının gönlünde aydınlayan ortalığın ışığında Nevşehir'in Peri Bacaları, Ihlara Vadisi bir perde misali süzülüyordu. İşte ben de duygularıma gem vuramıyordum:

Yazılacak çok şeyimiz var deyip düşmüşüz yola

İdareyi teslim ettik Başkan M. Ali Köseoğlu'na

Kendi Kayseri doğumlu kalbi yazılmış Konya'ya

Misafirperverliliğinle seveyim Kayseri'm seni.

Konyalı yazarlarımız toplanıp geliyor sana

Eski tarih ve kültüründen haber ver bana

Dünya ya nam salmış olan sucuk pastırmana

Değer vererek seveyim Kayseri'm seni

Nevşehir'de peribacası, Göreme sana gelen yolda

Yorgunluğumuz atalım şöyle bir ıssız tolda

Seyit Burhanettin gibi muhterem hocayı bul da

O alimlerin ismiyle seveyim Kayseri'm seni

Mis gibi tarih kokar yörede Ihlara Vadisi

Tarsus'ta asırlarca yatan ashab'ı kehfin yedisi

Vanlıların da vardır iki renkli gözlü kedisi

Gesi Bağları türküsü ile seveyim Kayseri'm seni

Kerem sinek göndermiş bir efsanede sana

Yedirmiş pastırmayı sinek olmuş dev ana

Ulu Erciyes dağında yıllanıp yaşayan kara

Bakayım da seyredeyim Kayseri'm seni.

****

Merhum İncili Çavuş'un nükteleri Kayseri dili

Mimar Sinan'ın yapıp bırakmış onca eseri

Şehirleri ayakta tutandır tarihi değerleri

Gelişmişliğinle sevelim Kayseri'm seni

Nevşehir de gördük birçok peri bacası

İpek yolu üzerindeki onca hanın locası

Binlerce kavimlerin gelip geçmiş nicesi

Geçmişini düşünerek seveyim Kayseri'm seni

Şanlı Erciyes dağın var sende bir artı

Sofralarınızı süsleyen güzelim mantı

Canlı sanayinizde döner imalat çarkı

Konuksever oluşunla seveyim Kayseri'm seni

Ozan İsmail'im 67. yaşımı bu dünyada yaşarım

Bu güne kadar sana gelmediğime şaşarım

Satış bitti artık bende, kurudu çarşım pazarım

Bu günüme şükredip seveyim Kayseri'm seni.

***

Yolumuz artık Kayseri'ye vardı, Kadir Has Stadyumu'nun paralelinde durduk. Burada Kayseri TYB Başkanı Sayın Ahmet İlhan Bey ve eşi hanımefendi ile TYB Yönetim Kurulu Üyesi Vedat Sağlam Bey otobüsümüze binip "hoş geldiniz" diyerek çok hoş bir karşılama yaptılar... Memleket Gazetesi'nin de köşe yazarı olan Mahmut Sami Aldur kardeşimiz de bir başka araçla otobüsümüze klavuzluk yapıyordu... Vedat Bey, otobüsün ön kısmından elinde mikrofon ile yola devam ederken Kayseri'yi tanıtmayı da ihmal etmedi. Yönümüz Erciyes'e idi. Erciyes'e Hisarcık ve Hacılar çıkışı vardı; biz Hacılar yolunu takiben çıkışa başladık ama o da ne? koca Erciyes bir sis bulutu ile karşılayınca bizleri kaptanımız 20 metreye kadar düşen görüş engelini aşa aşa bizi hedefe ulaştırdı, zaten orada da Erciyes gülen yüzünü gösterdi.

KARDAN ADAM TESİSLERİ GÖRÜLMEYE DEĞER

Kayseri Büyükşehir Belediyesi burada öyle güzel bir tesis yaptırmış ki insan bakmaya doyamaz... Kardan Adam diye adlandırılmış beton ile ahşabın birbirini tamamladığı bu güzel mekan Türkiye'nin çok şehrinde yoktur sanırım. Ustasının Konya'dan özel olarak getirtildiği etli ekmek fırını, Konya kebabı fırınını gezdik... Burada biz misafirler için hazırlanmış zengin bir kahvaltı menüsü ile karnımızı doyurmaya başlamıştık... Konyamızı orada temsil eden Kayseri Büyükşehir Belediyesi Eğitim Koordinatörü Refik Tuzcuoğlu da aramıza katılıverdiler.

Burada kısa bir konuşma yaparak Kayseri-Konya dostluğunu ve Kayseri misafirperverliğini anlatan Başkan Köseoğlu, sözü Refik Beye bıraktı. Refik Bey buraya tam adapte olmuş, çalışkan ve azimli, kendine has projeleri uygulamaya koyan ve başarılı bir Konyalı. Hem kahvaltı sırasında hem de buradan ayrılıp yöreyi gezmemiz esnasında Tekir Yaylası ile Erciyes arasındaki yapay göleti ve buraya yapılmış ve yapılmakta olan kayak tesislerini, kral daireli otelleri tek tek tanıttı... Aramızdan erken ayrılmak mecburiyetinde oluşundan bir seneyi aşkındır yapımı tamamlanmış faaliyette olan Kayserililere ve yöreye gelen misafirlere hizmet veren teleferik istasyonuna götürdü bizleri. Ve 8'er kişilik gondollara binerek Erciyes'in 2750 metre yüksekliğine çıkarken bizi taşıyan gondolların bulutlar arasında bazen güneşi gösterip bazen karanlıkları yaşatan güzelliği görülmeye değerdi... Son durağa varınca daha zirveye 1000 metreden fazla uzaklıktaki yarı puslu, başı dumanlı zirve haşin ama güven verici bir bakışla bizi izliyordu. Burada şundan bahsetmeden geçemeyeceğim; Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı ufku vizyonu geniş halk adamı ve gönül zenginliği halkı tarafından da takdir edilen Mehmet Özhaseki Bey, bir yılı aşkındır Kayseri halkına ve gelen ziyaretçilere gondolların ücretsiz hizmet vermesini emretmesi ayrı bir güzellikti.

TERTEMİZ VE ÜCRETSİZ TESİSLER ÖRNEK ALINMALI

Bu geziyi bitirdikten sonra şehir merkezine doğru yol almaya başladık. Yol boyunca elinde mikrofon bizlere belediye çalışmaları hakkında uzun uzun bilgi veren Tuzcuoğlu, Kayseri'nin geniş yollarını ve sanayi gelişmesini adeta ezberlemişçesine anlattı. Şehir merkezinin birçok yerinde yapılmış ve halkın hizmetine sunulmuş o kadar güzel parklar, yeşil alanlar ve bu parklarda insanların kolayca çay içmelerini, abdest alıp namaz kılmalarını sağlayacak mekanları güzelce dizayn edilmiş olarak görecektik. Şunu özellikle belirtmek isterim ki şehir merkezinde onca gezilen yerlerdeki tuvaletlerin tertemiz ama bunun yanında hepsinin ücretsiz olduğunu ve her birinin başında bir görevli bulunduğunu gördük. Gezmeye gelen herkese "beyler şurası abdest alma yeri, şurası tuvalet, şurada namazınızı kılabilirsiniz" diyerek kibarca yerleri tarif edip davranmaları da diğer şehirlere örnek olmalıydı.

Ucu bucağı bulunmayan yer altı çarşıları içersinde binlerce esnaf dükkânı, yüzeydeki devasa kapalı çarşıları, insanlarındaki saygı-sevgi-hürmet bir ayrı değerdi doğrusu.

Refik Bey artık önemli işi gereği öğle üzeri yanımızdan ayrılınca TYB'li dostlar ve Mahmut Sami Aldur bize gece geç vakitlere kadar eşlik ettiler. Yine belediyeye ait güzel mekânlarda yemek yiyip çaylar içildi Seyyit Burhanettin Hazretleri'nin türbesi ziyaret edildi, Kent ve Mimar Sinan Müzesi ve camiler gezildi... İkindi namazı sonrası tramvaylarının güzelliği ile gözleri kamaştıran Kayseri raylı sistemini görmek vakti geldi. Onun geçtiği yol çevresinin bile yemyeşil edilmiş olduğunu görünce gözlerimiz kamaştı ve tramvay istasyonuna indik. Üzerinde Yazarlar Birliği yazan tramvay gelip durdu, hepimiz bindik... Görevli arkadaş başladı tramvay hakkında bilgiler vermeye: 17.5 km çalışan 17.5 km yapımı devam eden ve yine güzergahtan harice çıkacak bir 9 km'lik bir 7 km'lik güzergah çalışmaları olduğunu anlattı. Bu geziyi de tamamladıktan sonra kalabalık bir şekilde tramvay hattından yukarı çıkınca Kayserili çarşıda gezenlerle karşılaştık; bize bakarak hayretle "ne hayır bu kalabalık nedir?" diye sordular. "Konya yazarları Kayseri yi geziyor" deyince sağı sağda solu solda kalıp hepsi birden "hoş geldiniz" diyerek sevgi ve saygı gösteriyorlardı; gözlerim yaşardı bu güzellik karşısında. Bu şehrin geniş ve güzel çarşı merkezinde üyelere "saat 19'da şu iki kapılı Bürüngüz Cami önünde buluşalım" deyip serbestlik verildi ve denilen saatte toplandık. Akşam namazını eda edip toplu halde Kayseri ilinde hiç zerre kadar zarar görmemiş Selçuklu eserleri gibi Kayseri Kalesi'nin Yoğun burç denilen yerine akşam serinliğinde yürüyerek gelip Kayserili şairlerin ve yazarların mekanına oturduk. Gelen çayları yudumlarken Kayseri TYB başkanı ve buraya bizim için gelmiş bulunan Kayserili yazar-şair dostlarla sohbete başlamadan önce herkesin tek tek kendisini tanıtmasını izledik. Ardından Kayseri'yi iyi bilen Kayserili-Konyalı yazarların da yakından tanıdığı yazar İlyas Subaşı bir tanıtım konuşması yaptı. Ardından gurubumuzdan Prof. Dr. Mikail Bayram hoca hem burada üniversitede görev yaptığından hem Selçuklu tarihine hâkim olduğundan uzunca bir konuşma ile bizleri hem bilgilendirdi hem de geçmişi yâd etti. Nihayet dostlarımıza ve Kayseri'ye doyamadan demek lazım saat 21 sularında otobüsümüze binerek yola revan olduk... Ve gece saat 01 sularında Konya'mıza geldik.

Bu geziyi düzenleyenlere, bize gönüllerini ve mekânlarını açan Kayserili dostlara selam olsun.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.