Orda bir köy var uzakta

Orda bir köy var uzakta

Tek tip insan yetiştirmeciliğe soyunan altı okçuluk ideolojisinin tipik örneklerini ilk dönem sinemamızda sıkça görürüz. Yoksul bir Anadolu kasabasında...

A+A-

Tek tip insan yetiştirmeciliğe soyunan altı okçuluk ideolojisinin tipik örneklerini ilk dönem sinemamızda sıkça görürüz. Yoksul bir Anadolu kasabasında modernist bir ilkokul öğretmeni ile yobaz bir köy imamı ve onun yandaşı cahil halk. Öğretmenin tek ideali vardır: Dindar ya da kendi bakış açısından dogmatik bir yapıya sahip köylülere okuma-yazmayı öğretmek. Yoksul kalacaksın, koruyucu sağlık hizmetlerinden yararlanamayacaksın, fakat okuma-yazmayı bileceksin.
Aynı dönemin unutulmaz şarkısında "gitmesek de gelmesek de / o köy bizim köyümüzdür" veciz ifadesinde gidilmeyen, görülmeyen yerlerin de bizim olduğu, ebesiz, hemşiresiz, doktorsuz köylerin de ideolojiye boyun eğmelerinin faydalarına olduğu gizli bir şekilde yer alır.
Çukurçimen de cumhuriyetin 85. yılında aynı kategoride yer alan bir köy. Konya'nın Meram ilçesinin en uzak köyü. 70 km uzaklıkta. Köye gitmek için Akören ilçesinden geçmek gerekiyor. Dört bin nüfuslu Akören ilçesinden. Komedi içerisinde komedi.
Çukurçimen doğuda sınır boyunda değil. İç Anadolu'nun göbeğinde. İlköğretim okulunda tek öğretmen var. İlk üç sınıf burada okuyor, sekizinci sınıfa kadar olan diğer sınıflar ise taşımalı öğretim denilen sistemle komşu köye taşınıyor. İlk üç sınıf dediysek 50-100 talebe değil, tamı tamına 11 kişi.
Sağlık ocağı yok, lakin bir tane sağlık evi var. Burada da bir ebe. Yılda 3-4 doğum oluyormuş. 550 nüfusun çoğu yaşlı olunca doğum da bu kadar oluyor.
Sağlık durumu içler acısı. Sabun, diş fırçası kullanma alışkanlığı yok denecek kadar az. Suyu bol olan, her türlü sebze-meyvenin yetiştiği, özellikle kirazın yumruk gibi kocaman olduğu bir köy; fakat beslenme alışkanlıkları pek iyi değil. Et kurbandan kurbana yenirmiş. Peynir yapmayı pek bilen yok. O mevsimde ne yetiştiriliyorsa yenen de o. Şehirliler gibi yılın her mevsimi domates, salatalık, muz yenmiyor. Elde ne varsa. Tavuk eti yemek de alışılmadık bir davranış şekli.
Doktor olmadığı için acil bir durumda Akören, çok aciliyeti yoksa Konya ilk gidilecek yer. Yalnız, çok kanaatkârlar. Göz kapanana kadar görmeden, kulak sağır olana kadar duymadan şikâyet etmiyorlar. Bir ışık, hafif bir ses yeterli bu yörük köyü için.
Kanalizasyon sistemi yok. Evlerin avlusundaki helâların atığı oracıkta kalıyor. Oluşabilecek hastalıkları bir düşünün. Bir de üstüne koyun hastalığı varmış. Eee, nasıl olmasın, Avrupalılaşan şehrimizin merkezinde olur da en uzak köyünde olmaz mı?
Var mısınız hep beraber önce Onuncu Yıl Marşı'nı, sonra da Orda Bir Köy Var Uzakta'yı söylemeye. Seksen beşinci yılda iyi gider değil mi? Köylünün sağlığı, insanca yaşaması, adam yerine konması. Nedir ki bunlar? Bunlar bizi bozar. En iyisi mi oturduğumuz yerden marşımızı söyleyelim de çok alengirli işlere girmeyelim.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.