Selçuklu Kütüphaneleri ve Kelebekler Vadisi

Selçuklu Kütüphaneleri ve Kelebekler Vadisi

Selçuklu Belediyesi Kütüphane Müdürü Abdulkadir Gök Bey, bu yirmi kütüphanedeki kitap sayısının 198 bin, üye sayısının da 53 bin olduğunu söyledi....

A+A-

Selçuklu Belediyesi Kütüphane Müdürü Abdulkadir Gök Bey, bu yirmi kütüphanedeki kitap sayısının 198 bin, üye sayısının da 53 bin olduğunu söyledi. Gezdiğimiz Mahmut Sami Ramazanoğlu Anadolu İHL Kütüphanesi'ndeki kitap sayısı 9 binin üzerinde, belediyenin bünyesinde bulunan Süleyman Çelebi Kütüphanesi'ndeki kitap sayısının ise 16 bin 454 olduğunu öğrendim.

Mahmud Sami Ramazanoğlu Kütüphanesi'ndeki Fahreddîn er-Razî'nin ciltli bir eserinin herhangi bir sayfasını açığımda karşıma; "Onların kalpleri var. Fakat anlamazlar, gözleri var, fakat görmezler, kulakları var, fakat işitmezler. Onlar hayvanlar gibidirler. Hatta hayvanlardan da sapıktırlar" mealinde, A'raf suresi 179. âyet-i kerime çıktı. Münafıkların özelliklerini anlatan bu husus, Bakara/18'de de geçiyor. Allah azze ve celle'nin bazı has kulları var ki, biz onlara "kalp gözü açık" deriz. Yüce Mevlâ insanlara bir çift göz vermiştir ama bundan ayrı olarak birde gönül gözü vardır ki, bir mü'min diğer bir mü'mine bu nazarla baktığı zaman biz ona da "feraset"diyoruz. İnşaallah "Allah'ın nuruyla bakan"lardan oluruz.

Kalbin yanında birde "iman tahtası" vardır ki, onunla "ilâhî hakikatleri" anlarız. Kalp gözümüzle de "İslâm'a ait gerçekleri" görürüz. "İslâm'a dair emirleri" de kalp kulaklarımızla işitir ve biliriz. Lâkin kalpleri olup da anlamayanlar, gözleri olup da görmeyenler, kulakları olup da işitmeyen cin ve insanların varlıklarına delâlet eden yukarıdaki âyette bu gibi cin ve insanlar; "hayvanlar gibi" tarif edildikten sonra hatta esfel-i sâfilîne (hayvanda da aşağıya)kadar indirilmektedirler.

Madem Kütüphâneler Haftası'ndayız. O halde Müslümanlar olarak "ilâhî hakikatleri"anlamamız, "İslâm'a ait gerçekleri" görmemiz ve "İslâm'a dair emirleri" işitmemiz adına başta Yüce Kitabımız Kur'ân olmak üzere dinî, ilmî, edebî kitapları da okumamız gerekiyor.

Selçuklu'daki kütüphaneleri gezerken böyle bir ikâzla karşılaştığım için Allah'a ne kadar şükretsem azdır. İslâm'ın ilk emri olan ikrâ (oku) karşısında neyi ve hangi kitapları okuyacağız diye bir sualle de karşılaşabiliriz. Okumaktan maksat başta Kur'ân-ı Kerîm olmak üzere elbette Allah'ın âdemoğlu için yarattığı herşeyi oku(mak) gerekiyor. Kâinatı oku(mak) başlı başına bir ilim gerektiriyor. Gökyüzünü, semâdaki yıldızları, gezegenleri, ayı ve güneşi okumak da apayrı ilmin dallarına giriyor. Astronomi başta olmak üzere uzayı gözlemlemek ve uydular vasıtasıyla semâlarda neler olduğunu gözlemlemek de okumanın bir gereğini yerine getirmek demektir.

Âdemoğlunu bir nutfeden (su-balçık) yaratan "Rabb'inin adıyla oku" emri doğrultusunda kalbimizi, gözümüzü, kulaklarımızı demek ki iyi şeylerle dolduracağız ki, bu duyu organlarımız bizlere hem bu dünyadan, hem ruhlar âleminden, hem ana rahminden hem de asıl gideceğimiz yer olan öbür dünyadan bir şeyler duyabilelim ve haberdâr olabilelim.

Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, güzel kütüphaneler açarak Selçuklu ilçemizi ve okullarımızı kitaplarla aydınlatmanın yolunu bulmuş. Aydınlık yarınlara kitaplarla ulaşmak güzel bir duygu olsa gerek. Bir kitabın dünyayı ve insanı değiştirdiği doğrudur. Hatta yanlış bir söz insanı dininden edebileceği gibi hak bir dine de girmesine ve iki dünyada da kurtuluşuna vesile kılabilir. Harflerden, kelime ve kavramlardan meydana gelen kitapları okurken gönülden, özümseyerek, okuduktan sonra karşılıklı münazarasını yaparsak daha iyi anlamış ve konuya vâkıf olmuş oluruz.

Selçuklu Belediye Başkanımız, Süleyman Çelebi Kütüphânesi'nde konuşurken eli kalem tutan bizim gibi yazarlar ile ileride bizim gibi olacak olan genç yazarlara bir öneride bulundu. Beşyüzevler'de yapılan Konya'nın en büyük parkında inşa halinde olan ve "AŞKIN KANATLARI" olarak tanıtımı yapılan Kelebekler Vâdisi'yle ilgili olarak şu teklifi yaptı:

"Artık Konya denince akla gelecek önemli şeylerden birisi de Kelebekler Vadisi olacak. Bununla ilgili kitaplar yazılırsa biz de baskı ile ilgili yardımcı olacağımızı ifade ediyoruz. Bu konuda çalışacak arkadaşımız olursa onu da desteklemeye hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum."

Selçuklu'daki kütüphaneleri gezerken yazılacak o kadar çok şey ortaya çıktı ki,"Kelebekler Vâdisi" bunlar arasında, ileride belki de ilk sırayı alacak. Yüz elli bin kadar çeşidi bulunan, gece ve gündüz olarak ikiye ayrılabilen, her bir kanadında ayrı bir estetik güzellik ve şekille süslenen ve bazıları zehirli olabilen kelebekler, incelenmesi gereken ayrı bir dünya. İşitme ve koku alma duyuları çok hassas olan gece kelebeklerinin dişisinin kokusunu 5 kilometre öteden alabilmesi, bu böceği yaratan Yaratıcı'nın büyüklüğü ve kudreti karşısında bize; "ALLAHÛEKBER" demek düşer.

Selçuklu'ya çok yararlı ve faydalı bir gezi yaptık. Kelebekler Vâdisi'nin şimdiden yabancı tur operatörlerinin (özellikle Japonya) "Konya'da gezilecek turistik yerler" arasına girmesi hoşuma gitti. Bu geziden elde ettiğimiz kazanç, Nevin Halıcı'nın yazdığı "Selçuklu Dönemi Mutfağı" ile "Sille Mutfağı", Mahmut Kısa'nın "Kısa Açıklamalı Kur'an-ı Kerim Meali" oldu. Bu arada Mahmut Sami Ramazanoğlu İmam Hatip Lisesi'nin öğretmen ve öğrencileri tarafından "Ferman" isminde 128 sayfadan oluşan bir dergi çıkarıldığını da öğrenmiş oldum.

Bu gezide emeği geçen başta Selçuklu Belediye Başkanımız Uğur İbrahim Altay olmak üzere TYP Konya Şube Başkanı M. Ali Köseoğlu'na ve diğer görevlilere teşekkür ediyorum.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.