Bundan tam 72 yıl önce bugün, 27 Aralık 1936'da büyük şair ve mütefekkir Mehmet Akif Ersoy Hakk'ın rahmetine kavuştu. İstiklâl Marşı'mızın şairi, vefatından sonra sürekli olarak halkın ve gönüllü kuruluşların ilgisiyle anıldı, hatırası yaşatıldı.



2006'da Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen bir kanunla, 12 Mart, 'İstiklâl Marşı Günü' olarak ilân edildi. Böylece Âkif, vefatından 70 yıl sonra resmî olarak anılacak, hatırası yaşatılacak şahsiyetler arasına katıldı. Bugün de yurdun birçok köşesinde birçok kurum ve kuruluş şairle ilgili programlar düzenliyor.

Ankara'da Mehmet Akif Bilgi Şöleni

Bu geç kalınmış kararda Türkiye Yazarlar Birliği'nin (TYB) uzun yıllardır yürüttüğü çalışmaların büyük payı var. Bu çalışmaların dışında TYB'nin 30 yıldır aksatmadan devam ettiği başka bir etkinlik daha var: Mehmet Âkif Ersoy'u İstiklal Marşı'nın yazıldığı yerde Taceddin Dergâhı'nda anmak... 1978 yılında kurulan TYB'nin ilk etkinliği de Mehmet Âkif'in bu mekanda anılması olmuştu. Bu yıl 'Edirne'den Ardahan'a Kültür Kervanı', '50 Yıl Sonra Yahya Kemal Bilgi Şöleni' Erdem Bayazıt'ın 50. sanat yılı gibi birçok önemli etkinlikle kuruluşunun 30. yılını kutlayan TYB, 30. yıl faaliyetlerini yine Mehmet Âkif'e adanan toplantılarla tamamlıyor. Her 27 Aralık sabahı, Akif'i anmak için toplanan genç yaşlı pek çok insan ve gönüllü kuruluşların temsilcileri, bugün de saat 10.30'da Taceddin Dergâhı'nda buluşacak. Burada Akif'in, ülkenin en zor günlerinin ruhunu yansıtan şiirleri okunacak. Anma töreninin ardından Mehmet Âkif Bilgi Şölenleri'nin üçüncüsü gerçekleştirilecek. TYB'nin İlim Yayma Cemiyeti ile birlikte gerçekleştirdiği ve saat 13.00'te başlayacak şölen, Türkiye Odalar Birliği Salonu'nda yapılacak. İlki Mehmet Âkif'in vefatının 70. Yılı, aynı zamanda İstiklâl Marşı'nın kabulünün 85. yıldönümü olan 2006 yılında "Mehmet Âkif Türkiye'de Modernleşme ve Gençlik" başlığıyla gerçekleştirilen bilgi şölenlerinin üçüncüsü için "Mehmet Âkif, Edebî ve Fikrî Akımlar" başlığı belirlendi. Çoğu öğretim üyesi olan 32 ilim ve fikir adamı, bu başlık çerçevesinde bildiri sunacak. İki gün içerisinde beş ayrı oturum hâlinde icra edilecek olan Bilgi Şöleni'nde Prof. Dr. Naci Bostancı, D. Mehmet Doğan, Doç Dr. Turan Karataş, Prof. Dr. Suat Cebeci, Yard. Doç. Dr. Sezayi Coşkun, Prof. Dr. Adnan Karaismailoğlu, Prof. Dr. Mustafa Gündüz, Mustafa Özçelik, Prof. Dr. Mehmet Törenek gibi önemli isimler bildiri sunacak. Bildiriler daha sonra kitap halinde yayımlanacak.

İstanbul'da panel

Mehmet Akif'le ilgili tek etkinlik Ankara'daki Bilgi Şöleni değil. Mehmet Akif, İstanbul'da İnsan ve Medeniyet Hareketi tarafından da kabri başında tören, sergi ve panelden oluşan bir dizi etkinlikle anılacak. Program, bugün saat 14.00'te şairin Edirnekapı Şehitliği'ndeki kabrinde başlayacak. Saat 15.00'te İnsan ve Medeniyet Hareketi'nin Eyüpsultan'daki genel merkezinde "Mehmet Akif" konulu fotoğraf sergisi açılacak. 19.00'da Akif'in şiirleri, şairler tarafından okunacak ve sinevizyon gösterimi yapılacak. "Mehmet Akif Ersoy" konulu panelde Prof. Dr. Mustafa Uzun 'Mehmet Akif ve Gençlik', Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan 'Bir Gecenin Nuru: Akif'e Göre Hz. Peygamber', Prof. Dr. Raşit Küçük ise 'Akif'in İdealleri: Nasıl Bir Toplum, Nasıl Bir Gelecek' başlıkları altında konuşacak. (0212 501 31 71)

Mehmet Akif'in yayımlanmamış şiirleri Zaman'da

Zaman Gazetesi de merkez binasında 72. ölüm yıldönümünde Mehmet Akif Ersoy'un anısına bir sergi açtı. Sergide Yusuf Çağlar'ın koleksiyonunda bulunan belgeler ve fotoğraflar, Âkif ve ailesi hakkında ziyaretçilerine ilginç bilgiler sunacak. 15 Ocak 2009'a kadar açık kalacak sergide yer alan belgeler arasında Mehmet Âkif'in imzalı fotoğrafı, Şerif Muhittin Targan'a yazdığı mektup, imzalı Safahat nüshaları, Akif'in 1895-1905 yılları arasında ailece görüştükleri Ispartalı Hakkı'ya yazdığı yayımlanmamış şiirler, büyük kızı Fatma Cemile Doğrul ve eşi Ömer Rıza Doğrul'a ait mektup ve fotoğraflar bulunuyor. Aşağıdaki şiir de Akif tarafından el yazısı ile Ispartalı Hakkı'ya gönderilmiş.

Kibardan birinin bir meddâhı varmış

Onunla bir gün oturmuş da tavla oynarmış

Efendinin zarı düşkün gelince pür hiddet

Olup mızıkçılığa eylemiş de niyyet

Zavallı dalkavuk aldırmamış devam etmiş!

Fakat efendiyi mağlup edip kıyam etmiş!

Efendi küplere binmiş kemâl-i aczinden

Neler çıkarmamış mübârek ağzından

Tahammül ile dursun bu hale bîçâre

Dönüp efendi taazzumkünâne huzzâra

Demiş ki haklı değilsem hatamı söyleyiniz!

Kimin yedinde ise hak, şehâdet eyleyiniz!

Ederse de iki üç defa böyle istifsar

Cevaba davranan olmaz sükut eder huzzar

Aşınca haddini artık efendiden teklif

Bir ehl-i dil atılır der ki: Ey belid herif!

Biz eyledik sana çoktan vukû-ı hâli beyan

Lisân-ı halden olsun alırdı anlamayan!

İşin eğerçi hakikatte öyle külfeti yok

Fakat efendinin anlamakla ülfeti yok!

Zaman 27.12.2008