BURSA VE ÇANAKKALE GEZİSİ (2)

BURSA VE ÇANAKKALE GEZİSİ (2)

Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şube Başkanlığı,geçtiğimiz hafta sonu sosyal faaliyetler kapsamında Bursa ve Çanakkale'ye gezi düzenlemiştir.Birbirinden...

A+A-
Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şube Başkanlığı,geçtiğimiz hafta sonu sosyal faaliyetler kapsamında Bursa ve Çanakkale'ye gezi düzenlemiştir.Birbirinden değerli yazar kardeşimle beraber Bursa ve Çanakkale gezisine bendenizde katıldım.Bu gezimizin ilk durağı olan Bursa ile ilgili bilgileri dünkü yazımda siz değerli okuyucularıma aktarmıştım.Bu günde, Rabbimin izni ile sizlere Çanakkale ziyaretimizle ilgili bilgileri aktarmak istiyorum.

Bütün yazar kardeşlerimizle birlikte,rehber eşliğinde, ecdadımızın mücadele verdiği cepheleri gezdik.İlk olarak, Rumeli Mecidiye Tabyasını ziyaret ettik.Tabya,cephanelik demektir.Aynı zamanda bu cephaneliklerin üzerlerinde kamufle olan bölümde ecdadımız, mermileri toplar aracılığı ile düşman gemilerine bu bölümden atmışlardır.Düşman gemileri de bu ve benzeri tabyaları gemilerden attıkları ağır top mermileri ile vurmuşlardır.

Tabyaların üzerleri,hem atılan mermilerin zararını asgariye indirmek,hem de kamufle olmak amaçlı olarak, toprakla kaplanmıştır. Verilen bilgilere göre 300.000 (Üç yüz bin) metre karelik alanın,her metre karesine 6000(altı bin ) mermi atılmıştır.Atılan mermilerin bazıları 400 kğ'lık bir ağırlığa sahiptir.Düşman kuvvetleri kara çıkarması yapmadan önce bölgenin tamamını bombalamış, artık elimizi kolumuzu sallayarak girebiliriz diyerek kara çıkarmasına başlamışlardır.Ancak beklemedikleri bir direnişle karşılaşmışlardır.

Bombalamalar sonucu Rumeli Mecidiye Tabyasın da sadece üç kişi sağ kalmış, baygınlığı sonrası kendine gelen Seyit Onbaşı 276 kğ'lık topu kaldırıp,namluya sürüp atışı gerçekleştirmiş, düşman gemisinin batmasını sağlamıştır.Daha sonra denemesine rağmen aynı topu kaldıramamıştır.Bendeniz bahse konu top'un benzerini kaldırmak için denedim sadece yerinden oynatabildim.Kaldırılması hakikaten mümkün değil.Allah (c.c.)' ın gerçek anlamda yardımının olduğu aşikardır.
Soğan Deresinin,hem Hastanelerin bulunduğu,hem de acemilerin temizlendiği bir bölüm olduğu bilgisi aktarıldı.Acemi eğitimini bitirip de cepheye gidecek askerlerimiz önce bu bölgeye getirilip,dere de yıkandıktan sonra bit'ten kurtulduk diye sevinirlermiş.Soğan Deresindeki hastanelerde tedavi önceliği durumu hafif olan hastalarda olduğu,durumu ağır olup kurtulma ümidi görünmeyenler bir kenarda bekletilmekte,tedavisi bitirenlerinde acilen cepheye gönderildikleri bilgisi verilmiştir.Gezdiğimiz her bir bölüm gerçekten ilgimizi fazlasıyla çekti. Soğan deresi bölgesinde kurulan hastanelerin hikayesinden ilgimi çeken çok acıklı bir olayı aktarmak istiyorum; Doktor hastaneye gelen yaralıların her biri ile yakından ilgileniyor.Önüne gelen bağırsakları dışına çıkmış bir yaralıya yapılabilecek bir şey olmadığı için kenara bırakın dediğinde,yaralı askerin baba dediği duyulur,doktor bakar ki,bu yaralı kendi öz evladıdır.Doktor'un yapacak bir şeyi olmadığı için sadece gölge bir yere kaldırın cevabını verir ve diğer yaralılarla ilgilenmeye devam eder.Bu durum beni gerçekten çok etkiledi.Aynı konumda biz olsaydık ne yapardık acaba? Demek ki,büyük insan olabilmek, ölümsüz olabilmek büyük fedakarlıklar gerektirmektedir.

Şehitlik abidesinin bulunduğu yere intikal ettiğimizde bu bölgede bulunan binlerce şehidimizin başında, TYB Konya Şube Başkanımızın benden dua yapmamı istemesi üzerine, okuduğumuz Yasin-i Şerifleri,Sûreleri Şehitlerimizin ruhlarına dua eşliğinde bağışladık.Duygu dolu dakikalar yaşadık.

Yahya Çavuş'un tabyasını ziyaret ettik. 63 arkadaşı ile bir tümen askere kahramanca nasıl karşı koyduğunu onların mekanında anlamaya çalıştık.

Aynı ruhla, büyük çoğunluğu Şehid olan 57. alayı,Kilitbahir'i, Sedülbahir'i,Cesaret tepeyi,Conk bayırını v.b. mekanların tamamını gezdik.Bu mekanların günlerce kanla dolduğu,denizin kızıla boyandığı,mermileri biten ecdadın bölüm bölüm taşla,sopayla,kürekle,süngüyle savaşarak, bu olumsuz şartlarda bile bu Cennet Vatanımızı düşmanlara teslim etmemek için ,canla başla mücadele ettikleri yerleri, yerinde gezip gördük. Mehmetçiğin, kanının son damlasına kadar vuruşarak, şahadet mertebesine erişmede, yarıştıkları mekanlara şahid olduk. Çanakkale de 1915 yılında, bundan 97 yıl önce insanlık tarihinin hiç unutmayacağı bir destan yazıldı.Dünyanın o günkü süper güçlerinin bir araya gelerek hem güzel vatanımızı ele geçirmek,hem de Müslümanları yok etmek düşüncesi ile saldırdıkları bir gerçektir.Bu büyük gücün karşısında hiçbir beşeri unsur duramaz dedikleri bir dönemde; ortalama yaşları 20-22 olan, İmanlı, ihlaslı Anadolu insanımız, Allah (c.c.)'ın yardım ve lutfu ile bir yanar dağ gibi patlamış, hiç akla hayale gelmeyen muhteşem bir zafer kazanılmış, Çanakkale geçilmez denmiştir.

Çanakkale ruhunu sürekli gündem de tutmalı,nesillerimize yaşanmış gerçekleri yerinde aktararak,ziyaretler yaptırarak bilgileri tazelenmeli, bu şuur ekseninde çalışmaları istenmelidir.Çanakkale savaşı yaklaşık olarak 15 (on beş) ay sürmüş, sonucunda 270.000 (iki yüz yetmiş bin) düşman askeri öldürülmüştür.Tarihçi yazar Yücel Kemendi bey'in verdiği bilgiye göre,düşman kuvvetleri sömürge bölgelerindeki Müslümanları savaş için getirmişler, öldürülen 270.000 kişinin yarısından fazlasının Müslüman olduğu bilgisini vermiştir.Toplam ölen Müslüman sayısının 400.000 (dört yüz bin)'leri bulduğunu aktarmıştır.Ecdadımızın ezan okuyup,namaz kıldığını gören düşman safındaki bazı Müslümanlar'ın saf değiştirdiği,bunlar Müslüman,bunlarla savaşmayız dedikleri de bilinen tarihi gerçeklerdendir.

Çanakkale Zaferinde 253.000 (İki yüz elli üç bin) İmanlı insanımız Şehid olmuştur.Her metre karesinde bir şehidimiz yatmaktadır.Mekanları Cennet,ruhları şâd olsun. Çanakkale'yi geçilmez kılan ruha sıkı sıkıya sahip çıkmalıyız.Her birimiz elimizden gelen gayreti göstererek,birlik ve beraberliğimizi sağlamalı, insanımızın bozulmasına asla izin vermemeliyiz.

Çanakkale Savaşında kullanılan topların akıbeti ile ilgili olarak, Rehberimize sorduğum bir soru üzerine önce açıklamak istemedi,ısrar etmem üzerine şu bilgileri verdi;ecdadın kullandığı toplar,mermiler v.b.savaş araç-gereçlerinin 1954-55 yıllarında, belediye yetkililerince,hurdacılara para karşılığı satıldığı bilgisi verildi.Gerçekten şok oldum.

Yazımın sonunda, gerçekten çok yararlı geçen, bu güzel geziyi düzenleyen TYB Konya Şube Başkanı Mehmet Ali Köseoğlu bey'e,yönetimine,bütün emeği geçenlere, gezinin sponsorluğunu yapan Konya Büyükşehir Belediyesine, Belediye Başkanımız Tahir Akyürek bey'e, Kültür Dairesi yöneticisi ve çalışanlarına gönülden teşekkürler ediyorum.Ayrıca Çanakkale gezimizde en güzel bir şekilde bizlere rehberlik yapan, Çanakkale'yi geçilmez kılan gerçeğin anlam ve önemini muhteşem bir şekilde anlatan Ali Rıza Akkuş kardeşime de kalb-i şükranlarımı sunuyorum.Allah (c.c.) her birinden razı olsun.Sıhhat ve afiyetler dilerim.
Ey Şehid oğlu şehid,isteme benden makber
Sana âğûşunu açmış, duruyor Peygamber Mehmet Akif Ersoy
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.