Çanakkale'de; Türkler, Kürtler, Araplar, Kırcali Türkleri... yanyana, birlikte savaşmıştır!

Çanakkale'de; Türkler, Kürtler, Araplar, Kırcali Türkleri... yanyana, birlikte savaşmıştır!

TYB Konya Şubesi'nin; " 2013 Kültürel Etkinlikler" içinde programa alınan; "Çanakkale'den İstiklal Marşı'na" konulu tetip ettiği konferansı büyük bir...

A+A-

TYB Konya Şubesi'nin; " 2013 Kültürel Etkinlikler" içinde programa alınan; "Çanakkale'den İstiklal Marşı'na" konulu tetip ettiği konferansı büyük bir dikkat ve heyecanla dinledim. Konunun uzmanı olan sevgili arkadaşım Doç Dr. Caner Arabacı, çok akıcı, heyecan verici ve bizi adeta o günlere götüren güzel bir üslupla aktardı. Bilinmeyen yönleriyle Çanakkale'yi, Çanakkale savaşlarında oynan oyunları, Türk'e, daha doğrusu İslâm'a karşı takip edilen çirkin siyaseti anlattı! Dinleyenler gözyaşları içinde takip etti.

"1.Dünya harbi bizim harbimiz değildir. Avrupa'nın çıkardığı, bizi de zorla içine soktukları, dünyadan daha çok pay almaya yönelik, Hıristiyan- Müslüman savaşıdır! Avrupa, teknolojiyi, insan öldürmek için kullanmıştır! Bu savaş, propaganda savaşıdır. Çanakkale'de; kadınlarımız, ortaokul ve lise öğrencilerimiz vardır. Kilosu 45 olan her çocuğu savaşa almışlarıdr! Çanakkale; sıradan bir savaş değil, kalbimize, beynimize saldırıdır! Çanakkale; kalbimiz, İstanbul da beynimizdir. Eğer boğazı geçebilselerdi, İstanbul'a kadar gidip, beynimizi ele geçireceklerdi!

Savaşta, komuta heyetinde bulunan; Alman Liman Won Sanders; "Türkler savaşta çok zayiat versinler diye bilerek taktk hatası yaptık!" diyerek, Haçlı düşüncesini yansıtmıştır! Çanakkale'de; Türkler, Kürtler, Araplar, Kırcali Türkleri... yanyana, birlikte savaşmıştır! Böyle bir durumda ırki ayırım olamaz. Mesele ırk meselesi değil, İslâm'ın korunması, Müslümanların el ele vermesi meselesidir. Çanakkale; Milli birlik mücadelesidir.

Çanakkale savaşlarında; Siyon Birlikleri vardır! Çanakkele geçilmiş olsaydı, siyasi bir yapılanma olan Siyonizm dünyaya hakim olacak, Osmanlı yıkılırsa Çanakkale'de, Kudüs'te "Siyon Birlikleri" kurulacaktı! Onun için Çanakkale savaşları, safları meydana çıkaran, inançların belirdiği bir savaştır. Âkif, her ne kadar Çanakkale savaşında cephede bulunmadıysa da, kalben, ruhen cephededir! Ülkenin bağımsızlığı ve bütünlüğü için ATATÜRK önderliğinde mücadele veren TBMM Hükûmeti yeni bir ordu kurarken bu orduyu ayakta tutacak, ona moral verecek güçleri de harekete geçirme çabasındadır. Anadolu'da tutuşan heyecanı koruyacak, vatan sevgisini ve inancı canlı tutacak bir marşın hazırlanması düşüncesi, işte bu amaçla ortaya çıkmıştır.

12 Mart 1921 tarihinde TBMM'de yapılan oylama sonucunda Mehmet Akif'in şiiri, İstiklal Marşı olarak kabul edilmiştir. Mehmet Akif Ersoy, verilen 500 liralık ödülü "Ben bu şiiri para için yazmadım." diyerek Türk ordusuna bağışlamıştır. Mehmet Akif, İstiklal Marşı'nı kitabı Safahat'a niçin koydurmadığı sorulduğunda "O benim değil, milletimindir." cevabını vermiştir. İstiklal Marşı'nın bestelenmesi için yarışma düzenlenmiş, bu yarışmaya 24 besteci katılmıştır. 1924 yılında Ankara'da toplanan seçici kurul, Ali Rıfat ÇAĞATAY'ın bestesini kabul etmiştir. Bu beste 1930 yılına kadar çalındıysa da 1930'da değiştirilerek Cumhurbaşkanlığı Orkestrası Şefi Osman Zeki ÜNGÖR'ün hazırladığı bugünkü beste yürürlüğe konmuştur.

Millî marşımız, milletimizin hiç değişmeyen bağımsızlık karakterinin yakın çağdaki büyük tezahürü olan ve Mustafa Kemal ATATÜRK önderliğinde gerçekleştirilen Kurtuluş Savaşı içinden çıkmıştır. Millî marşımız, Türk milletinin "medeniyet denilen tek dişi kalmış bir canavar" tarafından yok edilme niyet ve teşebbüslerine karşı verilmiş bir kavganın içinden doğmuştur. Onun için adı "İstiklal Marşı"dır.

Mehmet Akif, son günlerinde, hasta yatağında yatarken kendisine İstiklal Marşı için "Acaba yeniden yazılsa daha iyi olmaz mı?" diye bir sual sorulmuş. Akif'in şu cevabı, bu marşın neyin destanı, neyin mahsulü olduğunu anlatacak bir vecizedir: "O şiir bir daha yazılamaz, onu ben de yazamam; onu yazmak için o günleri görmek, o günleri yaşamak lazım. Allah, bir daha bu millete bir İstiklal Marşı yazdırmasın."

İstiklal Marşı, Cumhuriyet'in ilanından önce 12 Mart 1921 tarihinde yazılmış olmakla beraber, Cumhuriyet'i müjdelemiş ve millî marş olarak kabul edildikten sonra da hemen her gün tekrarlandığı için ATATÜRK ile beraber Cumhuriyet'in sembolü olmuştur.

kaynak;Yenikonya
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.