İTAAT ETMEK

İTAAT ETMEK

TYB Konya şubesinde bu hafta sürpriz bir mütefekkir yazarımız vardı. Atasoy Müftüoğlu."Firak, Vakti Kuşanmak, Furkan Günleri, Vahyin Klavuzluğu Altında,...

A+A-
TYB Konya şubesinde bu hafta sürpriz bir mütefekkir yazarımız vardı. Atasoy Müftüoğlu.

"Firak, Vakti Kuşanmak, Furkan Günleri, Vahyin Klavuzluğu Altında, Bunca Tuğyan Bunca Issızlık, Kaüresel Kuşatma ve Küresel İhtiraslar, Düşsel Ufuklardan Gerçek Ufuklara, Sözün Erimi, Vahyin Klavuzluğu Altında, Tevhidi Gerçekliğin Işığında" gibi eserlerinden tanıdığımız; olaylara özgün ve özgür bakabilen, yorumlayabilen ve kitlelere anlatabilen bir yazar.
TYB'ye selam vermek için geldiğini fakat bir anda kendisini konuşma kürsüsünde bulduğunu söyleyerek söze başladı. Yazarlara hitap etmenin genele hitap etmekten zor olduğunu ve burada konuşulanların farklı bağlamda olması gerektiğinin altını çizdi.

Satır araları şöyleydi:
Yazarlar gereği gibi tarihe tanıklık ediyor mu? Ediyorsa hangi ölçüde tanıklık ediyor? Bunu gereği gibi yapabiliyor mu? Sorularının ardından "Bizler bugün Türkiye'de yaşayan yazarlar olarak tarihe gereği gibi tanıklık etmediğimizi, tarihsel sorumluluk almadığımızı; bugüne yönelik bağımsız eleştirel bir dil geliştiremediğimizi, oluşturamadığımızı; bugünün tarihi karşısında çok edilgen, çok pasif bir konumda olduğumuzu, bugünün hakim düşünce hayatı karşısında bir atalet sergilediğimizi düşünüyorum." diyerek cesur bir özeleştiride bulundu.

Düşüncelerimiz ipotek altındadır, belirlenen iradelerin tahakkümü altındadır, özellikle de tarihin Avrupa tarafından ele geçirildiğinden bu yana vaziyeti idare eden merkezi bir dil, üslup, tarz bizi esir almış durumdadır.

Konuştuklarımız ve yazdıklarımızın bağımsızlığı tartışılır durumdadır. Yazarak sorumluluk alan bizler açısından bugün ırkçı ve ideolojik dil, bugün akademik bir dil haline gelmiştir. Bu akademik dil Türkiye'de meşrulaştırılmıştır. Buna karşı henüz bağımsız bir entelektüel irade oluşturulamamıştır. Akademik dilin tahakkümü devam etmektedir ve bu akademik dil hepimizi hizaya getiriyor. Yazarlardan bir muhalefet sadır olmuyor. Buna cesaret edemiyoruz. Zihinsel bir cesaretimiz yok.
Bu işi bu günlerde postkolonyalist akım/okul yapmaya çalışıyor.

Biz yüzlerce yıldan beri zihinsel bir soykırım yaşıyoruz ve bunun farkında bile değiliz. Bu zihinsel soykırıma maruz kalmak bir felaket, bunu fark edememek daha ağır bir felaket. Biz tarihin dışına sürüldük ve hâlâ sürgünde yaşıyoruz. Bizim kendimize ait bir dilimiz yok ve ödünç aldığımız bir dil ile konuşuyoruz, yazıyoruz, üretiyoruz. Gerçeğin diline sahip değiliz. Her şeyimiz var ama gerçeğin diline sahip değiliz. Yazarlar olarak ne yapıp yapıp hakikatin bağımsız dilini oluşturmak üzere bir başlangıç yapmalıyız.

Zihinsel cesarete, zihinsel özgürlüğe sahip değiliz. Çünkü sömürgeyiz. Zihinsel vesayet altındayız. Elimizden batı merkezli düşünme malzemelerini alıverseler biz düşünemez hale geliriz. O kadar özdeşleştik, o kadar entegre olduk, o kadar ikna edildik.

Bizim İslam'a olan özgüvenimiz kayboldu. İslam'ın bizi bugün yönetemeyeceği düşüncesine kapıldık. Entelektüel bağlamda, zihinsel bağlamda İslam'ın bugüne hitab edemeyeceği, düzenleyemeyeceğini -hâşâ- düşündüğümüz için İslâm'ı marjinal bir alana hapsettik. Aslında hepimiz bir marjinal alandayız. Tarihin, hayatın ve hakikatin merkezinde değiliz. Hepimiz marjinal alanlardayız. Tarihin kıyısındayız. Koşullara göre hareket ediyoruz.
Kısacası gündemi biz belirlemiyoruz.

Allah'ın onayını değil gündemi belirleyenlerin onayını almakla meşgulüz. Biz sanki Allah'a ait değiliz de koşullara, zamana aidiz. Hakim zihniyete aidiz. Zamanı gerektiği gibi çözümleyemiyoruz. Zamanın dinamiklerine ilişkin sorgulamalar yapamıyoruz. İçinde yoğrulduğumuz kültür sorgulama yapmaya, eleştiri yapmaya, muhalefet üretmeye, hayır demeye izin vermiyor. Sadece tek konumumuz var o da itaat etmek. Bizden istenen tek şey itaat etmektir. Bu nedenle herkesten önce biz uzlaşıyoruz, biz ikna ediliyoruz, herkes bizi ikna ediyor. 11 Eylül'den sonra maalesef bizi İslam'ın siyaset içermediğine ikna ettiler.
Bir sonraki yazıda devam edeceğiz inşallah.

YAMAN ADAM - HAKİMİYET
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.