M. Ali Köseoğlu

M. Ali Köseoğlu

İyi bir dergide görmek istemediklerim!

A+A-

Sırrı çözme isteği, hakikatli duruş ve iyi bir dergide görmek istemediklerim!

Her sihirbazlık numarası üç bölüm ya da perdeden oluşur.

Birincisi “Vaat” bölümüdür.

Sihirbaz size sıradan bir şey gösterir. İskambil destesi, bir kuş ya da bir insan.

Bu nesneyi size gösterir. Son derece gerçek, üzerinde oynanmamış, normal bir şey olduğunu görmeniz için nesneyi incelemenizi ister. Fakat gerçek, farklı olabilir.

İkinci perdeye “Dönüşüm” denir.

Sihirbaz olağan bir nesneyi alır ve onu olağanüstü bir şeye dönüştürür. Hilenin sırrını arıyorsunuz, ama bulamazsınız. Çünkü dikkatli bakmıyorsunuz. Siz sırrı bilmek değil, kandırılmak istiyorsunuz. Henüz alkışlamazsınız, çünkü bir şeyi yok etmek yeterli değildir. Onu geri getirmeniz gerekir.

İşte bu yüzden her sihirbazlık numarasında üçüncü bir perde bulunur.

İçlerinde en zorlusu. Bizlerin deyişiyle “Prestij”.

Christopher Nolan imzalı 2006 yapımı “The Prestige” filmi bu sözlerle başlar.

Önceleri birlikte çalışan iki sihirbazın daha sonra rekabete ve hatta düşmanlığa dönüşen öyküsünün anlatıldığı filmin konusu, 19. Yüzyıl İngilteresi’nde -Viktorya Dönemi’nde- geçer. Filmde Robert Angier ve Alfred Borden adlı iki sihirbazın çekişmeleri, kahraman / anti kahraman değişimi eşliğinde nefes kesen bir tempoyla devam eder.

Günümüzdeki sanal imkanların ulaştığı boyut öylesine engelsiz yol alıyor ki, tüm bu sihirbazlık becerilerinin ötesinde bir algı, yeni bir “gerçeklik algısı” oluşturuyor. Tüm bu algıların karşısında “gerçek” öylesine gizleniyor ki, “Prestij” aşamasına hiç gerek kalmadığı gibi “Vaat” aşaması da atlanarak izleyicinin -inanması için değil ama- kanması için sadece “Dönüşüm” yeterli oluyor.

Geçtiğimiz günlerde 7.si düzenlenen TRT Geleceğin İletişimcileri Yarışması Ödül Töreni’ndeki konuşmasında Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da bu konuya değindi ve yalan haber ve sahte içeriğin bir çeşit dijital kitle imha silahı olduğunu söyleyerek “yoldaki tuzaklara” değindi. Hakikatin önemsizleşmesinin bize normal olarak sunulmasına karşı çıkılması gerektiğini anlatan Altun’un önerileri de şu cümlelerde:

Son zamanlarda özellikle sosyal medya marifetiyle büyüyen bu dalgaya karşı en büyük silahımız elbette hakikattir. Hakikat ötesinin enstrümanlarının toplumlarımızın üzerine boca etmeye çalıştığı karamsarlık ve güvensizlik hissinden ve organize kötülükten yine hakikate sahip çıkarak el birliğiyle korunacağız.

Tüm bunları girizgah olarak yazmamın nedeni aslında hakikat olarak gördüğüm şeyleri söyleyip söylememe tereddütlerimi gidermek içindi.

Öyleyse bilirkişi edasıyla söyleyeyim:

Darülmülk dergisinin yeni sayısını pdf üzerinden büyük bir heyecanla okumaya başlamışken yaşadığım hayal kırıklığını anlatamam. Derginin yayın kurulu öyle değerli isimlerden oluşuyor ki; bu vaat karşısında yapılan hataları söylemeyip susarsak, gelecekteki işlerin de üzerine gölge düşebilir.

Umulur ki muhatabı, kendisi de dergi ve gazete editörlüğüyle hemhal olmuş bu satırların yazarının yazısını “yoldaki tuzaklara karşı” hakikate sahip çıkma çabası olarak okur.

Darülmülk dergisi henüz üçüncü sayısını yayımladı.

İkinci sayısında da görmüştüm.

Yazı içeriğiyle alakasız fotoğraflar kullanılmıştı.

İkinci sayıda Seyyid Hüseyin Nasr’ın “Niçin Mevlana ve Niçin Şimdi?” başlıklı çeviri yazısında mesela… Bu yazıda “kandil” ve “şamdan” fotoğrafları neden var? Nasr, bir konuşmasından çevrilen bu yazıda “Niçin Amerika’da ve Avrupa’da Mevlana’nın eserlerine dönük böylesine geniş bir teveccüh var” diye soruyor ve bu soruyu cevaplamaya çalışıyor.

Yazıyı layıkıyla okuyan birisinin gözlerinde canlanabilecek fotoğraflar bunlar değil.

Uğur Derman’ın “Mevlevilik ve Hat Sanatı” yazısını daha önce semazen.net’te farklı biçimlerde ve aynı fotoğraflarla okumuştuk…

Başka başka yazıları da başka başka akademik dergilerde.

Öyle ama ikinci sayı çoktan geride kaldı; şimdi üçüncü sayı da yayımlandı.

Bu sayının kapak konusu “Darülmülk’ten Darüsselam’a” …

Kapak konusu bu ama bu konuyla ilgili ya da bu konu etrafında müellifi belli -imzalı- tek bir yazı yok! Darülmülk imzasıyla konulan “bir tek” yazı ile geçiştirilen kapak konusu okuyucu olarak beni üzdü.

Büyük bir projenin önemli parçalarından dergideki konular da gelişigüzel; içeriklerde bir bütünlük, bir editoryal tertip yok.

Üstelik orijinal olmayan içerikler de mevcut.

Mesela “Selçuklu Başkentinin İlk Ulu Mâbedi Olan Alâeddin Camii ve Yapımında İmzası Bulunan Selçuklu Sultanları” başlıklı Yaşar Erdemir imzalı yazı… Daha önce Türk Tarih Kurumu yayını “Selçuklu Tarihi Bilim ve Düşünce 2010” bildiriler kitabından başlık dahil (https://isamveri.org/pdfdrg/D233677/2014/2014_ERDEMIRY.pdf ) aynen alınmış.

Neyse ki; “Raşit Küçük Hoca ve Konya” yazısı Üsküdar Dergisi’nden bütünüyle değil de bir kesit olarak ve “daha önce yayımlandığına dair” bilgi notu eklenerek taşınmış.

Beni şaşkına çeviren esas husus ise “Evliya Çelebi’nin Gözünden Konya Notları” başlıklı yazıda karşıma çıktı. Yazıda Evliya Çelebi’ye atfen ve “Konyalılardan duyduğu” iddiasında “Ata ve avrata güvenme. Kurukafa bile olsa atın başından gemi eksik etmeyip kontrolünü bırakmayasın!” diye bir cümle var. Hayati Develi Hoca yazıda Çelebi’nin bunu “muhtemelen Konyalılardan duyduğu şekliyle kaydeder” diyor. Kıymetli hocamız; “muhtemelen” dediği bir şeyi neden Konya’ya atfeder anlamadım.

Ben Konya’da bu zamana kadar hiç böyle bir şey duymadım.

Aziz okuyucu!

Bazı hakikatler sadece dikkatli bakınca görülür.

Bu Ülke’de Cemil Meriç, “Yanıldığını kabul etmek, yeni bir hakikatin fethiyle zenginleşmektir: Parçadan bütüne, karanlıktan aydınlığa geçiş” der.

Bugün özellikle kabullenemediğimiz bir haslettir bu.

Yanıldığını asla kabul etmez günümüz kudretlisi.

Yine “Prestij”den bir cümleyle noktalayayım:

“Siz sırrı çözmek değil, kandırılmak istiyorsunuz.”

 

Kaynak: https://www.posttruthdergi.com/iyi-bir-dergide-gormek-istemediklerim/

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.