Salih Sedat Ersöz

Salih Sedat Ersöz

TYB Konya Şubesi eğitim, öğretime devam ediyor.

A+A-

Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi’nin 2020 yılına ait kültürel etkinlik programları iki hafta önce başladı.

20 yıldır aralıksız devam eden bu programlar ile TYB Konya Şubesi âdeta bir mektep görevi görüyor ve toplumun her kesimi için eğitim- öğretim vazifesini sürdürüyor.

Bu yıl ki ilk program Türkiye Yazarlar Birliği Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan’ın “Fotoğrafın Bütününe Bakabilmek 1914 – 1923 Yıllarında Zaman Akışı” başlıklı konferansı ile başladı.

İl Halk Kütüphanesi salonunu tamamen dolduran Konyalı her yaştan dinleyiciler, D. Mehmet Doğan’ın dilinden tarihi gerçekleri dinleme imkânı buldular.

Milli Mücadele döneminin doğrularından ziyade yanlışlarıyla gündemimizde yer aldığına dikkat çekerek sözlerine başlayan Mehmet Doğan, bu konuda yazılan yüzlerce kitabın gerçeği anlatmadığını, hep aynı efsanelerin tekrar edildiğini belirtti.

Milli Mücadele üzerinde yıllarca çalıştığını ifade eden Doğan; “Kronoloji okunduğu zaman, bize efsane olarak anlatılan birçok konunun özellikleri ortadan kalkıyor. Mesela meşhur efsane nedir? ‘Mustafa Kemal Paşa İstanbul’dan yola çıktı, İngilizler peşine düştü, gemi arızalıydı, pusulası yoktu’ gibi şeyler… Olayın böyle olmadığına dair o kadar çok bilgi, malumat var ki, bunların hiçbiri dikkate alınmıyor, adeta saklanıyor” diyerek önemli bir gerçeğe parmak bastı.

Sultan Vahdettin’in, ‘Ben genç ve işe yarar kumandanlarımı hep Anadolu’ya gönderdim’ dediğini ifade eden Doğan, Mustafa Kemal’in Anadolu’ya özel olarak gönderildiğine dair bilgi ve belgeler olduğunu belirtti.

Tam burada şunu da söylemeliyim.

‘1876 dan Bugüne Siyasi Faaliyetler, Darbeler, Muhtıralar’ kitabımı hazırlarken ben de bu konu üzerinde bir yıl boyunca çalışma yaptım ve benzer sonuçlara ulaştım.

Ulaştığım bilgi ve belgeleri de hem kitabımda hem de konu ile ilgili verdiğim konferanslarda ifade ettim.

Bu konudaki gerçek şudur ki remi tarihin bize öğretmeye çalıştığı bilgi tamamen yanlıştır.

Mustafa Kemal Paşa, resmi tarihte anlatıldığı şekilde Anadolu’ya kendi iradesi ile kırık dökük bir gemiyle ve imkânsızlıklar içinde gitmemiştir. Sultan Vahdettin tarafından görevlendirilerek ve kendisine büyük maddi imkânlar verilerek dönemin en modern gemisi ile Anadolu’ya gönderilmiştir. Mustafa Kemal’in, Anadolu’dan Vahdettin’e yazdığı bağlılık mektupları bulunmaktadır.   

Mehmet Doğan konuşmasının devamında; “İngilizler Dünyanın en büyük sömürge gücüydü. 18. Yüzyılda Hindistan’ı, Afrika’yı sömürgeleştirip kontrol altına alarak Dünya’nın hükümran gücü oldu. Oyun kurucu İngiltere’ydi. Sultan Abdülhamit’in takip ettiği siyasetle, Osmanlı’nın yeniden canlanma tazelenme, dünyada etkili olma dönemi oldu.

İngilizler bu defa Osmanlı’nın önüne geçmek için 1890’lı yılların sonunda, Rusya’yı da işin içine alan Osmanlı topraklarını paylaşma planını ortaya koydu. Gaye Osmanlı Devletini paylaşıp İslam dünyasının merkezini çökertmekti. Savaş sonrasının tanzimini de savaştan önce yapmışlardı” şeklinde konuştu.

“Abdülhamit döneminin Osmanlı sistemi sürdürülebilir olsaydı İslam dünyası bu hale gelmezdi” diyen Doğan, “İngilizler getirip Filistin’e terminal bir devlet kurdu, emperyalistler oradan İslam dünyasını tarumar ediyor” diyerek sözlerini tamamladı.

Çok değerli bilge insan Mehmet Doğan ağabeyimizin konuşması bazı kesimleri rahatsız etse de tamamen belgeye dayanan tarihi gerçekleri ifade etmektedir.

Tarihteki olayları bütün gerçekliği ile ortaya koymaktan hiç kimse gocunmamalı, hiç kimse rahatsız olmamalıdır.

Meselâ, Mehmet Doğan ağabeyin konuşmasında geçen Mustafa Kemal Paşa’nın, Sultan Vahdettin tarafından büyük maddi imkânlarla Anadolu’ya gönderildiği gerçeğini ortaya koymaktan niçin rahatsız olunur?

Bu ülkede, Atatürk’ü yücelteceğiz diye, “şu işgal gemilerini görmek kanıma dokunuyor, Vatan kurtulsun da isterse Cumhuriyet olsun, Mustafa Kemal Paşa’yı çağırın, Anadolu’ya onu göndereceğim” diyen ve Vatanın kurtuluşunun ancak Anadolu’dan olacağını öngören Sultan Vahdettin yıllarca Vatan haini olarak tanıtılmış, yeni nesillere böyle öğretilmiştir.

Tarihi gerçeklerin her birinin bu örnekte olduğu gibi bütün açıklığı ile ortaya konulma zarureti vardır. Yeni nesillerimiz tarihimizdeki olayları efsane olarak değil gerçek olarak öğrenmelidir. Bunun için devletin elinde bulunan ve bugüne kadar açılmayan, açılması yasak olan belgeler mutlaka açılmalıdır. Milletimizin kendi tarihini bütün gerçekliği ile öğrenme ihtiyacı ve hakkı bulunmaktadır.

Mehmet Doğan ağabey de bunu yapmış, ulaşabildiği belgeler ışığında yakın tarihimizin gerçeklerini dile getirmiştir.

Tarihi gerçeklerin konuşulabileceği en iyi mekân elbette Türkiye Yazarlar Birliği çatısı altıdır. 20 yıldan bu yana her yaşta ve her kademedeki insanımıza eğitim- öğretim görevini aralıksız sürdüren TYB Konya Şubesi’nde tarihi olayları gerçek olarak ortaya koymak ve konuşmak hem çok isabetli hem de çok yararlı olmuştur.

Mehmet Doğan ağabeyin konuşmasını eksiksiz olarak dinledim. Konuşmasında değindiği konularla ilgili bendeniz de yakın geçmişte araştırma yapmış ve üzerinde çalışmış bir kişi olarak, konuşmanın hiçbir yerinde yanlışlık olmadığını, tarihin gerçeklerini ifade eden faydalı bir sunum olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Bu sebeple konuşmayı çarpıtmak, başka yerlere çekmek, ağızdan çıkan sözlerle değil de sözleri yorumlayarak yargılamaya kalkmak ve kamuoyuna yanlış bilgiler vermek gereksizdir.

TYB Konya Şubesi’nin kültürel faaliyetlerinin ikinci haftasında da Doç. Dr. Yağmur Küçükbezirci hocamız, “Ekranlar ve Kaybolan Kültür” konu başlığı altında medyanın ve sosyal medyanın, insanımızı nasıl mankurtlaştırdığını ve mânevi dünyamıza nasıl, ne şekilde zarar verdiğini belirten bir sunum yapmıştır.

Dizilerin, sinema filmlerinin, reklamların, evlenme programlarının, sosyal medyada yer alan bütün site ve sayfaların her birinin kültürümüze ve mânevi dünyamıza büyük bir darbe vurduğuna dikkat çeken Yağmur hocamız, bunların zararlarını örneklerle ve görüntülerle ortaya koymuştur.

Bu sunum da çok yararlı olmuş, bize ve çocuklarımıza medya ve sosyal medyada kurulan tuzakları açıklığa kavuşturarak uyarı görevini yerine getirmiştir.

TYB Konya Şubesinin üçüncü haftasında yani önümüzdeki Cumartesi günü Prof. Dr. Caner Arabacı hocamızdan, “Milli Mücadelenin 100. Yılında Kuvayı Milliye’nin İlk Kıvılcımı; Konya” başlıklı konferansı dinleyeceğiz İnşaallah...

Prof. Dr. Caner Arabacı hocamız, ülkemizin ve Konya’mızın yetiştirdiği en önemli ve en iyi tarihçilerdendir. Vereceği tarihi olaylarla ilgili gerçek bilgileri kendisinden dinlemek, bizim için ve dinleyiciler için büyük bir zevk olacaktır.

Sonuç olarak TYB Konya Şubesi mektep görevini yapmaya ve her yaştaki insanımız için eğitim- öğretim görevini yapmaya devam ediyor. Teşekkürler TYB… Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim.   

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.