Konya 14 peygamberin diyarıdır

Konya 14 peygamberin diyarıdır

Konya’nın peygamberler tarihine dair en kapsamlı araştırmayı yapan yazar ve eğitimci Ahmet Çelik, Konya’nın peygamberler diyarı olduğunu söyledi....

A+A-

Konya’nın peygamberler tarihine dair en kapsamlı araştırmayı yapan yazar ve eğitimci Ahmet Çelik, Konya’nın peygamberler diyarı olduğunu söyledi. Çelik, Konya bölgesinde medfun bulunan peygamberler hakkında da detaylı bilgiler verdi

Birbirinden kıymetli kitapları kültür dünyamıza kazandıran eğitimci yazar Ahmet Çelik ile Güneysınır’da başlayan hayat hikâyesini, yazarlık serüvenin ve pek tabi ki eserlerini konuştuk. Türkiye’de en çok peygamberin yaşadığı şehrin Konya olduğunu kaynaklarıyla anlatan Çelik, Peygamberler için makam yapılması için keşif çalışmasının da yapıldığını söyledi. Sadece okumalık değil, arşivlik bir röportaj; buyurun:

Sohbetimize sizi tanıyarak başlayalım. Nerede ve ne zaman dünyaya geldiniz?

Nerelerde tahsil gördünüz? Konya’nın Güneysınır İlçesi, Karasınır Mahallesi’nde 1966 yılında dünyaya geldim. Babam Hasan Çelik (v.1973)’dir. Annem adı ise Hatice Hanım’dır. İlk tahsilimi Karasınır İlkokulu ve Ortaokulu’nda tamamladım. 1980’de Konya Endüstri Meslek Lisesini Elektrik bölümünü kazanarak 1983’te bu okuldan mezun oldum.

Yüksek tahsiliniz ve iş hayatınızın seyrini de sizden dinleyelim. Hangi görevlerde bulundunuz?

1983’te Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesine girerek 1988’de mezun oldum. 1989’da Edirne İmam Hatip Lisesine öğretmen olarak tayin edildim. Üç yıl Edirne Anadolu Lisesi’nde din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliğinde bulundum. 1995’te Konya’ya tayin isteyerek İçeri Çumra Anadolu İmam Hatip Lisesine tayin edildim. 2008’de Meram Ali Rıza Bahadır Anadolu İmam Hatip Lisesine ve 2010’da da Karatay Mevlana Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’ne atandım. 2007’den itibaren Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü Projeler bölümünde çalışmaya başladım. Ulusal ve uluslararası birçok projede yer aldık. 2015’te Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü arşivinin dijitale geçmesi çalışmalarında bulundum. 2017’de Konya İl Eğitim Tarihi Müzesinin kuruluşunda görev aldım. Müzemiz 24 Kasım 2017’de Karatay Alaeddin Keykubat İmam Hatip Ortaokulu bahçesinde eski “Müzeyi Hümayun” binasında açıldı ve halen aynı yerde faaliyetlerine devam etmektedir.

Yazarlık serüveniniz nasıl başladı. Yazma arzunuzu geliştiren duygular, sebepler neydi?

Yazarlık aklımızdan geçmeyen bir şey, zamanla gelişti diyebilirim. Karasınır (Güneysınır) hareketli bir yerleşim yeri değildi. Rahmetli babam okumayı seven biriydi. Onun aralarında köyde görevli öğretmenlerinde bulunduğu bir arkadaş çevresi vardı. Arada bir araya gelir çeşitli kitaplar okurlarmış. Babamın evde bir sandık dolusu kitabını hatırlıyorum. Öğrencilik yıllarından itibaren ben de kitap sevgisi gelişti ve kitap okumaya önem verdim. İlkokulda iken öğretmenlerimiz bizleri, sürekli okumaya teşvik ediyorlardı. İkinci sınıfta iken hızlı okuma yarışması yapıldı ve o yarışmada birinci olmuştum. Karasınır’da seyyar kitap satan yaşlı bir İsmail Amca vardı. Cumartesi günleri kurulan köy pazarına çeşitli kitaplar getirip satardı. O amcadan birçok kitabı alıp okudum. Ayrıca Karasınır Halk Kütüphanesinden birçok kitap aldığım olurdu. Endüstri Meslek Lisesinde okurken din dersi sınavlarından yüksek not alırdım. Din dersi hocamızdan ödül olarak kitap hediyeleri aldığımı hatırlarım. Rahmetli abim Abdullah Çelik, Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi mezunuydu. Kitapseverdi. Aldığı kitabı önce okur sonra kütüphanesine koyardı. Evinde zengin bir kütüphanesi vardı. Ondan çok istifade ettim. İlahiyat Fakültesinde okuduğumuz yıllarda bir arkadaş gurubumuz vardı ki kim yeni bir kitap alırsa evine davet ederek çay ikramıyla o kitabın tanıtımını yapar ve mütalaa ederdik. Arkadaşlarla buluşma yerlerimiz de kitapçılardı. Okul çıkışında ya da hafta sonlarında Konya’daki kitapçıları dolaşır, yeni çıkan kitapları inceler ve maddi imkânıma göre yeni kitap alırdım. Öğrencilik yıllarında almış olduğumuz bursların çoğu kitaplara ödenmiştir. İlahiyat Fakültesi Kütüphanesi, Hayra Hizmet Vakfı Kütüphanesi ve İl Halk Kütüphanesi de sık ziyaret ettiğim yerler arasındaydı. Yaz tatillerinde Konya kitapçılarında çalışmam bu kitap sevgiyi iyice pekiştirdi. Okunan kitapları dinlemek te ayrı bir zevkti. Bundan dolayı çocukluğumda itibaren hep haftalık olarak tefsir, hadis, fıkıh ya da tasavvufi bir kitabın okunduğu sohbetlere katılmayı ve dinlemeyi çok severdim.

Öğretmen arkadaşım Abdullah Feyzi Kocaer, İmam Buhari’nin “Tecrid-i Sarih” adlı hadis kitabını tercüme etmişti. Benden yayınlanmadan önce eseri okuyup tashih etmemi, düzeltmemi istedi. Nasıl yapılacağını bilmiyordum. Eseri 6-7 kere okuyarak imla hatalarını düzelttim. Ayrıca konu dizini ve indeksini yaptım.

Bundan sonra Rıfat Oral ve Süleyman Sarı’nın tercüme edip yayınladığı Ahmed b. Hanbel’in el-Müsnedi’nin tashih ve indeksini hazırladım. Bunlar beni yazmaya yönlendirdi diyebilirim.

2009’dan itibaren Mehmet Ali Uz’un editörlüğünü yaptığı Merhaba Akademik Sayfalar’da yazmaya başladım. Konya Ansiklopedisi’ne 32 adet maddenin yazarlığında bulundum. Konya Burada, Konya Barosu, KTO İpekyolu, Konya’da Eğitim, Mahalle Mektebi, Karaman İmaret, Edirne Evladı Fatihan ve Beyaz Bulut Dergilerinde eğitim, tarih ve kültür üzerine birçok makalem yayınlandı.

İlk kitabınızın besmelesini ne zaman çektiniz ve ne kadar zamanda basımını tamamlayabildiniz?

Müstakil olarak ilk çalışmam 2006’da yayınlanan “İsra ve Miracı Anlamak” adlı küçük risaledir. Edirne’de muallim iken Edirne Mimar Sinan Vakfı’nda halka ve Edirne Müftülüğünde din görevlilerine seminer olarak vermiştim. Konya Ensar Yayıncılığın sahibi Mustafa K. Candan’ın “senin de bir çalışmanı yayınlayalım” deyince bu küçük kitapcığı kısa sürede düzenleyerek hazırladım ve neşredildi. İlgi de gördü.

Okurlarınıza sunduğunuz kitaplarınızın her birini ayrı ayrı birer paragraf halinde anlatmanız mümkün mü?

1. Dini Bilgiler Dini Bilgiler (2005): Bir grup din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni arkadaşlarla beraber gençlere dini bilgiler vermek için hazırladık. Eser “Kitabımızı Tanıyalım, İman, İbadet Ahlak, Hazreti Muhammed'in Hayatı Mübarek Gün ve Geceler, Namaz Sureleri ve Duaları, Kırk Hadis” vb. bölümlerden oluşuyor. Üç Elma Yayınları tarafından yayınlandı.

2. İsra ve Miracı Anlamak (2007): İsra Hz. Peygamber (s.a.s.) in geceleyin Mescid-i Haram (Mekke)’den, Mescid-i Aksa (Kudüs)’e götürülmesidir. Mirac ise Mescid-i Aksa’dan Sidretü’l-Münteha’ya kadar olan yolculuğunu ifade eder. İsra ve Miracın tarihi seyrinin anlatıldığı çalışma Hz. Muhammed (s.a.s.)’in Allah katındaki yeri, Mirac’ın önemi, İsra-mirac yolculuğu ve Mirac’ın Hediyeleri adında beş bölümden oluşmaktadır. 64 sayfalık küçük bir risaledir. Ensar Yayıncılık tarafından yayınlandı.

3. Efendimiz (s.a.s) (2007): Hz. Peygamberin şemaili üzerine bir çalışmadır. İmam Suyuti’nin Camiu’s-Sağir adlı eserinin Hz. Peygamberin fiziki görünüşü (şemail) bölümünün hadisleri üzerine kurulmuştur. 810 rivayetin yer aldığı çalışmada yeniden tasnif edilerek açıklamalarla hazırlandı. Ensar Yayıncılık tarafından yayınlandı.

4. Kuran’ı Anlamaya Giriş (2007): Kur’an-ı Kerim’i okurken bir yandan da “Kur’an’ı, nasıl anlayalım?” düşüncesinin bir ürünü olarak bir grup din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeniyle birlikte gençlere yönelik olarak hazırladık. “Tanımak, okumak, öğrenmek, anlamak ve uygulamak” bölümlerinden oluşmaktadır. Ekdağ ve Burç yayınevleri tarafından yayınladı.

5. Muhammed Kudsi el-Bozkıri (2008): Konya’da halk arasında “Memiş Efendi” adıyla tanınan Muhammed Kudsi Efendi, 1784-1852 yıları arasında Bozkır ve Seydişehir’de yaşamış büyük bir âlim ve mürşittir. Nakşibendiye tarikatı şeyhlerinden Mevlana Halidi Bağdadi’nin halifelerinden olan Memiş Efendi, ilimle tasavvufu birlikte yürüten bir âlimdir. Onun hayatı, menkıbelerini ve etkilerini NEÜ İlahiyat Fakültesi’nden Doç. Dr. İsmail Bilgili Bey’le birlikte araştırarak kitaplaştırdık. Kitabımız İzi Süt A.Ş. tarafından yayınlandı.

6. Şeyh Muhammed Kudsi ve Silsilesi (2010): Bu da Memiş Efendi’nin tasavvufi silsilesi, terbiye ve eğitim metodunu anlatan bir eserdir. İsmail Kaya Hocanın Kütüphanesinde tespit edip yayına hazırladık. İzi Süt A.Ş. tarafından yayınlandı.

7. Muhtasar Muvatta Hadisleri (2011): İmam Malik, maliki mezhebinin esaslarını koyan büyük âlimlerden birisidir. Onun hazırladığı “Muvatta” adlı eserinde geçen hadisleri konulara göre tasnif edilerek hazırlandı. Konevi yayınları tarafından yayınlandı.

8. Peygamberimizi Tanıyalım, Anlayalım (2013): Bu eser, Rasulullah’ın fiziki özelliklerini, aile hayatını, ibadet hayatını, eğitimciliğini, beşeri ilişkilerini, yönetimini gibi tüm özelliklerini hadislerle tanıtmaktadır. Burç Yayınevi tarafından yayınlandı.

9. İslam’ın Orta Yolu (2018): Bu eser Prof. Dr. Murat Şimşek’in editörlüğünde bir grup akademisyenle birlikte mühtedilere yani İslam’ı yeni seçenlere ana hatlarıyla İslam’ı tanıtmak amacıyla pratik bir el kitabı olarak hazırlandı. Kitabın Hz. Peygamberin hayatı ile ilgili bölümü yani siyer kısmı bize düşmüştü. Burada Hz. Peygamberin hayatı bir özet halinde sunulmaktadır. Eser Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. tarafından yayınlandı.

10. İl Eğitim Tarihi Müzeleri Albümü (2018): Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 24 Kasım 2017’de 81 ilde açılan İl Eğitim Tarihi Müzelerini tanıtan bu eser, bir grup arkadaşla birlikte hazırlandı. MEB Orta Öğretim Genel Müdürlüğü tarafından yayınlandı.

11. Kaşıkçı Ali Rıza Efendi’nin 40 Hadis Şerhi (2019): Ali Rıza Efendi Konya’nın son döneminde yetişmiş ve Medine’ye hicret etmiş âlimlerindedir. O seçtiği kırk hadisi tasavvufi bilgiler ışında açıklamıştır. Konuları bazen kendi yazdığı şiirlerle şiirleriyle zenginleştirmiştir. Eser Kaşıkçı Ali Rıza Konevi Vakfı tarafından yayınlandı.

12. Konya Öğretmenleri (2020): Bu çalışmada Osmanlının son döneminde muallim olarak yetişmiş ve görevi Cumhuriyetin ilanından sonra da devam eden 120 öğretmenin hayat hikâyesi anlatılmaktadır. Hayat hikâyelerinin hazırlamasında Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü Özlük Arşivinde yararlanıldı. Eser Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. tarafından yayınlandı.

13. Konya İmam Hatip Okulu (2020): 1951’de Türkiye’de açılan ilk yedi imam hatipten biri olan Konya İmam Hatip Okulunun açılışı, öğretmenleri ve faaliyetlerini konu edinen belgesel niteliğindeki bu eser, okulun 1951’den 1971’e kadar ki 20 yılını kapsamaktadır. Eser Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. tarafından yayınlandı.

14. Şehrimiz Konya: Gençlerimize Konya’mızı tanıtmak ve sevdirmek amacıyla bir gurup öğretmen arkadaşla beraber hazırladık. Bu yıl içinde inşallah çıkacak.

Konya’da yaşamış peygamberler üzerine detaylı araştırma yaptınız. Bu konuyu etraflıca konuşmak istiyorum. Ama konuya önce Konya'nın derin tarihinden başlayalım. Eski çağlardan bu yana Konya’da hangi kavimler yaşamıştır?

Konya, tarihi bir şehir. Burada yerleşik hayat çok eski çağlarda başlıyor. Konya adının ‘Kutsal Tasvir’ anlamındaki ‘İkon’ sözcüğüne bağlı olduğu iddia edilir. Bu konuda değişik efsaneler bulunmaktadır. Bunlardan biri; kente dadanan ejderhayı öldüren kişiye şükran ifadesi olarak bir anıt yapılır ve üzerine de olayı anlatan bir resim çizilir. Bu anıta verilen isim, "İkonion" dur.

 Çatalhöyük, ve Karahöyük, Alaeddin Tepesi, Anadolu’daki ilk yerleşim merkezlerinden biridir. Çatalhöyük İlk defa yemek kültürünün başladığı, tarımın yapıldığı, ateşin kullanıldığı, yerleşik hayata geçildiği ve vahşi hayvan saldırılarına karşı ortak savunmanın yapıldığı merkez olarak karşımıza çıkmaktadır.

Alaaddin Tepesi de Çatalhöyük’e benzer izler taşır ve tarihi M.Ö.7000 yıl öncesine kadar gider. Bu tepe M.Ö. 2000’li yıllardan beri düzenli olarak iskân görmüş yerleşim merkezlerinden biridir. Tepede yapılan arkeolojik kazılarda Frig, Hitit, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait bulgular elde edilmiştir.

Frigler zamanında Konya surlarla çevrilmiş, bir kale-kent hâline gelmiştir. Sonra Lidyalılar‘ın egemenliğine giren şehir, M.Ö. 4. yüzyılda Persler (İranlılar) ve M.Ö. 2. yüzyılda da İskender, Selevkoslar ve Bergama Krallığının istilâsına uğramıştır. M.S.395’te Roma ve Bizans hâkimiyetine girmiştir. Kilistra ve Sille gibi Anadolu'daki Hıristiyanlık devrine ait ilk yerleşim yerleri yine Konya civarında yer almaktadır.

Yedinci yüzyıl başlarında Sasaniler, ortalarında ise Muaviye komutasındaki Emeviler, şehri geçici olarak ele geçirdi. Onuncu yüzyıla kadar bir Bizans eyaleti olan Konya, 1076’da Kutalmışoğlu Süleymanşah tarafından fethedildi. 1097'de Birinci Haçlı Seferi sırasında İznik kaybedilince başkent, Konya'ya taşındı. Selçuklular'ın 1308’de tarih sahnesinden çekilmesine kadar Anadolu Selçuklularının başkenti olarak kaldı. Sonra da Karamanoğulları Beyliği tarafından yönetildi. Fatih Sultan Mehmet, 1465’te Konya’yı Osmanlı devletine bağladı.

Binlerce yıl geçmişi olan bir kadim şehirden bahsediyoruz. İlahi emirleri halka iletmek üzere Konya’da kaç peygamber yaşamış ve isimleri nedir?

Konya’da on dört peygamberin yaşadığı rivayet edilir. “Cağdun, İklis, Mihran, Merih” adında dört peygamber Musalla Mezarlığındadır. Selçuk Es, Büyük “Büyük Konya Ansiklopedisi” adlı çalışmasında “Çağdun peygamber” hakkında: “Konya’da yatan ve ismi bilinen bir peygamberdir. Kabri eski kayıtlara göre Musalla Kabristanı’nda yakınında denilmektedir. Hakkında başka bir kayda tesadüf edilmemiştir. Musalla Kabristanı’nın Selçuklulardan evvelde mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Esasen ara sıra meydana çıkan Roma Mezarları da Konya’nın Romalılar zamanında Hristiyan kabristanı Musalla Mezarlığı’nın kuzeydoğu yönünde olduğunu göstermektedir.” demektedir.

İbrahim Hakkı Konyalı da Konya Tarihi adlı eserinde Konya ve civarında bulunan elli kadar mezarlıktan bahsettikten sonra: “Bu mezarlıkların hepsi yok olmuş gibidir. Bu gün ölü gömülen kabristanların sayısı dokuz onu geçmiyor. Konya’nın en eski kabristanı şehrin kuzeyindeki Musalla Mezarlığı’dır. Şeyh Hasan Kudsi Efendi merhum burada bazı Peygamberlerin de gömülü olduğunu söylerdi.” demektedir.

Üç peygamber Sarı Yakup Mezarlığı yakınındadır. Mehmet Ali Uz. bir peygamberin Eski Garaj Caddesi üzerinde Tolluoğlu Camii yanında, bugün park ve otobüs terminali haline getirilen kabristanda olduğunu ifade etmektedir.

Bir peygamber Şehitler mevkiindedir. Burası, Eski Garaj Caddesi, Büyük Otel’in bulunduğu mevkidir.

Bir peygamber, Hisarönü yakınındadır. Burası Atatürk Anıtı’nın güney kısmı ile Ticaret Lisesi arasındadır.

Üç peygamber, Sultan Alaaddin Camii bahçesindedir.

Hamun ve Şalih adında iki peygamber Yeni Kale Kapısı dışındaki kabristanda medfundur. Yeni Kale Kapısı Kabristanı bugün Zafer'deki Kibrit Apartmanı’ndan, Konya İl Sağlık Müdürlüğüne kadar uzanan alandır. Ayrıca Asmalı Cami haziresi hakkında “Konya’da, Tarihi ve 1946 Yılında Yıktırılan Kabristan Listesi” adlı makalesinde Mehmet Eminoğlu: “Hatip Sultan (Asmalı Cami Kabristanı) “Büyüklerimden işittiğime göre burada bir peygamber medfunmuş!” diye yazmaktadır.

DEVAMI…………

Peygamberler makam bekler

Eğitimci yazar Ahmet Çelik, Konya’da medfun peygamberler için mekân tespiti, makam ve çevre düzenlemesinin yapılmasından sonra da basın yoluyla bunun ulusal ve uluslararası etkin tanıtımın yapılmasını önerdi

Eğitimci yazar Ahmet Çelik, röportajının ikinci kısmında Konya’da medfun peygamberlerin kabirleri ile ilgili yapılması gerekenleri ortaya koydu. Çelik,  geniş bir taramayla kaynaklarının daha ayrıntılı tespiti ve bunların dini-ilmî boyutlarının araştırılarak yayınların gerçekleştirilmesi gerektiğini söyledi. Çelik ayrıcamedfun peygamberler için mekân tespiti, makam ve çevre düzenlemesinin yapılmasından sonra da basın yoluyla bunun ulusal ve uluslararası etkin tanıtımın yapılmasını önerdi.

Bu Peygamberler hakkındaki bilgi kaynakları nelerdir?

Bu konuda yazılmış eserlere göre Konya’da medfun peygamberler hakkındaki bilgiler “erbab-ı mükaşefe ve müşahede sahibi –yani kalp gözleri açık- mutasavvıfların verdikleri bilgilerine dayanmaktadır Keşf: “Aklın ve duyuların yetersiz kaldığı dini konularında doğrudan bilgi edinme yolu anlamında bir tasavvuf terimidir. Mukaşefe de “iki şey arasındaki perdenin kalkması ve bu iki şeyin birbirine karşı açığa çıkması”dır. Keşf, tasavvuf ehlinin yanı sıra bazı kelâm âlimlerine göre güvenilir bilgi kaynaklarından biridir. Aklî deliller gibi keşf de bazen kesin bilgi, bazen zan (yani kesin olmayan bir bilgi) ifade eder ve içtihatta olduğu gibi keşiflerde de bazen hata, yanılma ihtimali söz konusu olabilir.

Peygamberlerin yaşadıkları çağa dair bilgilere erişmek mümkün oldu mu?

 Konya’da adı geçen Peygamberlerin yaşadığı çağ ve faaliyetleriyle ilgili bilgi şimdilik mevcut değildir. Ancak Hz. İsa ile Hz. Peygamber (s.a.s.) arasında –ki bu döneme fetret dönemi diyoruz- peygamber gönderilmediğini biliyoruz. Buna göre adı geçen peygamberlerin Hz. İsa’dan önceki devirlerde yaşamış olmalılar.

Konya’nın tarihi şehir yapısı maalesef tahrip edilmiş ve pek çok eserin gün yüzüne vuran ışıltısı kalmamıştır. Peygamber kabirlerinin yerlerine dair hangi bilgilere erişebildiniz?

Peygamberlerin medfun bulunduğu yerler Konya kalesinin iç ve dış surunun içidir. Bu yerler olarak yaklaşık mevki olarak biliniyorsa da risalelerde belirtilen peygamber medfenlerinin tam olarak yerlerini günümüzde bilmek mümkün değildir. Çünkü buna dair herhangi bir kitabe, mezar taşı veya iz mevcut değildir.

Bu bilgiler ışığında; Dünyayı bilemem ama Türkiye’de en çok peygamberin yaşadığı şehir olarak Konya öne çıkıyor değil mi? Türkiye’de nerelerde hangi peygamberler yaşamış?

Ülkemizde; Şanlıurfa’da 13, Diyarbakır’da 10, Adıyaman ve Şırnak’ta 1’er, Tarsus’ta ise 3 peygamberin kabri ya da makamının olduğu rivayet edilir. Mesela Diyarbakır merkezde Yunus ve Cercis, Eğil ilçesinde Zülkifl, Elyesa, Harun Asafi, Danyal (Zülkifl (a.s) oğlu), Nebi Hallak ve Nebi Harut, Ergani ilçesinde ise Enüş peygamber bulunuyor. Tarsus Ulu camiinde Hz. Şit ve Hz. Lokman medfundur. Danyal (as)’ın makamı da Tarsus’tadır. Dolayısıyla bu şehirlerimiz kendilerini “Medine-i Enbiya-Peygamberler Şehri” olarak ilan etmektedirler. Konya’da ise 14 tane…

Konyalı Peygamberlere dair bilgiler hangi kaynaklarda yer alıyor?

Tespit edebildiğimiz kadarıyla Konya’da on dört peygamberin medfun olduğunu kaydeden yazma eserler ve bunların ait olduğu kütüphaneler liste halinde şunlardır;

1.”Mecmûa-i Enbiyâ-i İzâm ve Evliyâ-i Kirâm”, Mevlana Müzesi, İhtisas Kütüphanesi,Türkçe Yazmaları, No.5997;

2. “Haza Mecmuau Enbiyai İzam ve Evliya-i Kiram Rahimehullah”, Konya Mevlana Müzesi, Türkçe Yazmaları,No.2176/13;

3.“Mecmua: Konya’da Medfun Evliya ve Enbiya Medfenleri”, Koyunoğlu Müzesi Kütüphanesi No.10154;

4.“Mecmua: Konya’da Yatan Evliya ve Enbiya İsimleri”, Koyunoğlu Müzesi Kütüphanesi No.10171;

5. “Medine, Konya ve Haricinde Olan Enbiya-i İzam ve Evliya-yı Kiram'ın İsimleri” Ankara Milli Kütüphane, Arşiv No: 06 Mil Yz A 1309/17;

6. “Medine-i Konya Dâhilinde ve Haricindeki Enbiyânın ve Ehlullah-ı Kiramın Esami-i Şerifeleri, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Atatürk Kitaplığı, Osman Ergin Türkçe Yazmaları, Arşiv No.1123/6;

7. “Medine-i Konya dâhil ve haricinde günüde-i hak-i ıtırnak olan” Kütahya Tavşanlı Zeytinoğlu İlçe Halk Kütüphanesi Arşiv no: 43 Ze 218/8.

İki risalede eseri kaleme alanların isimleri geçmektedir. Bu şahıslar Mevlevi dergâhındandırlar. Bunlar sertarık Mehmet Fehmi Dede (v.1864), ahçı Mehmet Nesip Dede (v.1869), türbedar Safayi Ali Dede, Şemsi Tebrizi türbedarı Ahmed Dede (v.1872), neyzenbaşı Hasip Dede (1800-1871)’dir.Eserin 1857, 1895 ve 1905 tarihli üç ayrı yazım tarihi görülmektedir. Risaleyi kaleme alanlar bu tarihten sonra vefat etmişlerdir. Ayrıca eserin hattatı Mevlana Müzesi ve A. Süheyl Ünver nüshasında geçmektedir ki Hattat Silleli Osman b. Ahmet Şükrü Efendi’dir. Eserin yukarıdaki yazmalarından 1897 ve 1905 tarihli olanları onun tarafından yazıldığını göstermektedir. Hattat Osman Efendi, 1907’de Sille’de vefat etmiştir.

Konyalı araştırmacıların bugüne kadar konuya dair tespitlerinde tutarlılık var mı?

Bu konuda bazı çalışmalar karşımıza çıkmakta ve onlar da Konya’da 14 peygamberin medfun olduğunu ifade etmektedir. Prof. Dr. Süheyl Ünver, 1956’da Türk Folklor Araştırmaları dergisinde (sayı 89, sayfa 1417) yayınlanan “Konya’da Evliya Sayımı” adlı makalesinde Konya’da medfun Peygamberlerden ilk bahseden araştırmacılarımızdandır. Buna göre 355 veli ismiyle birlikte 14 peygamberin medfun olduğunu yazmaktadır. Yine bu nüshada da Konya velileri sayılırken Ali Gav Sultan’ı zikrettikten sonra “bu civarda bir sahabenin medfun olduğu” kaydı mevcuttur. Prof. Ünver makalesinde risaleyi kendisine Galip Kemali Söylemezoğlu hediye ettiğini belirtmektedir. Galip Kemali Söylemezoğlu ise Konya Valisi Ali Kemali Paşa’nın oğludur. Bu eser ona Konya’da vali olarak bulunduğu 1893-1897 tarihleri arasında hediye edilmiş olmalıdır. Konya’daki Peygamber ve evliya tespitiyle ilgili bir diğer kaynak ise araştırmacı Selçuk Es’e aittir. Es, 21 Ağustos 1965 tarihli Şehir Postası gazetesinde yayınlanan ve “Konya’da Yatan Peygamberler ve Evliyalar” adını taşıyan makalesini Konya Sultan Selim Camii baş imamı ve kayınpederi Abdurrahman Şükrü Özaydın’ın kitapları arasında bulduğu el yazması bir risale ile İbrahim Aczi Kendi’de mevcut bir risaleye dayanarak hazırladığını ifade etmektedir. Hasan Özender, “Konya Velileri” adlı eserinde Konya’da medfun bulunan peygamberle ilgili olarak “Mevlana İhtisas kütüphanesinde bulunan “Tûmar-ı Silsile-i Benî Âdem” adlı yazma esere dayanarak 14 peygamberin medfun olduğunu ifade etmektedir. Refi Cevat Ulunay, 2 Ekim 1965 tarihli Milliyet gazetesindeki “Konya’ma Şükran” başlıklı yazısında; “Konya Peygamberler ve veliler memleketidir. Konya’da 14 Peygamber medfundur. Bunların altısının isimleri malum, sekizinin meçhuldür ve cümlesinin nerelerde gömülü oldukları bellidir.” demektedir. Ayrıca A. Cenap Kendi 4 Ağustos 1990’da Yeni Konya gazetesindeki köşesinde “Konya Yatan Peygamberler ve Evliyalar” başlığıyla bu konuyu tekrar gündeme getirmiştir. “Konya’da Medfun Peygamberler” adlı en kapsamlı çalışma bizim hazırladığımızdır. Bu çalışma Merhaba Akademik Sayfalar’da (22 Haziran 2016’da) “Özel Sayı” olarak yayınlandığı gibi Konya Ticaret Odası’nın yayınladığı “İpekyolu” dergisinde (Nisan 2019, sy.374) tekrar neşredildi. Ayrıca konuyu 2016’da Koyunoğlu Müzesinde İkindi Sohbetleri’nde ve 18 Mayıs 2019’da Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesinde kalabalık bir dinleyici kitlesine sunduk.

Konya’yı Peygamberler Şehri olarak tarihe takdim etmek için ne tür çalışmaların yapılmasını önerebilirsiniz? Kabirlerin keşfedilmesi, gün yüzüne çıkarılması ya da temsili kabir veya makamlar oluşturulması mümkün mü?

Konya’da medfun peygamberlerle ilgili olarak öncelikle böyle bir şeyin mevcut olduğunu kabul etmek gerekir. Bundan sonra geniş olarak yeniden kaynak taraması yapılarak kaynaklarının daha ayrıntılı tespiti ve bunların dini-ilmî boyutlarının araştırılarak yayınların gerçekleştirilmesi gerekir. Medfun peygamberlerle ilgili olarak uzmanlarca medfun peygamberler için mekân tespiti, makam ve çevre düzenlemesinin yapılmasından sonra da basın yoluyla bunun ulusal ve uluslararası etkin tanıtımın yapılması gerekir. Eldeki mevcut yazma nüshalarda Konya’nın altı bölgesinde peygamberlerin medfun olduğu zikrediliyordu. Bu yerler Musalla Mezarlığı, Sarı Yakup Mezarlığı, Alaaddin Camii, Yeni Kale Kapısı, Şehitler Mevkii ve Hisarönü’dür. Bu konuyu 2019’da Belediyemiz gündemine almıştı. Bu kapsamda Prof. Dr. Mahmut Erol Kılıç beyle de istişare ettik. Mehmet Ali Uz ve Hasan Yaşar beyle birlikte günümüzde nerelerin makam yapımı için uygun yer olabileceğine dair bir keşif gezisi yaptık. Musalla Mezarlığı, Sarı Yakup Mezarlığı ve Alaaddin Camii bahçesinin en uygun yerler olabileceği kanaatine vardık. Mevlana Kültür Merkezinde 27 Kasım 2019’da bir grup ilahiyat, dinler tarihi, tarih, arkeolog gibi alanında uzman akademisyenlere ve yerel araştırmaların katıldığı bir çalıştay yaptık. Orada “Konya’da medfun peygamberlerle ilgili olarak yetkili kurumlarca mekân tespitine resmiyet kazandırılması, tespiti yapılan mekâna uygun makamın yapılması ve bunlara ait olacak tanıtıcı işaretlerin konulmasının uygunluğunun ilgili makamlara iletilmesine dair bir sonuca da varılmıştı. Ama son durum nedir bilmiyorum.

Yeryüzünde bilinen peygamber kabirleriyle ilgili neler anlatabilirsiniz?

Tarihte bazen peş peşe, bazen aynı zaman dilimi içinde, bazen da kısa veya uzun aralıklarla peygamberler gönderilmiştir. Peygamberlerin ilki Hz. Âdem (as), sonuncusu Hz. Muhammed (s.a.s.)’dir. Peygamberlik Hz. Muhammed aleyhisselam ile son bulmuştur. Hz. Muhammed (sas)’in tüm insanlığa gönderildiği için “hateme’n-nebiyyin ver-rusülin” olmuştur. Rasulullah (sas): “Ben peygamberlerin sonuncusuyum ve benden sonra peygamber olmayacaktır.” buyurmaktadır. Hz. Peygamber (s.a.s.)’in Medine de bulunan kabri dışında diğer peygamberlerin kabrini tespit oldukça zordur. Ahmed b. Hanbel’in Müsned’inde şöyle bir hadis anlatılır: “Âdem (as) vefat edeceği zaman çocuklarına: “Ey oğullarım, canım cennet meyveleri istiyor.” dedi. Bunun üzerine çocukları meyveleri aramaya gittiler. Yolda onları melekler Âdem’in kefeni ve kokusu ile karşıladılar. Yanlarında kazma, kürek ve zembil vardı. “Ey Âdemoğulları neye gidiyorsunuz?” dediler. Onlarda babalarının isteklerini söyleyince: “Geri dönün, onun eceli geldi.” dediler. Geri dönünce Hz. Havva gelenleri tanıdı. Âdem’in arkasına sığındı. Âdem (as): “Yanımdan çekil! Melek bana senin tarafından geldi. Benimle Rabbim arasından çekil.” dedi. Sonra ruhunu kabzettiler. Onu yıkayıp kefenlediler. Ve kokular sürdüler. Ona bir mezar kazdılar. Ve mezarda bir lahit açtılar. Sonra namazını kılıp mezara indiler onu mezara yerleştirdiler. Üzerini kerpiçle kapattılar. Sonra mezardan çıkıp toprak atmaya başladılar. Sonra da: “Ey Âdemoğulları, ölüleriniz hakkında tutacağınız yöntem işte budur.” dediler. (Müsned, 24.592)

Başka bir rivayette Rasulullah (sas), Musa (as)’ın vefatıyla ilgili olayları anlattıktan sonra, Musa (as): “Ey rabbim beni mukaddes topraklara bir taş atımı kadar yaklaştır. Orada ölüp gömüleyim” dedi. Rasulullah (sav): “Vallahi eğer Musa’nın gömüldüğü yerde olsaydım yol kenarında kızıl kum tepesinin yanında bulunan mezarını sizlere gösterirdim.” buyurmuştur. (Müsned, 24.677) Rasulullah (s.a.s), Hz. Davud (a.s)’ın vefatını şöyle anlatır. “O kıskanç biriydi. Dışarı çıktığında kapıları kapatır, kimse içeri alınmazdı. Hanımı avluya çıkınca birini gördü ve o sırada Davud (a.s) geldi. “Sen kimsin?” dedi. O da: “Ben krallardan korkmayan ve onların koyduğu perdelerle yolu engellenemeyen bir kimseyim.” deyince Davud (a.s): “Vallahi sen ölüm meleğisin Allah’ın emrine merhaba.” dedi. O ruhunu teslim edinceye kadar yerinde dikilip kaldı.” (Müsned, 24.697) Sebe suresi 14. ayet, cinlerin, Hz. Süleyman (a.s)’ın öldüğünü, ancak dayandığı asasını bir ağaç kurdunun yemesi sonucu anladıkları bildirilmektedir. Hz. Peygamber (s.a.s.) “Peygamberler vefat ettikleri yere gömülürler.”

Yine Rasulullah (s.a.s.): “Her peygamber mutlaka ruhunu teslim ettiği yere defnedilir.” (Muvatta, Cenaiz, 27) buyurmuştur. Sonuç olarak tarihen bir “İslam şehri” olan “Konya” çok eski çağlardan beri insanların yerleşim yeri olmuş, pek çok medeniyete beşiklik etmiştir. Dolayısıyla Allah tarafından bu bölgede yaşayan insanlara emir yasakları tebliğ ve irşat için bir peygamber gönderilmesi mümkündür. Kur’an-ı Kerim’de: “Her ümmetin bir peygamberi vardır. Peygamberleri geldiği zaman, aralarında adaletle hükmedilir ve onlara asla zulmedilmez.” (Yunus 47); “Biz, bir peygamber göndermedikçe (kimseye) azap edecek değiliz” (İsra 15); “Andolsun ki biz, “Allah'a kulluk edin ve tağuttan sakının” diye (emretmeleri için) her ümmete bir peygamber gönderdik.” (Nahl, 36) ve “Andolsun, senden önce de peygamberler gönderdik. Onlardan sana kıssalarını anlattığımız kimseler de var, durumlarını sana bildirmediğimiz kimseler de var.” (Mümin 78) buyrulduğu gibi Allah her topluma bir peygamber göndermiştir. Kaynaklarda Rasullerin sayısının 313’e, nebilerin ise 124.000’e ulaştığı belirtilmiştir. İşin doğrusunu Allah bilir…

Masanızda olan çalışmalar hakkında bilgi vermek ister misiniz?

Hazır ve devam eden pek çok çalışma var. Onlardan bir kısmı şunlar diyelim.

1. Güneysınır Temettü ve Nüfus Defteri: Güneysınır ilçesinin Osmanlı dönemine ait vergi ve nüfus defterleridir. Doğduğum yere bir vefa borcu olarak bu çalışmayı yaptım.

2. Mehmet Emin Bolay ve Makaleleri: Mehmet Emin Bolay Konya’nın son dönemde yetiştirdiği önemli âlim, gazeteci, avukat ve yazarlarından birisidir. Bolay’ın İbret, Babalık, Yeni Konya ve Yeni Meram’da çıkan birçok makalesi var. Konya’nın yakın tarihine ışık tutacak nitelikte olan makalelerini toplayarak terceme-i hali ile birlikte yayına hazır hale getirdik.

3. Ahmet Yesevî Divanı: Ahmet Yesevi’nin Divanı Hikmeti’nin ilk Türkçe çevirisini Doç. Dr. İsmail Bilgili ile birlikte hazırlamaya devam ediyoruz.

4. Konya’da Mevcut Müessesat-ı İslamiye: Konya’nın Türkler tarafından fethedilmesinden sonra bir İslam şehrine dönüşmesinin en önemli göstergesi burada inşa edilen saray, kale, cami, mescid, kervansaray, han ve türbeler gibi yapılardır. Hamdizade Abdülkadir Erdoğan 1914’te Konya’nın bu yönünü -el yazması- bir çalışmasında bunları ayrıntılı bir şekilde kayda geçirmiş. Biz de bu çalışmasını günümüz Türkçesine aktararak hazırladık.

5. Konya Islah-ı Medarisi İslamiye Medresesi: Osmanlının son döneminde Konya’da nitelikli âlimler yetiştirmek için açılmış ilk İslam Üniversitesi olan "Islah-ı Medaris Medresesinin eğitimi, hocaları, öğrencileri ve diğer faaliyetlerini ele alan bir çalışmadır. Bu yüksek din eğitimi kurumunda Zeynelabidin Efendi, Ahmet Ziya Efendi, Rıfat Efendi, Hasan Kudsî Efendi, Ali Rıza Kudsî, Refik Kırış, Ali Yücesoy, Fahri Kulu, Hacı Veyis Efendi, Hacı Veyiszâde Mustafa Efendi, İbrahim Hakkı Konyalı ve Ömer Lütfi Tekin gibi Konya’nın önde gelen âlimleri ders vermiş ve Abdullah Tanrıkulu, Tahir Elliiki, Hakkı Özçimi, Osman Oktaç, Saatçi Osman Efendi, Zekai Sarsılmaz, Ferid Ülgen, İbrahim Rüştü, İbrahim Hakkı Konyalı, Ahmet Muhtar Altunay ve Mehmet Fatih Göktay gibi birçok değerli ilim, fikir ve gönül ehli insan yetişmiştir.

6.Konya Maarif Atlası: 1923’ten 1930’a kadar geçen Cumhuriyetin ilk altı yılındaki Konya’ın eğitim envanteri, sicilidir. Burada 1300 kadar eğitimcinin biyografisine Konya İl MEM Arşivinden yararlanarak hazırladık.

7. Konya’da İrfan Medeniyeti: Selçukludan itibaren Konya ve civarında yetişen gönül coğrafyamızın mutasavvıflarını araştırdığımız bir çalışmadır.

Ayrıca Akademik Sayfalar, Konya Burada, Edirne Evladı Fatihan, Karaman İmaret, Beyaz Bulut ve Mahalle Mektebinde yayınlanan 200 kadar makale birikti. Uluslararası sempozyumlarda sunduğum bazı bildirilerim de var. Bunlar da oldukça değerli çalışmalar; Allah nasip ederse bunların da kitaplaşmasını arzu ve ümit ediyorum.

Hepsi bir birinden değerli çalışmalar için tebrik ediyorum.

Kaynak: MUSTAFA GÜDEN => http://www.konyayenigun.com/ramazan-da-yenigun/peygamberler-makam-bekler-h535807.html 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.